"Bazı sektörler kendi ayağına kurşun sıkıyor"
"Bazı sektörler kendi ayağına kurşun sıkıyor"
ANKARA - İş dünyasının hükümete önlem alınması çağrısına yanıt veren Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Bazı sektörler 'battık bittik' diyerek kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar. Sektör bitti ifadelerinin artması, sektörleri gerçekten bitirir. Kriz kelimesini artık çöpe atın" dedi. Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) düzenlediği toplantıya katılan Çağlayan, son günlerde ekonomi çevrelerinden peş peşe gelen eleştirilere, "Tepki gösteriyor durumuna düşmek istemem, ancak bilerek söylüyorum, bu denli olumsuzluk yok" sözleriyle karşı çıktı. Çağlayan, bu şekilde söylemlerin Türkiye'yi olduğundan daha hassas gösterdiği görüşünü savundu. "Kriz kelimesini artık çöpe atın" Mortgage krizinden olumsuz etkilenen sektörlerin temsilcilerinin yakınmalarına ilişkin, 'telaşa gerek yok' diyen Çağlayan, şunları söyledi: "Mortgage krizinin dünyayı nasıl etkileyeceği belli değil. Türkiye bu ürünlerden çok fazla kullanmadığı için Türkiye'nin de nasıl etkileneceği belli değil. Bazı sektörler 'battık bittik' diyerek kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar. Sektör bitti ifadelerinin artması sektörleri gerçekten bitirir. Kriz kelimesini artık çöpe atın. Bu tür söylentiler toplumda kaos yaratıp, kendilerine zarar veriyor." 50 kişiden fazla işçi için kolaylık İşverenlerin 5 puanlık prim indirimine ilişkin uygulamanın bu yıl başlayacağını Başbakan Erdoğan'ın söylediğini hatırlatan Çağlayan, 222 milyar YTL'lik bütçenin yüzde 37'sinin sosyal güvenlik transfer harcamalarına gittiğini, geçmiş dönemde uygulanan politikalar sonucunda, sosyal güvenlik sisteminin kirlendiğini bildirdi. İstihdam paketi konusunda da ciddi bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Çağlayan, 50 kişiden fazla işçi çalıştıranlara yönelik getirilen zorlukların tamamının kaldırılmasına çalıştıklarını, kıdem tazminatı ve İşsizlik Sigortası Fonu'yla ilgili çalışmalar yaptıklarını söyledi. Makine üreticilerinin kullanılmış makine ithalatına yönelik şikayetlerinin hatırlatılması üzerine Çağlayan, ithalata karşı olduğunu yineledi. "AB'den 'hamili kart yakınım' ile fon alınmaz" DÜNYA'nın 19 Şubat günü okurlarına duyurduğu AB'nin KOBİ'lere yönelik CIP ve IPA programları hakkında da bilgi veren Çağlayan, toplamda 2 milyar 310 milyon Euro olan bir iki fonun Türk firma ve kurumlarınca en üst düzeyde kullanılabilmesi için koordinasyonu sağladıklarını dile getirdi. Çağlayan, "Her bir AB programına katılmak için de belirli oranda kaynak aktarıyoruz. Esas canımızı yakan bu... Bir işadamı olarak bakıyoruz, yatırdığımızdan daha fazla kaynak sağlamalıyız. Herkese çağrım şu, yaratıcı, uygulanabilir yeni projeler üretmeliyiz. Başka kaynak almanın yolu yok. Avrupa Birliği fonlarından 'hamili kart yakınımdır, çok iyi bir insandır' diyerek fon almak mümkün değil" diye konuştu. 140 milyon Euro'luk kaynak tahsisi Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı IPA fonlarından kullanılacak 140 milyon Euro'luk kaynağın bakanlık koordinasyonunda kullandırılacağını, Avrupa Birliği komisyonu ile Türk işletmelerinin yüzyüze gelmeden projelerin geliştirileceğini açıklayan Çağlayan, Düzey 2 olarak adlandırılan 41 ilde KOBİ'lerin, iş ortamının iyileştirilmesi ve işletme kapasitelerinin artırılması olarak adlandırılan iki bileşen kapsamında fon kullanabileceklerini kaydetti. Çağlayan, 2007-2009 yılları arasında, her bir bileşen içinde proje çağrısı açıklanacağını, programın önceliklerinin ise iş ortamının iyileştirilmesi, işletme kapasitelerinin artırılması ve girişimciliğin desteklenmesi olduğunu vurguladı. Türkiye'ye özel bir tahsisi bulunmayan, ancak toplamda 2 milyar 170 milyon Euro'luk büyüklüğü ile dikkatleri üzerine çeken CIP-Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Çerçeve Programı- Girişimcilik ve Yenilik alt programı hakkında da bilgi veren Çağlayan, 2007-2013 yılları arasında uygulanacak programdan çeşitli yollarla kaynak sağlanacağına işaret etti. İnovasyon projelerinde ise teklif çağrılarında açıklanacak sektördeki şirketlerin rol oynayacağını kaydeden Çağlayan, üniversiteler, sanayi ve ticaret odaları, teknoparklar, kuluçka merkezleri, araştırma merkezleri, sivil toplum örgütleri ile işbirliği yaparak doğrudan Avrupa Komisyonu'na başvurabileceklerini açıkladı. Kendi bakanlığı dahil tüm bakanlıkların AB ile uyum ve diğer AB çalışmaları konusunda yoğun bir gündemi olduğunu kaydeden Çağlayan, hükümete getirilen, "AB ile ilgili çalışmaların yavaşladığı" eleştirilerinin haksız olduğunu öne sürdü. "Yabancı yatırımcının önünü kesiyoruz" Türban tartışmalarının ekonomiyi olumsuz etkilediğine yönelik bir görüş üzerine Bakan Çağlayan, Türkiye'nin dışarıdan çok farklı görüldüğünü, birçok büyük şirketin ciddi yatırım yapma hazırlığında olduğunu bildirdi. Türkiye'nin olduğundan farklı gösterilmesiyle yabancı yatırımların önünün kesildiğini kaydeden Çağlayan, "Demir-çelik sektöründe sadece yerli şirketler 2 milyar doların üzerinde yatırıma hazırlanıyorlar. Türkiye dünya otomotiv üssü olmaya adaydır. Manga firması 400 milyon dolarlık yatırım için Türkiye'yi seçti, bir şirket de 1 milyar dolar yatırım için karar aşamasında" dedi.