"Dünya ekonomisi yüksek performans göstermez"
"Dünya ekonomisi yüksek performans göstermez"
(13:00)İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Ali Kibar, artık dünya ekonomisinin, gelişmekte olan ekonomilerin yüksek performans göstermesine elverişli olmaktan çıktığını belirtti. TÜSİAD'ın hazırlattığı Kurumsal Risk Yönetimi başlıklı raporun tanıtımı dolayısıyla düzenlenen "Kurumsal Risk Yönetimi ve 2008 Yılı Risk Öngörüleri" konulu seminerde konuşan Kibar, dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini, 2007 yılına ait verilerin, son yıllarda istikrarın getirdiği büyüme döneminin artık sonuna gelinmiş olunduğunu gösterdiğini ifade etti. Kibar, 2007'nin kriz sonrasında sağlanan istikrar ortamının getirdiği yüksek büyüme sürecinin son yılı olduğunu, 2008'e girildiğinde ise ekonomik göstergelerdeki bozulmanın yanı sıra uluslararası piyasalardaki koşulların da değişmiş olduğunu gördüklerini belirterek, şunları kaydetti: "Artık dünya ekonomisi, gelişmekte olan ekonomilerin yüksek performans göstermesine elverişli olmaktan çıkmıştır. Uluslararası finansal piyasalarda başlayan dalga, reel ekonomiyi de tehdit etme noktasına gelmiştir. Bu sebeple, risklerin ve daha önemlisi risk algılamasının arttığı, artacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Risk algısının arttığı dönemler, finansal piyasaların çok daha seçici, çok daha titiz davrandığı dönemlerdir. Ekonomik kırılganlıkların, ertelenen reformların bedelinin daha yüksek olduğu dönemlerdir. Böyle dönemlerde, istikrarlı siyasete ve ekonomiye sahip, verimliliği ve rekabeti destekleyen, uygulamalarını tamamlamış ve risk yönetimi yapabilen ekonomilerin diğerlerine göre daha az zararla çıkacağı muhakkaktır." Kibar, söz konusu zararları en aza indirgemek için hükümetler gerekli ekonomik önlemleri almakla yükümlü olsalar da, doğru risk algılamasını şirket kültürünün bir parçası haline getirmenin ve belirlenmiş olan bu politika çerçevesinde faaliyette bulunmanın şirketlerin yükümlülüğünde olduğunu söyledi. "Yok edici etkiler oluşabilir" Ali Kibar, riskin, iş hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade ederek, kurumların hissedarlarına mümkün olabilen en yüksek değeri sağlayabilmelerinin, faaliyet göstermekte oldukları tüm iş kollarında karşı karşıya olunan risklerin doğru bir şekilde yönetilmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti. Kurumların karşılaştıkları her fırsatın beraberinde riskleri de içerdiğini, bu nedenle kurumların sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmalarında riskleri etkin bir şekilde belirlemenin, ölçmenin ve yönetmenin son derece önemli bir etken olduğunu vurguladı. Son zamanlarda yaşanan birçok olumsuz örnekte olduğu gibi artan rekabet koşullarının, risk-kazanç dengesinin iyi kurulamadığı kurumlar üzerinde yok edici etkiler doğurabildiğini ifade eden Kibar, gelir yaratmak yönünde yaşanan bu zorlu ortamın kurumlara, gelirlerini artırmak kadar maliyetlerini ve kayıplarını da azaltarak kazançlarını optimize etmelerinin ne derece önemli olduğunu hatırlattığını söyledi. Kibar, "Bu sebeple, birçok şirket artık riski stratejik bir araç olarak görmeye ve riski sistematik olarak yöneterek rekabet edebilme güçlerini sağlamlaştırmaya başlamıştır. Şirketin hedefleri çerçevesinde belirli olayların ya da koşulların tanımlanması, sonuçlarının öngörülmesi ve bunlara karşılık bir strateji geliştirilmesi, artık günümüz iş dünyasında sürdürülebilir başarıyı sağlamak için şart olmuştur" diye konuştu. Türk ticaret hayatında ve iş dünyasında bu standartlara uyum için kurumsal risk yönetimi anlayışının hızla yerleşmesi gerektiğini vurgulayan Kibar, şirketler için yatırım, kazanç, fırsat, rekabet avantajı ve büyüme kavramları arasında başarılı bir denge oluşturmanın hayati önem taşıdığını, her sektörün kendi alanını ilgilendiren riskleri bilmesi ve bu risklere karşı önlem alması, zincirin halkalarının kopmadan devamı için zorunlu olduğunu, günümüz piyasa koşullarının ancak ileriyi görebilen ve yönetebilen şirketleri ayakta bırakacağını söyledi.