"Hala IMF anlaşmasının konuşulması tuhaf"

MÜSİAD, IMF ile bir anlaşma yapılırsa, gelişmemizi engellemeyecek ve orta vadeli programda açıklanan hedeflere uygun olmalıdır dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, hala IMF anlaşmasının konuşulmasının, kendilerine biraz tuhaf geldiğini belirterek, "Ancak, IMF ile bir anlaşma yapılırsa bu anlaşmanın, gelişmemizi engellemeyecek ve orta vadeli programda açıklanan hedeflere de uygun bir anlaşma olması gerekmektedir" dedi.

"3. MÜSİAD Başkanlar Toplantısı"nın ardından sonuç bildirgesini açıklamak üzere MÜSİAD Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Vardan, krizin etkilerinin tüm dünyada çok yıkıcı olduğunu belirtti.

Tarihten ders alındığı takdirde, krizi fırsata çevirmenin mümkün olabileceğini dile getiren Vardan, bugün karşılaşılan sorunların başında, dünya ölçeğinde yaşanan adaletsizliklerin ve haksızlıkların geldiğini söyledi.

Kıt olan doğal kaynakların kullanımındaki aşırılığın, dikkatsizliğin ve sorumsuzluğa göz yumulmasının, tabiatın dengesinin bozulmasına neden olduğunu belirten Vardan, şunları kaydetti:

"ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Çin'in, endüstrileşme boyutları itibariyle kaynakların kötü kullanılmasında önemli sorumlulukları olduğu aşikardır. Yükselen ekonomilerin de devreye girmesi ile doğada yaşanan tahribatın boyutları muhakkak artacaktır. Bu nedenle, Kyoto Protokolü'nün tüm ülkelerce imzalanması ve sunduğu kurallara uyulmasının alternatifi yoktur.

Bunların yanı sıra, dünya barışını tehdit eden savaşlar, işgaller ve bir dizi gayri kanuni faaliyetler hala dünya gündemini yoğun bir şekilde meşgul etmekte ve insanları mutsuz ve huzursuz kılmaktadır."

Demokratik açılımlar

Vardan, Orta Vadeli Programın, Türkiye'nin krizden çıkış sürecinde neyi nasıl yapacağına yönelik olarak hem dış hem de iç piyasalardaki belirsizliği ortadan kaldırdığını belirterek, alınan kararları takdirle karşıladıklarını bildirdi.

MÜSİAD'ın, demokratik açılımlar konusunda Türk milletine ve Türkiye'ye olan güvenin korunması gereğini vurguladığını ve atılan adımların devam ettirilmesini desteklediğini anlatan Vardan, Türkiye ile Suriye arasında vize uygulamasının kaldırılması yönündeki mutabakatı da memnuniyetle karşıladıklarını ve benzer uygulamaların özellikle komşu ve çevre ülkelere de yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi.

"İş hayatını zorlaştıran kamu bürokrasinin" azaltılmasına yönelik atılan adımları desteklediklerini ve sunulan kamu hizmeti kalitesinin daha da arttırılmasını istediklerini ifade eden Vardan, "yargı reformu" kapsamında işletilmeye başlayan sürecin de bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.

MÜSİAD'ın, Almanya'daki genel seçim sonuçlarının Türkiye-AB ilişkilerine olumlu yönde yansımasını temenni ettiğini dile getiren Vardan, "Avrupa entegrasyonuna zarar veren yaklaşımların ve söylemlerin Türkiye-AB ilişkilerini zedelediği bir sürecin ardından, Almanya'daki genel seçimler sonrasında kurulacak yeni hükümetin, Türkiye-AB müzakereleri açısından yapıcı bir rol üstlenmesi en büyük arzumuzdur" diye konuştu.

Vardan, anayasa değişikliklerine gösterilen direncin, demokratikleşme yolunda büyük adımlar atmaya gayret gösteren bir ülkeye yakışmadığını da sözlerine ekledi.

"IMF anlaşmasına gerek olmadığını söylemiştik"

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vardan, bir gazetecinin, "TÜSİAD, hükümete 'MÜSİAD'ı daha çok dikkate alıyorsunuz' diye sitem ediyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Vardan, "Böyle bir polemiğe girmek istemiyorum. Biz hem ülkemize hemde üyelerimize katkı yapmaya devam ediyoruz. Herkesin çalışması değerlidir. Biz, kendi yapacağımız organizasyonlara kilitlenmiş durumdayız" karşılığını verdi.

Diğer bir soru üzerine de Vardan, IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının, küresel krize çıkış arandığı bir zamanda ve G-20 zirvesinin ardından İstanbul'da yapılmasının, Türkiye için çok anlamlı olduğunu söyledi.

Toplantılarda alınacak kararların, tarihe "İstanbul Kararları" olarak yansıyacağını dile getiren Vardan, "Dün açıklanan İstanbul'un finans merkezi olması da çok önemli. Krizde, dünya finans sektörü sallanırken Türkiye'deki bankacılık sektörünün ayakta kaldığını görüyoruz. İstanbul'un bölgede güçlü bir finans merkezi olması, ardından da küresel bir finans merkezi olması yönünde atılan adımların çok anlamlı olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

Bir gazetecinin IMF anlaşmasıyla ilgili sorusu üzerine de, IMF ile yapılacak anlaşmanın aslında, hükümetin vereceği siyasi bir karar olduğunu dile getiren Vardan, şöyle konuştu:

"Biz bugüne kadar IMF anlaşmasına gerek olmadığını söylemiştik. Ancak, bir çok çevre küresel krizin etkisinin yoğun hissedildiği dönemde Türkiye'yi IMF ile anlaşma yapması gereken başlıca ülkeler arasında gösterme gayreti içerisine girdi.

Ülkemizde genel bir yaklaşım var. İnsanlar bir yere tutunma ihtiyacı hissediyor. Ancak, geriye doğru baktığımızda bugünlere kadar IMF ile anlaşma yapmadan da rahatlıkla gelebildiğimizi görüyoruz.

Hükümet, Orta Vadeli Program'ı açıkladı ve bu programla belirsizliği kaldırmış oldu. Gelinen bu noktada hala IMF anlaşmasının konuşulması bize biraz tuhaf geliyor. Ancak, IMF ile bir anlaşma yapılırsa, bu anlaşmanın, gelişmemizi engellemeyecek ve orta vadeli programda açıklanan hedeflere de uygun bir anlaşma olması gerekmektedir."

Bir gazetecinin, ÖTV ve KDV indirimleri ile ilgili sorusu üzerine de Vardan, "Biz, bu indirimlerin yıl sonuna kadar devam ettirilmesini istiyorduk, ancak hükümetin takdiri bu yönde olmuştur. Saygı duyuyoruz" diye konuştu.