"Hissedarlarımız mağdur oluyor"

"Hissedarlarımız mağdur oluyor"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

(17:00)İSTANBUL - İhlas Holding, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in, açıklamalarını eleştirerek, İhlas Finans Kurumu A.Ş'nin (İFK) faaliyete başlamasının mümkün olmadığı yönündeki açıklamasının, şirketi ve hissedarları mağdur ettiğini, bu konudaki hukuki haklarının saklı kalacağını duyurarak, holdingin, "oluşacak yeni ortaklı katılım bankasının" faaliyete geçmesi için BDDK dahil ilgili kurumlara gerekli müracaatları yapacağını duyurdu. İhlas Holdingden Borsaya gönderilen yazıda, BDDK Başkanı Bilgin imzasıyla Borsaya gönderilen, İFK ortaklarının bir katılım bankası ortağı olamayacağı ve bu nedenle tasfiye halindeki İFK'nın faaliyete başlamasının mümkün olmadığı açıklaması hatırlatılarak, bu açıklamaların gerekçelerinin belli olmadığı ve "hiç sorulmadığı halde eksik bilgiye istinaden yapılmış olabileceğinin anlaşıldığı" iddia edildi. Yeni bir banka kuruluşu yapılmadığı ifade edilen açıklamada, bu konudaki çalışmaların neler olduğu hakkında hiçbir talepte bulunulmaksızın yapılan bu açıklamayla, şirketin, hissedarların ve İFK'nın 75 bin 550 hesap sahibinin mağdur edildiği iddia edildi. Açıklamada, 2001 krizi sonrasında BDDK tarafından İFK'nın faaliyet izninin kaldırıldığı anımsatılarak, faaliyet izninin, likidite sıkışıklığı gerekçesiyle ve "özel finans kurumu faaliyetlerini ifa edemeyeceği anlaşıldığından" ifadesiyle kaldırıldığı, bu nedenle, İFK'nın katılım bankacılığı yapma lisansının devam ettiği savunuldu. "Hukuki haklarımız saklı kalacaktır" İFK'nın likidite pozisyonu düzeltilip, maksadını gerçekleştirecek ekonomik güce ulaştığında "mevcut özel finans kurumu lisansının devam ediyor olması nedeniyle, diğer şartların da varlığı halinde, faaliyet izninin kaldırılması kararının idari bir işlem olması ve idari işlemin iptal gerekçeleri ortadan kaldırıldığında yeniden faaliyet izni verilmesi şartlarının yerine gelmiş olacağı" iddia edilen açıklamada, bu yönüyle, konunun incelenmesi bakımından uluslararası kuruluşlarla münhasır mali danışmanlık sözleşmeleri yapıldığı belirtildi. Şirketin temel arzusunun, tasfiye halinde bulunan İFK'daki hissedar yapısının likidite bakımından güçlü yeni ortaklara devredilmesini temin etmek ve cari, katılım hesabı sahiplerinin hesaplarının en kısa zamanda ödenmesine imkan tanımak olduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Sosyal bir konu olan bu tür sorunların çözümünde katkı sağlaması beklenilen kurum ve kişilerin, eksik bilgi ve değerlendirmelerle yaptıkları açıklamalar, sorunun çözümüne değil, büyümesine yol açacağından, üzüntüyle karşılanmıştır. Şirketimiz, konunun bütün boyutlarını uluslararası uzman kişi ve kuruluşlarla birlikte inceleme ve değerlendirme aşamasında iken yapılan bu zamansız açıklama, çözüme değil, şirketimizin ve hissedarlarımızın maddi ve manevi yönden mağdur olmalarına yol açmaktadır. Bu konudaki hukuki haklarımız saklı kalacaktır. "Yanıltmaya yönelik açıklamada bulunulmamıştır" İFK'nın faaliyet izninin geri verilme kararını takiben, şirketimizin ortak olarak kalması dahi, 5411 Sayılı Kanunun 8. Maddesi anlamında bir sakınca oluşturmayacağı gibi, asıl hedefin hisselerin devri suretiyle, ekonomik yönden güçlü ve bankacılık anlamında deneyimli ortakların, yani kanunun aradığı şartlara sahip ortakların 5411 Sayılı Kanunun 8. Maddesine uyan durumları hakkında dahi, şimdiden sabit bir bakış açısı oluşturulmasını, hukuki ve sosyal açıdan mahzurlu bulmaktayız. Şirketimiz, hiçbir zaman, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltmaya yönelik açıklamada bulunmamıştır. Şirketimiz, İFK'daki hesap sahiplerinin beklenti ve durumunu bir an önce çözmeye yönelik oluşabilecek stratejik yatırımcıların ilgisini karşılamak maksadıyla, mali ve hukuki yönden uzman kuruluşlarla danışmanlık akdi yaparak, kanunun olabilirliğini incelemeye başlamış ve halka açık bir şirket olduğu için de kamuoyunu bu yönde zamanında bilgilendirmiştir, asıl bu bilgilendirmeyi yapmaması, kamuoyunu yanıltmak olurdu. Şirketimiz, bu yöndeki, ilgili uluslararası uzman kuruluşların çalışmaları sonucunda, yurt dışı finans kuruluşları ve potansiyel ortaklardan gelen ciddi taleplerin incelenerek gerekli hazırlıklar tamamlandığında, hem kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecek ve hem de oluşacak yeni ortaklı katılım bankasının faaliyete geçmesi için BDDK dahil ilgili kurumlara gerekli müracaatlarını yapacak, evrakını sunacaktır." BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin imzasıyla 29 Şubat 2008'de Borsaya gönderilen yazıda, katılım fonu kabul etme izni ve yetkisi kaldırılmış bulunan İFK'nın nitelikli paya sahip gerçek/tüzel kişi hissedarlarının 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 8'inci Maddesinin Birinci Fıkrasının C Bendi gereğince bir bankada kurucu ortak olabilmesinin mümkün olmadığı, hissedarların kanun karşısındaki hukuki durumunun yanı sıra, anılan şirketin de Türkiye'de katılım bankası olarak faaliyette bulunma izni ve yetkisinin "kati suretle" bulunmadığı duyurulmuştu. Bilgin, açıklamasında, "Tasfiye halindeki İFK'nın tekrar faaliyete geçeceğine ve Türkiye'de katılım bankacılığı yapacağına dair izlenim yaratılmaya çalışıldığının görüldüğü, yapılan açıklama ve haberlerin kamuoyu ve yatırımcılar açısından yanıltıcı olduğunun düşünüldüğünü" bildirmişti.