"Hububat fiyatları tatminkar düzeyde"
"Hububat fiyatları tatminkar düzeyde"
ANKARA - Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, maliyetler dikkate alındığı zaman şu anda piyasada oluşan hububat fiyatlarının tatminkar düzeyde bulunduğunu, fiyatlar belirli bir rakamın altına düşünce hububatta müdahale alımında bulunulacağını kaydetti. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından yaptırılan ve Türkiye'de sahasında ilk bilimsel araştırma olan 'Ekmek İsrafı ve Tüketici Alışkanlıkları' konulu araştırmanın sonuçları, TMO'nun Güvercinlik tesislerinde düzenlenen bir toplantı ile açıklandı. Toplantının açılışında konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, yeryüzünde yaşayan insanların bulundukları coğrafyalara göre farklı tahıl gruplarıyla beslendiğini, örneğin ABD kıtasının önemli bir bölümünde mısır, Uzakdoğu'da pirinç, Avrasya ve Afrika'nın bir bölümünde temel besin maddesi olarak buğdayın tüketildiğini söyledi. Eker, bu üç ürün grubunun içinde en kıymetli besin maddesinin buğday olduğunu vurguladı. Türk kültüründe ekmeğin her zaman kutsal sayıldığını ve yerde bulunan bir ekmeğin öpülerek daha yüksek yerlere konulduğunu belirten Eker, "Günümüzde karşı karşıya kaldığımız küresel gıda problemlerini dikkate aldığımızda bunun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz" dedi. Yeryüzü yeterli miktarda gıda üretimi olmasına rağmen üretimin dağılımındaki adaletsizlikten dolayı bugün yaklaşık 850-860 milyon civarında insanın aç yaşadığına işaret eden Tarım Bakanı, dünyadaki yaklaşık 1,5 milyar şişman insanın da aldığı kiloları vermek için para harcadığını söyledi. Eker, "1,5 milyar insanın kilo vermek için harcadığı para ile 860 milyon insanı doyurmak mümkündür" diye konuştu. Türkiye'de en çok israf edilen besin grubunun başında ekmeğin yer aldığını anlatan Eker, tarımdan sorumlu bakanlık olarak bu konuya dikkat çekmek için bir çalışma yaptıklarını söyledi. Bugün Türkiye'de günlük olarak üretilen 200 gramdan 123 milyon adet ekmeğin yaklaşık 6,1 milyon adedinin israf edildiğine dikkat çeken Eker, ekonomik değer bakımından israfın 450-500 bin ton buğday anlamına geldiğini bildirdi. Eker, ekmek israfının önlenmesine yönelik kampanya çerçevesinde ulusal kanallara tanıtım filmlerinin yayımlanacağını kaydetti. "İkinci çeyrekte sektörün daha da büyümesini bekliyoruz" Hububatta hasat döneminin başlamasıyla birlikte TMO'nun emanet alımlara başladığını ve Ofisin şu ana kadar 90 bin ton üzerinde emanet alım yaptığını anlatan Eker, çiftçilere seslenerek, "Ürünün bol olduğu dönemde ürününüzü hemen satmayın, bize emanet bırakın. Biz acil ihtiyaçlarınız için ürününüzün yüzde 30'u oranında avans vereceğiz" dedi. Maliyetler dikkate alındığı zaman hububat ürünlerinde şu anda piyasada oluşan fiyatların tatminkar düzeyde bulunduğuna işaret eden Eker, "O nedenle biz belirli fiyatın altına düşünce müdahale edeceğiz" dedi. Eker, geçen sene olduğu gibi bu sene hububata prim ödemesi yapılacağını, ayrıca baklagillere de pirim ödemesinde bulunulacağını da bildirdi. İlk çeyrekte tarımda yüzde 5,6'lık büyümenin sevindirici olduğunu ifade eden Eker, ikinci çeyrekte sektörün daha da büyümesini beklediklerini söyledi. TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu da toplantıda yaptığı konuşmada, buğdayın insanoğlunun beslenme için gerekli kalorinin önemli bölümünü tek başına karşılayan çok önemli bir besin kaynağı olduğunu bildirdi. Bugün için Türkiye'nin dünya buğday üretiminde ilk 10 ülke arasında bulunan ve bu konuda kendi kendine yeten bir ülke olduğuna işaret eden Kemaloğlu, "Ama bu her zaman kendi kendine yeteceğimiz anlamına gelmiyor. Kaynaklar her an tükenebilir" dedi. TMO tarafından bilimadamlarına yaptırılan "Ekmek İsrafı ve Tüketici Alışkanlıkları" araştırmasının alanında yapılmış ilk bilimsel araştırma olduğuna dikkat çeken Kemaloğlu, araştırma sonuçlarının ekmekte tasarrufun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Araştırmaya göre Türkiye'de günde 200 gramdan 123 milyon adet ekmek üretildiğini, bu miktarın 116,9 milyon adedinin tüketildiğini ve günlük yüzde 5 oranında ekmek israfı yapıldığını belirten Kemaloğlu, "Yıllık 450 bin ton civarında buğday israf ediliyor. Bunun mali değeri 225 milyon YTL. Ekmek üretiminin diğer aşamaları düşünüldüğü zaman yıllık 900 milyon YTL ediliyor. Bu, ülkemizin 15 günlük ekmek tüketimi, 100 yataklı 60 hastane veya 32 derslikli 180 okul anlamına da geliyor" dedi. 140-110-11-10 Sezer: İstifa etmiyorum ANKARA - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, "Sayın Rahşan Ecevit'in o açıklamasından anlaşılan 'Zeki Sezer istifa etti' sözü külliyen yanlıştır. Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima dahi etmedim" şeklinde konuştu. Sezer, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, bugün Rahşan Ecevit'in yaptığı açıklamadaki bir cümlenin "yanlış anlaşıldığını" ifade etti. Sezer, şöyle konuştu: "Benim istifa ettiğimle ilgili bazı yorumlar, basınımızda bazı değerlendirmeler, televizyonlarımızda da alt yazılar geçti. Bu kesinlikle doğru değildir. Ben siyasete hizmet için girdim. 20 yıldır siyasetin her kademesinde görev yaptıktan sonra bugün genel başkanlık görevini sürdüren bir kişiyim. Bütün zorlukları, sıkıntıları aşarak buraya geldim. Zorluklar olacak, aşmak görevimiz, kararlıyız, aşacağız. Sayın Rahşan Ecevit'in o açıklamasından anlaşılan 'Zeki Sezer istifa etti' sözü külliyen yanlıştır. Hiçbir şekilde istifa etmedim, bunu ima dahi etmedim. Ancak, siyasette bir istifa mekanizması olduğunu bilirim, o istifa başarısızlık sonucunda olmalı, eğer Türkiye'de siyaset görevini doğru yapacaksa." Rahşan Ecevit'in açıklamaları Rahşan Ecevit, "Rahşan Ecevit'in Örgüte Mesajı" başlığıyla, son günlerde basında yer alan bazı haberlerle ilgili yaptığı yazılı açıklamada DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in isteği üzerine geçen hafta Oran'da 2 saat görüştüklerini belirterek, bu görüşmede Zeki Sezer'in kendisine, "basına yaptığı açıklamanın parti adına olumsuzluk yarattığını, çok sayıda önemli ismin partiye katılmak için başvurduğunu ancak bu açıklamadan sonra bu kişilerin tamamının partiye katılmaktan vazgeçtiğini söylediğini" iletti. Ecevit, bunun üzerine, Sezer'e bu iddiasını gerçekçi bulmadığını, DSP'ye katılımlarla ilgili söylenenlerin sonuçsuz kaldığını ve DSP'nin hakkettiği büyümeyi sağlayamadığını belirttiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Görüşmede söylediklerim bundan ibaretti. Geri kalan zamanda sürekli Sayın Sezer konuştu. DSP'nin ve kendisinin çok ama çok başarılı olduğunu, aşırı sinirli ve çok yüksek bir ses tonuyla anlattı. Tek taraflı bir sözlü saldırı biçiminde geçen görüşmemizin sonunda da istifa ettiğini, en kısa zamanda kurultayı toplayacağını ifade etti. Milletvekili arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmede bu önemli gelişmeyi onlara ilettim. Olası bir kurultayın Bülent Ecevit'in ortaya koyduğu sağlı sollu açılımın gerçekleşmesi için bir fırsat olacağını ilettim. Yaşananlar bundan ibarettir. Gazetelerde yer alan haberler ve örgütlere ulaştırılan bilgiler tamamen gerçek dışıdır. Sayın Sezer'i istifaya ben davet etmedim. Kendisi edeceğini söyledi, ben de ilk defa itirazda bulunmadım. İstifadan vazgeçtiğini de gazetelerden okudum. Genel başkanlık için kimseyle görüşmedim, kimseyi önermedim, kimseyi ima etmedim. Adaylar çıkar, ben de sade bir üye olarak oyumu kullanırım." Ecevit, "Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıların aşılabilmesi için halkın daha önceden görülmemiş bir arayış içinde olduğunu" savunarak, böyle bir ortamda DSP'ye önemli görevler düştüğünü de vurguladı. 03.07.2008 15:12:14 360-140-330-370-30 "Prim borçlarında af ya da erteleme yok" ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, prim borçlarının yapılandırılması ile ilgili bundan sonra bir erteleme ya da affın söz konusu olmadığını söyledi. Bakan Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK), kurum yöneticileri ile birlikte yaptığı basın toplantısında, çalışma hayatına ilişkin yapılan düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Tüm illere sosyal güvenlik müdürü ve yardımcılarının atandığını anlatan Çelik, 1 Ekim 2008'de "tümüyle" yürürlüğe girecek Sosyal Güvenlik Reformu'na ilişkin mevzuat çalışmasının devam ettiğini bildirdi. Süreç zarfında yaklaşık 50 milyon vatandaşı ilgilendiren sağlık karnesi uygulamasının kaldırıldığını, PTT ile yapılan anlaşma çerçevesinde emekli aylıkları, yaşlı ve özürlü aylıkları, geçici iş görmezlik ödemeleri kuyruklarına büyük ölçüde son verildiğini kaydeden Bakan Çelik, oluşturulan elektronik bilgi paylaşım sistemi sayesinde kurumlar arası "gel-gitler" ve kuyrukların ortadan kaldırıldığını bildirdi. Bakan Çelik, Alo 170 Kayıtdışı İhbar Hattı'nın hayata geçirildiğini ve Haziran ayı içerisinde bu hatta ihbar ve bilgilendirme amacıyla 54 bin 663 kişinin müracaat ettiğini söyledi. Prim borçlarının yapılandırılması Çelik, 27 Mayısta yürürlüğe giren SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili yasal düzenlemeye vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini bildirdi. Düzenlemeyle ile peşin ödemelerde prim borçlarına ilişkin ceza ve faizin yüzde 85'inin, 12 aya kadar taksitlendirmelerde yüzde 55'inin ve 24 aya kadar taksitlendirmelerde de yüzde 30'unun silindiğini belirten Çelik, uygulamanın 28 Temmuzda sona ereceğini ve bundan sonra bir erteleme ya da affın söz konusu olmadığını kaydetti. Bu yapılandırmayla prim borcu olmayan işverenlere 5 puan prim indirimi getirildiğini, çiftçi ve esnafın geliriyle orantılı olmayan prim borçlarıyla karşı karşıya bırakan Bağ-Kur basamak prim sisteminin kaldırıldığını anlatan Çelik, Sosyal Güvenlik Reformu ile primlerin cari ay takibine geçileceğini söyledi. Tahsilat 648 milyon YTL Bakan Çelik, 615 bin 254 borçlu SSK iş yerinden 106 bin 45'inin başvuruda bulunduğunu, yapılandırmaya giren borç tutarının 9 milyar 890 milyon YTL olduğunu ve 1 milyon 425 bin 707 borçlu Bağ-Kur'ludan 206 bin 368 kişinin başvurduğunu ve yapılandırmaya giren borç tutarının da 16 milyar 373 milyon YTL olduğunu kaydetti. Çelik, matrah olarak bugüne kadar toplam yapılandırma başvuru tutarının 3 milyar 54 milyon YTL ve bugüne kadarki net tahsilatın da 648 milyon YTL olduğunu bildirdi. Faruk Çelik, borçların yapılandırılmasıyla ilgili başvuru tarihinden itibaren peşin ödemelerde 1 ay, taksitli ödemelerde de ilk taksitin 1 ay içinde ödenmesi zorunluluğuna dikkati çekerek, son başvuru tarihi olarak belirlenen 28 Temmuz 2008 gününün, "Ne bakan ne de Bakanlar Kurulu tarafından uzatılmasının kesinlikle söz konusu olmadığını" vurguladı. Çelik, vatandaşların kuyruklarda sıkışmaması için son günü beklemeden büyük şehirlerde haftanın 7, diğer şehirlerde 6 gününde işlemlerini yaptırmaları çağrısında bulundu. 34-395-68-30 Multi Turkmall'dan Gaziantep'e 120 milyon euro'luk yatırım GAZİANTEP - Avrupa gayrimenkul sektöründe lider Hollandalı Multi Corporation'un Türkiye iştiraki olan Multi Turkmall, Forum Gaziantep Alışveriş ve Yaşam Merkezi ile Gaziantep'te 120 milyon euro yatırım yapacak. Bugün temeli atılacak Forum Gaziantep Alışveriş ve Yaşam Merkezi, 2009 yılında hizmete girecek ve yaklaşık 2 bin kişiye ekmek kapısı olacak. Bölgedeki illere ve ülkelere de hizmet vermesi hedeflenen Forum Gaziantep, ticarete ve turizme canlılık katacak. Multi Turkmall Üst Yöneticisi (CEO) Levent Eyüboğlu, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'deki yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini, İzmir-Forum Bornova, Forum Mersin, Denizli-Forum Çamlık ve Forum Trabzon alışveriş ve yaşam merkezlerinin açıldığını, 2008 yılı içinde açılacak 4 projeleri daha olduğunu söyledi. Eyüboğlu, "Bu yıl bizim için hareketli ve yoğun yatırımların olduğu bir dönem olacak" dedi. Forum Gaziantep Alışveriş ve Yaşam Merkezi'nin 44 bin metre karelik kiralanabilir alanda 3 katlı inşa edileceğini, proje kapsamında sinema ve çeşitli eğlence olanaklarının yanı sıra 150 mağaza, hipermarket, yapı market ve restoranlar ile yaklaşık 1,500 araçlık otoparkın yer aldığını anlatan Eyüboğlu, 2009 yılında hizmete girecek Forum Gaziantep'e 120 milyon euro yatırım yapılacağını bildirdi. "33 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz" Eyüboğlu, Forum Gaziantep'te 1,500-2,000 kişinin istihdam edileceğini dikkati çekerek, şunları söyledi: "Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Gaziantep'in yeni buluşma noktası olacak olan Forum Gaziantep, kentin en prestijli merkezlerinden birisi olacak. GAP'ın giriş kapısı, sanayisi ve ticaret hacmi ile bölgenin kalkınmasında temel teşkil eden Gaziantep, çevresindeki 18 ili de etkisi altında tutuyor." Türkiye'nin çeşitli illerinde inşa ve geliştirme aşamasında 21 projeleri bulunduğunu ifade eden Eyüboğlu, şunları kaydetti: "Bugüne kadar yaptığımız yatırımların toplamı 3,5 milyar euroyu buluyor. 2008 yılında 1 milyar euroluk daha yatırım yapmayı hedefliyoruz. Türkiye'de 10 yılda 10 milyar euro yatırıma ulaşmayı planlıyoruz. Bugüne kadar açtığımız 4 forum projemizde toplam 7 bin 500 kişiye istihdam olanağı sağladık. Türkiye'deki yatırımlar sonucunda yaklaşık 33 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz." 140-110-11-10 "Bir yargı süreci değil, siyasi hesaplaşma" ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Ergenekon" soruşturması sürecinin "bir yargı süreci değil, bir siyasi hesaplaşma süreci olduğu izleniminin giderek kök saldığını" savunarak, "Siyasetin ve hukukun bir cadı kazanının içine çekilmekte olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu. Baykal, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, "toplumun temellerinin, hukuk sisteminin özünün, kökünün çok ciddi bir ayrışmaya, çatışmaya doğru çekildiğini" savundu. "Bunun çok ağır bir tablo olduğunu" ifade eden Baykal, "Türkiye'de siyasi rejimin çökmekte olduğuna ilişkin dışarıdaki basında değerlendirmeler yapılmaya başlandığını" söyledi. "Türkiye'nin 5-6 yıllık AK Parti iktidarının ardından böyle bir manzarayla karşı karşıya kaldığını" öne süren Baykal, şöyle konuştu: "Siyasetin ve hukukun bir cadı kazanının içine çekilmekte olduğunu görüyoruz. Bu vahim tabloyu çok iyi değerlendirmemiz lazım. Yaşanmakta olan gerginliği birden bire çok yukarı düzeye çeken temel olay, hiç şüphe yok ki son günlerde bir soruşturma vesilesiyle toplumun çeşitli kesimlerine yönelik, yaygın, kapsamlı, toplu gözaltına alma olaylarının ortaya çıkmış olmasıdır. Bu tablo eğer gerçekten bir hukuki soruşturmanın, bir yargı incelemesinin, adli sürecin gereği olarak, adli yetkililerin kendi takdirleriyle, 'olayın akışının icabıdır' diye bu noktaya gelinmiş olsaydı, hiç şüphe yok herkesin bunu saygıyla karşılaması söz konusu olurdu. Ama toplumumuzda büyük kuşku var. Bu kuşku, yaşanmakta olan sürecin bir yargı süreci, bir adalet süreci olmanın ötesinde bir siyasi hesaplaşma süreci haline dönüştürülmekte olduğuyla ilgili kaygıdan kaynaklanmaktadır. Bu sürecin bir yargı süreci değil, bir siyasi hesaplaşma süreci olduğu izlenimi, anlayışı giderek kök salmıştır." "AKP'ye yandaş medya tarafından sistematik yayın yapıldı" CHP Genel Başkanı Baykal, Danıştay cinayetinin herhangi bir komployla ilişkisinin olmadığının, müstakil hareket eden bir kişinin işlediği bir cinayet olduğunun ağır ceza mahkemesi tarafından karara bağlandığını belirterek, bu kararın ciddi bir rahatsızlık yarattığını savundu. Baykal, şunları kaydetti: "Yani mutlaka bunun bir komplo olduğunun mu ortaya çıkması lazım? Yani, 'bir vatandaş Türkiye'de tek başına böyle bir cinayet işleyemez' diye mi düşünüyor iktidar? Buralardan başladı... Bir süre sonra Ümraniye'de ortaya çıkan tablo, var olduğunu düşündükleri komplonun bir çıkış noktası olarak kullanabilecekleri ve giderek yaygınlaştırarak çeşitli bağlantılarıyla Türkiye'de bir büyük hesaplaşmanın dayanak noktası haline dönüştürebilecekleri bir konu olduğu anlayışı onlara egemen oldu. Bir süre sonra bunun tanıkları olmaya başladık. Siyasileri ne ilgilendirir, Ümraniye'de bir çete yakalanmış. Gereğini yapacak yargı, bırakın yapsınlar. Hayır, siyasiler bu konuda çok yakın bir ilgi içinde birbiri ardına çok önemli değerlendirmeler yapmaya başladılar. Bu çerçevede, iktidar çevreleri Ümraniye'deki çeteleşmeyle ilgili olarak derin bir komployu kanıtlamak amacıyla sistematik bir yayın yapmaya başladılar. Sanki onlar biliyorlar, savcı bilmiyor, emniyet güçleri bilmiyor ama oradaki olayın Türkiye'deki başka birtakım çeteleşmelerle bağlantılı olduğu, bu bağlantıların üzerinde de bir merkezi üst çetenin bulunduğu anlayışına dayalı olarak sistematik bir yayın kampanyası, AKP'ye yandaş medya tarafından sistematik olarak sürdürüldü. Bu çerçevede, o zaman Dışişleri Bakanı olan Sayın Gül, 'çeşitli çete oluşumlarının bulunduğunu ve bunların arasında güçlü bir irtibatın var olduğunu' açıkça ifade etti. Özel olarak da 9 Temmuz 2007'de Dışişleri Bakanı olarak bir yemekte gazetecilere 'Ümraniye soruşturmasına dikkat edin, o iş çok büyüyecek' dedi." "Türkiye bir sınav verecek" "İktidara muhalefet yapmakla tanınan toplumun çeşitli kesimlerindeki saygıdeğer insanların birbiri ardına gözaltına alındığını" öne süren Baykal, şu görüşleri dile getirdi: "Ne zaman alınıyor? İddianamenin çıkmak üzere olduğu söylenen bir noktada. Bugüne kadar iddianame hazırlanırken onların ifadesine başvurmaya ihtiyaç olmamış. İddianame hazırmış, 2 bin 500 sayfaymış... Şimdi son anda bunlar oluyor. Bunların olayın aydınlığa kavuşturulması için bir hukuki ihtiyaçtan dolayı alındığına insanları inandırmanız çok güç olacaktır. Bu olay hukukiden çok siyasi nitelik taşıyan bir konu haline gelmiştir. Hukukla, adaletle, siyaset arasında ilişkinin korunmasına herkesin ihtiyacı vardır. Bu konuda çok ciddi bir süreç yaşanıyor. Toplumun bütün aklı başında insanları derin bir kaygı içindedirler. Bu Türkiye'yi çok tehlikeli bir tırmanışa, bir cadı kazanına dönüştürme tehlikesiyle bizi karşı karşıya bırakmıştır. Bu tablonun en kısa zamanda noktalanmasını ve yargının kendi kuralları ve süreci içinde bu siyasi tertipleri boşa çıkarmasını bekliyoruz. Türkiye bir sınav verecektir." "Sen mi hazırlıyorsun, yazıyorsun iddianameyi?" Deniz Baykal, "buna benzer bir olayın daha önce Van Yüzüncüyıl Üniversitesinde yaşandığını" savunarak, şöyle konuştu: "Bugün hangi çağdaş hukuk devletinde, demokraside toplumun bilinen değerli insanları bir yılı aşkın bir süre neyle suçlandıklarını resmen öğrenme imkanından mahrum bırakılarak gözaltına alınmışlardır, tutuklanmışlardır. Bunun bir örneği var mıdır? Bunun hukuk devletiyle, demokrasiyle bağdaştırılabilir bir yanı var mıdır? Bir yıl boyunca insanları tutacaksınız, 'bekle iddianame geliyor' diyeceksiniz. Kim diyecek? Başbakan diyecek... Sen mi hazırlıyorsun, yazıyorsun iddianameyi? Sen ne biliyorsun ne zaman gelecek? Savcı istediği zaman yapar. O biliyor, söylüyor. Onun biliyor olması, söylüyor olması bu davanın manevi saygınlığını, ağırlığını çok ciddi biçimde tahrip etmiştir. Bir siyasi toplu suçlama gerçeğiyle karşı karşıyayız. Böyle olaylar geçmişte de yaşanmıştır. Darbe dönemlerinde bunlar yaşanır, darben önce, sonra yaşanır, bir hesaplaşma anlayışı içinde... Ya da ülkeler karakter, rejim değiştirirken, nitelik değiştirirken gene bir hesaplaşma anlayışı içinde toplumun önde gelen insanları tutuklanır, yargılanır, acılar çektirilir. Bu olmuştur, Almanya'da, Sovyet Rusya'da olmuştur, başka ülkelerde olmuştur. Şimdi Türkiye, 2008 yılında bunu yaşamak durumunda olmamalıdır. Bu gerçeğin toplumumuzda giderek daha iyi bir anlaşıldığını görüyorum." Sosyalist enternasyonal ile ilişkiler Baykal, PM toplantısında CHP'nin Sosyalist Enternasyonal ile ilişkilerinin de değerlendirileceğini ifade etti. Sosyalist Enternasyonal toplantısında CHP'nin üyelikten çıkarılmasına ilişkin hiçbir girişimin gündeme gelmediğini ifade eden Baykal, "Şimdi biz CHP olarak Sosyalist Enternasyonal ile ilişkilerimizin geleceğini değerlendirmek üzere bir komisyon görevlendirilmesinin uygun olacağını MYK olarak kararlaştırmış bulunuyoruz. Bundan sonra sosyalist Enternasyonal ile ilişkilerimizin nasıl gelişeceği, CHP'nin üyeliğinin devam edip etmeyeceği bizim kararımıza bağlı olarak şekillenecektir" dedi. Baykal, CHP'nin Avrupa ile ilişkilerini düzenlemek üzere Brüksel'de bir büro açma kararı aldığını, bu büroya da temsilci olarak Kader Sevinç'in görevlendirildiğini, Sevinç'in Avrupa Parlamentosunda Parlamenter Danışmanı olarak görev yaptığını söyledi. CHP'nin dünyaya kapanmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Baykal, partinin kendi ilkelerini yansıtarak diyalog geliştireceğini kaydetti. 940-385-395-34-370-30 Morgan Stanley/Aksoy: Büyümedeki artış, yatırım harcamalarından İSTANBUL - Morgan Stanley Baş Ekonomisti Tevfik Aksoy, ilk çeyrekte beklenti üzerinde gelen yüzde 6.6'lık büyümenin, tahmin edilenden daha yüksek gerçekleşen özel tüketim ve yatırım harcamalarından kaynaklandığını bildirdi. Morgan Stanley'den yapılan yazılı açıklamada, Aksoy tarafından hazırlanan raporun sonuçlarına yer verildi. Aksoy, ilk çeyrekteki GSYİH büyümesinin yüzde 6,6 ile beklenenin üzerinde gerçekleştiğini ifade ederek, "Bu rakam ilk bakışta, iktisadi faaliyetlerde bir yavaşlamanın söz konusu olmayabileceğine işaret etse de, azalan tüketici güveni ve beklentilerinin, artan faiz oranlarının ve kredilerdeki yavaş büyümenin yanı sıra siyasi belirsizliğin olumsuz etkilerinin de henüz yansımış olmadığı kanaatindeyiz" dedi. Aksoy, yılın bütününe ilişkin yüzde 3,5'lik GSYİH tahminini değiştirmediklerini ve beklenenden daha yüksek gerçekleşen birinci GSYİH'in, enerji maliyetlerindeki keskin artış ve Avrupa'da ekonomik zayıflama ihtimali göz önüne alındığında, sadece büyümenin önündeki riskleri ancak bir miktar azaltabileceğini düşündüklerini kaydetti. Tevfik Aksoy, şu görüşleri aktardı: "Tahmin edilenden daha yüksek gerçekleşen özel tüketimin yanı sıra yatırım harcamaları sayesinde 2008'in birinci çeyreğindeki yüzde 6,6'lık GSYİH artışı gerek bizim tahminimizden (yüzde 4) gerekse piyasa öngörülerinden (yüzde 4,9) daha yüksek gerçekleşti. Bu yüksek rakam kısmen, özellikle bazı yatırım harcamalarındaki nispeten kuvvetli bir baz etkisinin mevcudiyetinden kaynaklanmıştır." (AND-ŞAY-TLN) 03.07.2008 11:54:04