"IMF kredisine ihtiyaç yok, bir çıpa sağlanmalı"
MB Başkanı Yılmaz, küresel krizin az veya çok bütün ülkeleri etkileyeceğini aktardı
ANKARA - Türkiye'nin bugün itibarıyla IMF kredisine ihtiyacı olmadığını belirten Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ancak mutlaka bir çıpaya ihtiyacı bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, CNBC-e televizyonuna yaptığı açıklamada, IMF ile yapılması düşünülen ihtiyati stand-by düzenlemeleri konusunda belirsizliğin ortadan kaldırılması, stand-by anlaşması (Olacak mı? Olmayacak mı?) konusunun netleşmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin IMF ile olan ilişkilerine değinen Yılmaz, IMF ile olan ilişkilerin Türkiye'ye yardım ettiğine değinerek, "Yapılması gerekenler belli. Bunu sahiplenmesi gereken siyasi irade ortaya çıktı. Bu siyasi irade zaman zaman zorlansa da yapılması gerekenleri yaptı. Bunu dünya kamuoyuna istikrar unsuru olarak ilan etti" dedi.
Bugün itibarıyla maliye politikasındaki herhangi bir gevşemenin para politikasının duruşunu değiştireceğini ifade eden Yılmaz, mevduat sigortasının dünyada artırıldığının hatırlatılması üzerine, "Biz 2001 koşullarından farklı bir yerdeyiz. O nedenle bugün itibarıyla bizim sistemimizde yeni bir karar alınmasını gerektiren bir husus yok. Ancak herkes dikkatli olmalı" diye konuştu.
Yılmaz, fiyat istikrarının büyümenin ana girdisi olduğunu ifade ederek, bunu sağlamak durumunda olduklarını, bunu yaptıkları sürece büyümenin olacağı düşüncesi içinde olduklarını ifade etti.
Küresel kredi krizinin etkileri
Küresel düzeyde seyreden finans krizinin Türkiye'ye etkisinin sorulması üzerine Yılmaz, az veya çok bütün ülkeler bu gelişmelerden etkilendiğini etkileneceğini, belirleyici olanın o ülkenin mal, hizmet ve mali piyasaların küresel piyasaya hangi ölçüde entegre olduğunu belirtti. Yılmaz, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin ihracatının özellikle yüzde 60'a yakın bir bölümü avro bölgesi ve Avrupa ile, ABD ile ihracatımızın oranı son yıllarda giderek azaldı. Yüzde 9 düzeyinden yüzde 6 düzeyine düştü. Bu sorunların ortaya çıkardığı gelişmeler bizim muhatabımız olan piyasalarda daralmaya sebep olur, ekonomik büyüme daralırsa elbette bundan olumsuz olarak etkileneceğiz. Bugün itibarıyla görüyoruz ki ABD'de ve AB'de ekonomi yavaşlıyor. Büyüme aşağı yönde revize ediliyor.
Bugün itibarıyla toplam ihracatımızın bir momentum kaybı söz konusu değildir. Fakat bunun alt bileşenlerine baktığımızda örneğin önemli ihracat kalemlerinden olan otomotiv ihracatımıza baktığımızda son bir iki ayda azalma var. Ama ihracatın toplamında bir azalma söz konusu değil. Bu nereden kaynaklanıyor?
Çevre petrol ihracatçısı olan ülkelere olan özellikle demir çelik ihracatımız artmış durumda. Dolayısıyla bugün itibarıyla ticaret kanalında olumsuz bir etkilenme söz konusu değil. Ama bu olmayacağı anlamına gelmez."
"Kredi kanalında daralmanın ipuçları var"
Gerek bankacılık sektörünün, gerek şirketlerin yurt dışından aldığı borçlar üzerinde bir daralma söz konusu olur ise bunun Türkiye içinde talep daralması şeklinde kendini göstereceğini dolayısıyla büyümeyi olumsuz yönde etkileyeceğini kaydeden Yılmaz, "Bugün itibarıyla kredi kanalında tespitlerimize göre bir takım daralmanın ipuçlarını gördük. Almaya başlıyoruz" dedi
Yılmaz, bugün itibarı ile bankacılık sektörünün yurt dışından aldığı sendikasyon kredilerinin yenilenmesinde herhangi bir zorluk yaşanmadığını, reel kesimin dışardan aldığı borçlanmada da bir azalmanın söz konusu olmadığını ifade etti.
MB: Enflasyon kademeli olarak düşebilir
Bu arada Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, "Eylül Ayı Fiyat Gelişmeleri" değerlendirildi. Merkez Bankası, petrol ve gıda fiyatlarındaki olumlu görünümün sürmesi halinde önümüzdeki dönemde enflasyonun kademeli olarak düşmeye devam etmesinin beklendiğini bildirdi.
Açıklamaya göre, işlenmiş gıda yıllık enflasyonu beklendiği gibi belirgin bir düşüş gösterirken, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düzeltme devam etti.
Uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüşler akaryakıt fiyatları kanalıyla enflasyonu olumlu etkilerken, katı yakıt fiyatlarındaki artışlar enerji grubunun yıllık enflasyonundaki gerilemeyi sınırladı.
Gıda ve enerji gruplarının yıllık enflasyona katkısı Eylül ayında 0,7 puan azalarak 6,9 puana geriledi. Kiranın yıllık artış oranındaki istikrarlı düşüş sürerken, arz yönlü şokların ulaştırma ve yemek hizmetleri üzerindeki etkisi yavaşlayarak da olsa devam etti. Yıllık enflasyonunda baz etkisi nedeniyle artış gözlense de mevsimsellikten arındırılmış rakamlar enflasyonun temel eğiliminin aşağı yönlü olduğuna işaret etti.
Eylül ayında hizmet fiyatlarındaki yıllık artışın yükselişinde ulaştırma ve haberleşme hizmetlerinde gözlenen fiyat artışları belirleyici oldu. Ulaştırma hizmetleri fiyatları okul servis ücretlerinde gözlenen yükselişin etkisi ile yüzde 1,61 oranında arttı. Böylelikle, ulaştırma hizmetleri grubu yıllık artış oranı Eylül ayı itibarıyla yüzde 17,31 seviyesine yükseldi.
Haberleşme hizmetleri yıllık enflasyonu da gerek sabit telefon gerekse cep telefonu görüşme ücretlerindeki artışlar sonucunda yüzde 9,10;a çıktı. Diğer taraftan, kiranın yıllık artış oranındaki düşüş eğilimi Eylül ayında da sürdü.
Enerji fiyatları yıllık enflasyonu, katı yakıtlar fiyatlarında gözlenen yüksek oranlı artışa rağmen, akaryakıt fiyatlarındaki düşüşün ve şebeke suyu fiyatlarında gözlenen belirgin azalışın etkisiyle yüzde 26,79;a geriledi.
Eylülde yüzde 8,45 oranında artan katı yakıt fiyatlarının son üç aylık artış oranı da yüzde 21,22;ye ulaşmıştır. Elektrik ve doğal gaz tarifelerinde gerçekleşen artışların etkisi ile Ekim ayında enerji grubu yıllık enflasyonunun yükseleceği tahmin edildi
Eylül ayında gıda fiyatlarındaki yavaşlama eğilimi belirginleşti. Meyve alt grubunda yıllık enflasyon belirgin bir değişim göstermezken, sebze grubundaki yavaşlama eğilimi sürdür. Böylelikle, taze meyve-sebze grubu fiyatlarında son bir yıllık dönemdeki gerileme yüzde 18,95 seviyesine ulaştı.
Kuraklık kaynaklı etkilerle son on iki aylık dönemde yüksek oranda artış gösteren bakliyat fiyatlarının Eylül ayında (yüzde 2,14 oranında) gerilemesi diğer bir olumlu gelişme olarak göze çarptı.