"İstihdam sağlayacak sektörler yaşatılmalı"

Bakan Tüzmen, Uludağ İhracatçı Birlikleri tarafından Çelik Palas Oteli'nde düzenlenen iftar yemeğinde konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

BURSA - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, "Banka, şirket kurtarma operasyonlarının yanlış olduğunu" öğretenlerin tam tersi uygulamalarının bugün ABD ve İngiltere'de görüldüğünü belirterek "Dolayısıyla istihdam sağlayacak ve istihdam sağlamayı bugüne kadar Türkiye'de omuzlamış sektörlerin de aynı şekilde yaşatılmasına devam edilmesi gerekir" dedi.

Tüzmen, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) tarafından Çelik Palas Oteli'nde düzenlenen iftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada, ABD'deki krizin etkilerinin başta Avrupa olmak üzere bütün dünyada hissedildiğini, bundan Türkiye'nin de etkileneceğini, ancak buradaki olumsuzlukların daha küçük ölçekli olacağını söyledi.

Piyasalara müdahalenin kesinlikle yanlış olduğunu, "Bırakın ne halleri varsa görsünler" anlayışını savunan ülkelerin bugün başka türlü davrandığını ifade eden Tüzmen, şöyle konuştu:

"(Banka, şirket kurtarma operasyonları yanlıştır) diye bize öğretiverenlerin tam tersi uygulamalarını bugün ABD ve İngiltere'de görüyoruz. Bankalar kurtarılıyor, şirketler kurtarılıyor. Görüyorsunuz hiç kimse ekonomisini böyle başı boş bir ortamda bırakamıyor. Hiçbir hükümet, devlet buna cesaret edemez. Dolayısıyla istihdam sağlayacak ve istihdam sağlamayı bugüne kadar Türkiye'de omuzlamış sektörlerin de aynı şekilde yaşatılmasına ve ileriye güvenle bakmasına devam edilmesi gerekir. Bu yol Bursa için de aynıdır, Türkiye için de aynıdır. Onun için rahat olun biz de elimizden gelen gayretle, sektörlerimizin bütün çabalar gösterilerek yanında olacağız. Bugüne kadar olduk bundan sonra da olacağız."

"THY Alitalia'yı satın alabilir"

Tüzmen, bu tehdit unsurlarını birtakım fırsat unsurları haline getirecek mekanizmaların da ortaya konulabileceğine değinerek, Türkiye'nin senelerce marka, moda yaratmaya çalıştığını, bunun kolay olmadığını, ancak birkaç markanın dünya çapında marka olmayı başardığını belirtti. Tüzmen, şöyle devam etti:

"Ancak şu anda dünyada sıkıntı çeken markalar var. Bu markaların alınması dönemi başlayabilir. Zincir, mağaza zincirleri, nihai tüketiciye ulaşacağımız zincirlerin alınması başlatılabilir. Hatta ben şöyle düşünüyorum açıkçası; İtalyan Hava Yolları (Alitalia) sıkıntıda. Türk Hava Yolları (THY) şu anda Alitalia'yı satın alabilir. Bu güç var. Türkiye ekonomisi ayakları çok daha sağlam bastığı için şu anda yabancı sermayenin bu fırtınada yanaşacağı en güvenli limandır. Bakın makro ekonomik dengelerine, biz akıllı davranırsak şu sırada Amerika'da AB'de rahatsız olan bu sermaye piyasasını Türkiye'ye çekebiliriz..."

"Zenginleşiyoruz"

Türkiye'nin bugün itibariyle kişi başına düşen milli geliri 9 bin 300 dolar olan bir ülke haline geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Zenginleşiyoruz. Bizim gençliğimizde sokaklarda yamasız araba yoktu. Şamyelli lastik tamircileri vardı. Herkes ikinci üçüncü el ancak alabilirdi. Çok nadir birinci el pırıl pırıl arabaları görebilirdiniz ve biz son model arabaları Avrupa'dan devamlı ithal ederdik. Şimdi, Avrupa'nın en önemli merkezlerine bizim Bursa'mızın otomotivcisi, İspanya'sına İngiltere'sine, Almanya'sına Fransa'sını İtalya'sına en son model arabaları satıyor. Ticari araçlarda tasarımını da kendi yapıyor, kendi satıyor. Böyle bir geçişi sağladık. Bursa merkezli olarak bu geçiş sağlandı. Ben iftihar ediyorum..."

"Artık düşük fiyat yüksek miktar ekseninde çalışamayız"

Tüzmen, Osmanlı İmparatorluğu'nun beşiğinde, ihracatçılara çok zengin bir ülkenin devlet bakanı olarak hitap etmenin gönlünden geçtiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Maalesef, o mirası çabuk yediğimiz için bize bugün çalışmanın dışında başka bir şey kalmadı. Çok çalışacağız. Yine aynı zengin günlere döneceğiz başka çaremiz yok. Ben Çin'den geldim, dünyanın en zengin ülkesi şu anda büyüklük olarak. Çinli bakan dedi ki; '500 sene evvel biz dünyanın en zengin ülkesiydik.' Doğru. Ben de dedim ki; '300 sene evvel de biz dünyanın en zengin ülkesiydik.' O da doğru, ama eskiyle öyle övünmek olmuyor. Tabi övüneceğiz, çalışacağız, güveneceğiz, ama bugüne bakacağız, bugün yapacağımız iş geleceği kurmak. Geleceği kurmak için de yüksek teknoloji gamlı sektörlere ağırlık vermemiz lazım... Artık biz düşük fiyat yüksek miktar ekseninde çalışamayız. Dünya ile rekabet edebilmemiz için yüksek fiyat yüksek kalite ekseninde çalışacağız, başka çaremiz yok. Türkiye'nin ihracatı şu an artıyorsa, miktar olarak değil, değer olarak arttığı için artıyor. Bu çok önemli bir gelişmedir. Senelerce bizim yapmak istediğimiz bir gelişmedir. Dış ve iç konjonktür bize bunu mecbur kılmıştır..."