"İstikrar" senaryosu kur riskini büyüttü

Reel sektörün açık döviz pozisyonundan kaynaklanan kur riski bu yılın ilk çeyreğinde 126 milyar dolara dayandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 kurriski2.jpg

 

 

Yabancıların Türkiye'deki finansal portföy büyüklüğü 133.6 milyor dolara ulaştı. Piyasalar, "Suriye ile sıcak çatışma ve dövizde aşırı dalgalanma yaşanmayacak" senaryosuna yatırım yaptı.

 

Talip AKTAŞ

İSTANBUL - Reel sektörün döviz varlıklarının küçülmesi ve döviz yükümlülüklerinin büyümesine bağlı olarak, kur riski hızla artıyor. Reel sektörün döviz yükümlülükleri
bu yılın ilk çeyreğinde 200 milyar dolar sınırını da aşarak 203.8 milyar dolara ulaşırken, döviz varlıkları 2010'dan bu yana devam eden azalma paralelinde
67.7 milyar dolara indi. Böylece, reel sektörün kur riskini ifade eden net döviz pozisyonu, komşu coğrafya başta olmak üzere, dış konjonktürdeki sıcak gelişmelere
rağmen -125.8 milyar dolara yükseldi. Kısa vadeli kur riski de bu paralelde, sadece yılın ilk üç aylık döneminde yaklaşık iki katı artışla 15 milyar dolara dayandı. Dış konjonktürdeki sıcak gelişmelere rağmen döviz riskinin artması, dayatan borçlanma ihtiyacının görece düşük maliyetli yurtdışı kredilerle karşılanması ile "dövizde aşırı oynaklık" olmayacağı beklentisine dayanıyor.

Yükümlülükleri karşılama oranı yüzde 38'e geriledi

DÜNYA'nın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, bu yılın ilk çeyreğinde finansal olmayan şirketlerin döviz yükümlülüklerinin döviz varlıklarına oranı yüzde 261.3'e ulaştı. Bir başka ifadeyle, Mart-2012 itibarıyla reel sektörün döviz varlıkları döviz yükümlülüklerinin ancak yüzde 38.3'ünü karşılayabiliyor. Döviz varlıklarıyla döviz cinsi yükümlüklerini karşılama oranı bu yılın başında yüzde 42.2, 2010 yılında yüzde 47.4 ve kriz öncesi 2007 yılında yüzde 54.2 seviyesindeydi.

Reel kesimin net döviz pozisyonundaki bozulma, özellikle krizin etkilerinin en yoğun hissedildiği 2009 yıl sonrasında belirginleşmeye başladı. Bu yılın başından itibaren ise bozulma daha da hız kazandı. Nitekim, 2009 yılında 83.1 milyar lira düzeyinde bulunan döviz varlıkları toplamı 2010'da 84.2 milyar dolara yükseldikten sonra düşüş yönünde bir trend izlemeye başladı. Reel sektörün döviz varlıkları 2011'de 80 milyar dolara, bu yılın ilk çeyreği sonunda da 78 milyar dolara geriledi.

Varlıklardaki azalmanın aksine, döviz yükümlülüklerinde de artışın hız kazanması
dikkati çekti. 2008'deki 162 milyar dolarlık düzeyinden, ithalat talebinin frenlenmesiyle 2009'da 158 milyar dolara inen döviz yükümlülükleri; 2010'da 178 milyar, 2011'de 193 milyar dolara dayandı. Yükümlülüklerin toplamı bu yılın ilk çeyreğinde ise 203.8 milyar doları buldu.

Kısa vadeli net pozisyon yüzde 100'e yakın arttı

[PAGE]

Kısa vadeli net pozisyon yüzde 100'e yakın arttı

Reel sektörün kısa vadeli kur riskindeki artış ise toplam yükümlülüklerden çok daha hızlı bir büyüme kaydetti. 2003-2007 arası dönemde 17 milyar dolar ila 35 milyar dolar seviyelerinde fazlası bulunan kısa vadeli net döviz pozisyonu, 2008'de -7 milyara indi. İzleyen iki yılda önemli bir açığı bulunmayan reel sektörün net döviz pozisyonu, 2011'de -8.7 milyar dolara ulaştıktan sonra bu yılın ilk çeyreğinde de yaklaşık iki katı artışla 15 milyar dolar sınırına geldi. Kısa vadeli kur riskinin artmasında da döviz varlıklarının azalması ve yükümlülüklerinin hızla yükselmesi etkili oldu. Mart ayı  sonunda kısa vadeli döviz yükümlülükleri 82.6 milyar dolara yükseldi.

Kurda istikrar beklentisi mi?

Reel sektörün ağırlıkla yurtdışı kredi kullanımından kaynaklanan döviz yükümlülüklerindeki artış, bir yandan şirketlerin borçlanma gereğinden kaynaklarınken, diğer yandan başta Suriye krizi olmak üzere dış küresel çapta yaşanan kriz ve artan bölgesel risklere rağmen, dövizde aşırı oynaklık olmayacağı beklentisine dayanıyor. Nitekim bu beklenti, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki (İMKB) fiyat hareketlerinde de kendisi gösteriyor. Suriye gerginliğinin had safhaya çıktığı ekim ayının ilk iki haftasında İMKB 100 Endeksi'nin yüzde 5'lik değer artışı ile 70 bin sınırına dayanarak tarihi rekor seviyeyi zorlaması da "döviz kurunda aşırı dalgalanma" yaşanmayacağı, diğer bir ifadeyle "sıcak bir çatışma yaşanmayacağı" senaryosunun satın alınması olarak yorumlanıyor.

"Yabancıların vücudu taşın altında"

[PAGE]

"Yabancıların vücudu taşın altında"

Yılın ilk dokuz aylık döneminde yabancıların borsadaki varlığının yüzde 42 oranında artması ve bunun yüzde 30'luk bölümünün fiyat artışından kaynaklanması da "İMKB'nin ve dövizin istikrarı"na yatırım yapıldığına işaret ediyor. Yabancıların Türkiye'deki finansal varlıklarının artmasındaki bir diğer önemli etkenin ise, "Türkiye'de Türkiye'den kolay çıkılamayacak kadar büyük bir varlık sahibi olmalarından" kaynaklandığı belirtiliyor.

Bugünkü yazısında bu konuyu değerlendiren yazarımız Alaattin Aktaş, Suriye gerginliği ya da bir başka nedenle Türkiye'den çıkmak isteyecek yabancıların önünde "iki tehlike"nin bulunduğuna işaret ederek, bunlardan ilkinin yüklü portföyü satmakta zorlanacak olmaları, ikincisinin de menkul kıymet satışlarının kurda hızlı artışa neden olabileceği ve bunun da döviz çıkışında zarar yazması olasılığını güçlendirmesi olarak niteliyor. Aktaş, 133.6 milyar dolara ulaşan yabancıların toplam finansal portföyü için, "Böylesine büyük bir yatırım tutarı, yabancıların ellerinin değil, vücutlarının taşın altında olduğunu gösteriyor" yorumunu yapıyor.

kurriski.jpg