"Kaynağı bulduğumuz sürece kullanmalıyız"
İstanbul'da basın toplantısı düzenleyen Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, "Ekonomide denetim faaliyetleri yeniden yapılandırılabilir" dedi
İSTANBUL - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Türkiye'nin hızlı büyümesi gerektiğini, hızlı büyümek için de kaynak gerektiğini belirterek, "Bu kaynağı ister biz IMF'den alalım, ister başka bir kaynaktan, bunu bulduğumuz sürece bu kaynağı kullanmaya devam edelim diyorum" dedi.
Yılmaz, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları ana oturumu öncesi düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, IMF ile anlaşmada güvensizlikten söz etti. Sizin değerlendirmeniz nedir?" şeklindeki soru üzerine, IMF konusunda Babacan'ın orta vadeli programı açıklarken, "Benden herhangi bir açıklama duymadığınız veya Hazine Müsteşarlığımız tarafından yazılı bir açıklama duymadığınız sürece ortaya konulan herhangi bir habere inanmayın" dediğini hatırlatarak, bu noktada herhangi bir haber olmadığını, IMF ile kamu birimleri arasındaki görüşmelerin bundan 10-20 gün önce nasıl planlandıysa o şekilde devam ettiğini ifade etti.
"Siyasi bir karar"
Yılmaz, IMF ile anlaşma yapılıp yapılmayacağının siyasi otoritenin bileceği siyasi bir karar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak siz bana (Ülkenin finansman ihtiyacı nedir? diye sorarsanız) şu yanıtı veririm size: İçinden geçtiğimiz konjonktür nedeniyle ithalatımız ve ihracatımız düşüyor. İthalatımızdaki azalış, ihracatımızdaki azalıştan çok daha hızlı. Ülkenin borç durumunu, yeniden finansman ihtiyacını da dikkate aldığımızda cari açığımız ve ona paralel finansman ihtiyacımız giderek azaldı.
Belki bu sene 10 milyar dolar civarında bir finansman ihtiyacımız olacak ve Türkiye de bunun üstesinden gelebilir. Dolayısıyla bizim gerçekten dış finansman açısından paraya büyük bir ihtiyacımız görünmüyor. Ancak bu ister IMF parası olsun, ister piyasalardan elde edilecek bir borçlanma olsun. Tasarruf oranlarımız düşük, nüfusumuz genç, çalışan sayımız fazla.
"Hızlı büyümemiz gerek"
Dolayısıyla istihdam yaratamıyoruz. Hızlı büyümemiz gerekiyor. Hızlı büyümek için de kaynak gerekiyor. Bu kaynağı ister biz IMF'den alalım, ister başka bir kaynaktan, bunu bulduğumuz sürece bu kaynağı kullanmaya devam edelim diyorum. Burada dikkate alınması gereken husus, hangi kaynak daha ucuz...
Bu yapılabildiği sürece ben şunu söylüyorum; finansman ihtiyacımız giderek azaldı. Türkiye'nin ihtiyacı yok, ancak yüzde 3 büyüme yerine yüzde 5-6 büyümek için kaynağa ihtiyacımız var. Bu da siyasi bir tercih... Bu açıdan kaynak bulunup potansiyel büyüme seviyesinde ülkemizi büyütebilirsek bu ülkemiz için daha önemli."
İslami finans
Yılmaz, bir soru üzerine, Türkiye'de İslami finansmanın altyapısıyla ilgili olarak, Türkiye'de bu sektörün çok fazla büyük olmadığını, çok fazla da düzenlemenin bulunmadığını kaydederek ama dünyada bu konuda bir eğilimin var olduğunu bildirerek, "Bu piyasanın da geliştirilmesi isteniyor. Türkiye de bu konuda herhangi bir katkı yapabilirse ülkemiz için faydalı olur diye düşünüyorum" şeklinde yanıtladı.
Özerklik tartışması
Durmuş Yılmaz, bir gazetecinin "Özerklik tartışması yeniden başladı. Endişeli misiniz bu tartışmaların yeniden başlamasından?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Merkez Bankasının bağımsızlığıyla ilgili söyleyebileceğim husus şu. Ortada bir Merkez Bankası Yasası var. Bu yasa 2001 krizine gelinceye kadar yaşadığımız mali disiplinsizliğe ve onun yarattığı bir türlü halledemediğimiz enflasyon sorununa çözüm olarak ortaya konmuş bir yasa.
Bu yasa, şu anda Avrupa Merkez Bankasının Avrupa'da kamu otoriteleriyle olan ilişkisini düzenleyen kuralları büyük ölçüde içerisine almış durumda. Bu yasa hala yürürlükte. Dolayısıyla Merkez Bankasının bağımsızlığı konusunda herhangi bir endişemiz yok.
Bu yasa ortada olduğu sürece Merkez Bankasının bağımsızlığı ortaya konulan yasal çerçevede sürdürülecektir. Bundan sonra Merkez Bankasının bağımsızlığının güçlenip güçlenmemesi tamamen Merkez Bankasının yaptıklarına, yapacaklarına ve başarısına bağlıdır. Biz Merkez Bankasına verilen görevi doğru dürüst yerine getirdiğimiz sürece, toplumsal desteği arkamıza alacağımızı ve bağımsızlığının güçleneceğini düşünüyoruz. Mühim olan bizden istenenin bilfiil yerine getirilmesi. İcraat önemli..."
Orta vadeli program
Ortaya konulan orta vadeli programın kendi içinde tutarlı ve hedeflerin gerçekçi olduğunu belirten Yılmaz, dolayısıyla bu kendilerinin uyguladıkları para politikasına destek sağladığını, "Ancak bir şeyi düzenlemek başka o düzenlemeyi icra etmek başka... Bundan sonra yapılacak iş. Bu düzenlemelerin içinin nasıl doldurulacağını takip edeceğiz. Bu yapıldığı sürece para politikası, maliye politikası tarafından aldığı desteği almaya devam edecek. Eğer biz 2001 sonrasında ortaya konulan mali disiplin olmasaydı para politikası şu anda olduğu kadar güçlü olamazdı" dedi.
MB'nin İstanbul'a taşınması konusu
Yılmaz, Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınması konusunun sorulması üzerine, Türkiye ekonomisinin özelde mali disiplinini çağdaş anlayışla düzenlemek üzere 2001'den bu yana biri dizi kararların alındığını ve önemli şeyler başardığını söyledi.
Dolayısıyla bunun da sonuçlarını toplum olarak hep birlikte gördüklerini ve bundan da yararlandıklarını, bundan sonra yapılması gerekenlerin başlatılmış olan, ekonominin modernleştirilmesi, çağdaşlaştırılması, modern tekniklerin ve enstrümanların ekonomiye kazandırılması çalışmalarının sürdürülmesi olduğunu vurgulayan Başkan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu çalışmanın sonucu herhalde İstanbul'u mali merkez yaparak taçlandırmaktır. Dolayısıyla biz bunu bir bütün olarak görüyoruz ve her Türk vatandaşı gibi Merkez Bankası olarak bunu destekliyoruz. Bu biraz yanlış bir ifade. Destekliyoruz değil, desteklemek zorundayız, herkes gibi. Siz de desteklemek zorundasınız.
Çünkü ülkenin bunda bir menfaati varsa, var. Önümüzdeki 10-15 yılda ödemeler dengesi açısından 15-20 milyar dolarlık ilave görülmeyen işlemlerden kaynaklanan kazanç ve iş gücü yaratacak. Bunu niçin destekleyelim.
Ama biz baştan şunu söyledik. Dedik ki bu işin olması için Merkez Bankasının İstanbul'a gelmesi ne gerekli... Ne de yeterli... Bizim burada söylediğimiz tek şey şu. Allah bir daha vermesin. Finansal istikrarsızlık, bankacılık krizi çıktığı zaman son tahlilde vergi mükellefinin üzerinde kalıyor.
Dolayısıyla da Merkez Bankası vergi mükellefinin temsilcisi olarak Hazine neredeyse orada olsun dedik. Söylediğimiz sadece bu. Ama İstanbul'un mali merkez olmasını herkes gibi desteklemek zorundayız."