"Kriz sonrasında başlayacak büyük maça hazırlanma zamanı"

OETK Başkanı Kabatepe, önlemlerin üretim üzerine etkilerinin kısa vadeli ve sınırlı olduğunun altını çizdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Otomotiv Endüstrisi Tanıtım Komitesi (OETK) Başkanı Cengiz Kabatepe, krizin otomotiv endüstrisini yaraladığını belirterek, "Ancak biz ayaktayız ve ayakta kalmaya devam edeceğiz. Şimdi yaraları sarmanın ve kriz sonrasında başlayacak büyük maça hazırlanmanın zamanı" dedi.

Kabatepe, otomotiv endüstrisinin sorunlarının ve çözüm yollarının aktarıldığı basın toplantısında, otomotiv endüstrisinde istemedikleri bir devre arasının yaşandığını, ancak ikinci yarıyı mutlaka oynayacaklarını söyledi.

Kabatepe, global krizin etkisiyle ilk 6 ayda ihracatta yüzde 48,9 azalma, istihdamda yüzde 15 kayıp olmasına karşın otomotiv sanayinin daha önce olduğu gibi bu zorlu sınavı da başarıyla atlatacağını ifade etti.

Hükümetin çıkardığı ÖTV paketlerinin iç pazarı hareketlendirdiğini, tüm sektöre moral getirdiğini dile getiren Kabatepe, ancak bu tür önlemlerin üretim üzerine etkilerinin kısa vadeli ve sınırlı olduğunun altını çizdi.

Endüstrinin rekabet gücünün sürdürülebilir olması için kalıcı teşvik paketlerinin bir an önce hayata geçirilmesini beklediklerini ifade eden Kabatepe, şunları kaydetti:

"Uzun vadeli stratejik bir plan çerçevesinde verilecek benzer desteklerin ülkemizi bir cazibe ve üretim merkezine dönüştürerek ekonomik kalkınmamıza ve refahımızın artışına çok büyük katkıları olacağına inanıyoruz. Kriz bizi yaraladı ancak biz ayaktayız ve ayakta kalmaya devam edeceğiz. Şimdi yaraları sarmanın ve kriz sonrasında başlayacak büyük maça hazırlanmanın zamanı. Otomotiv endüstrisi, bugün yaşadığı tüm sorunlara rağmen Türkiye'nin çıkış kapısıdır."

Otomotivin Türkiye ekonomisinin lokomotifi olduğunu belirten Kapatepe, bu konuda Türkiye'nin sahip olduğu avantajlara işaret etti.

Kabatepe, Türkiye'deki ana ve yan sanayi fabrikalarının, küresel markaların en iyi, en kaliteli ve en verimli fabrikaları olduğunu, bir ürünün Türkiye'de üretilmiş olmasının bazı ülkelerde satış vaadi olarak kullanıldığını ve satın alma sebebi olduğunu anlattı.

Türk otomotiv endüstrisinin katma değeri yüksek segmentler için ciddi bir tedarikçi durumda olduğunu anımsatan Kapatepe, son derece başarılı bir yan sanayiye sahip olduklarını kaydetti.

Ticari araçlarda olağanüstü başarılar sağlandığını ve anahtar teslim işler yapıldığını belirten Kapatepe, Türkiye'nin coğrafi konumunun yarattığı lojistik fırsatları değerlendirerek olağanüstü rekabetçi bir konuma geçilebileceğine dikkati çekti.

Hep birlikte İstanbul'u bir dünya kenti haline getirmeye çalıştıklarını anlatan Kabatepe, şöyle devam etti:

"Bazen finans, bazen kongre ve fuarlar kenti bazen de kültür ve turizm merkezi haline getirmek önerilir İstanbul için. Bizim de gerçekçi, uygulanabilir bir önerimiz var. Gelin İstanbul'u ve diğer birçok kentimizi dünya ölçeğinde bir tasarım cenneti haline gelebilecek teşviklerle donatalım. Otomotiv, moda, ilaç ve sağlık gereçleri ve elektronik eşya endüstrileri için dünya tasarım ve Ar-Ge endüstrisinin yeni üssü Türkiye olsun. Biz inanıyoruz ki, tasarım ve Ar-Ge Türkiye'ye yalnızca para değil aynı zamanda çok güçlü bir kültürel iklim getirir."

"Otomotiv sektörü krizden nasibini fazlasıyla aldı"

Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği (UTAYSİB) Başkanı Ferit Sünneli ise, geçen yıl ocak ayından itibaren ihracatını hızla artıran sektörün, krizin etkisiyle özellikle 2009 yılının ocak ayında en düşük seviyesini gördüğünü bildirdi.

Özelikle 2008 yılının ikinci yarısından itibaren hissedilen krize rağmen, ilk bin ihracatçı firma içerisinde otomotiv endüstrisi temsilcilerinin ihracatlarını yüzde 16,5 artırarak 21,8 milyar dolara çıkardığını belirten Sünneli, geçen yıl ilk 10 üretici-ihracatçı firma arasında 5 otomotiv endüstrisi temsilcisinin yer aldığını, bin firmanın toplam ihracatının yüzde 14,4'ünü bu 5 firmanın oluşturduğunu kaydetti.

Bu yılın ocak ayında 1 milyar dolar olan taşıt araçları ve yan sanayi ihracatının haziran ayında 1,55 milyar dolar seviyesine yükseldiğini bildiren Sünneli, ihracatın yılın ilk yarısında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48,9 azaldığını söyledi.

"Biz bu kıyameti son çeyrekten itibaren yaşamaya başladık" diyen Sünneli, otomotiv endüstrisinin krizden nasibini fazlasıyla aldığını söyledi.

İstihdam kaybından en fazla Bursa ve Kocaeli illerinin etkilendiğini ifade eden Sünneli, otomotiv sektörüne ilişkin destek paketlerinin oldukça geç çıktığı görüşünü bildirdi.

Vergisel teşviklerin pansuman tedbiri olmanın ötesine geçemediğini dile getiren Sünneli, endüstride orta ve uzun vadeli somut önlemlere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Sünneli, "Teşvik vaadinin somut hal almasını bekliyoruz" dedi.

Yeni fırsatlar doğdu

Otomotiv endüstrisi için dünya çapında yeni fırsatlar doğduğunun altını çizen Sünneli, dünya otomotiv endüstrisinin en önemli rekabet gücünün tüketiciler için yenilikçi ürünler geliştirebilme ve bunu uygun maliyetlerle üretebilme yeteneği haline geldiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin bu anlamda son derece şanslı bir yerde durduğuna işaret eden Sünneli, "Türkiye otomotiv endüstrimiz tasarım dahil anahtar teslimi araç üretimine taliptir. Bu işi hafif ticari araçlar kategorisinde Ford'un Connect ve Mini Cargo modellerinde yaptık ve son derece başarılı olduk. Neden binek araç segmetlerinde de yapmayalım?" diye konuştu.

Küresel endüstrinin, Ar-Ge ve tasarım maliyetleri nedeniyle önemli ölçüde kar kaybettiğine dikkati çeken Sünneli, bu açıdan bakıldığında bu durum Türkiye'nin dünyanın önemli Ar-Ge ve tasarım üslerinden birisi olarak konumlanmasını sağlayabilecek büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.

Sünneli, dünyanın, fosil yakıtlarının meydana getirdiği küresel ısınmanın yarattığı çevre duyarlılıkları noktasında önemli bir değişim geçirmenin eşiğinde olduğunu belirterek, "Küresel endüstrilerin tamamı bu noktada yeni ürünler geliştirmek ve yeni bir tüketim kültürü yaratmak mecburiyeti ile karşı karşıyadırlar. Otomotiv endüstrisi bu noktada en büyük hareketliliğin yaşanacağı endüstri olmaya namzettir. Bu değişim süreci büyük fırsatlar yaratmaktadır. Bu fırsatlardan elektrikli motorlar ve hibrit araçlar geliştirme noktasında niye yararlanmayalım?" şeklinde konuştu.

Ticari araçların yatırım malı kabul edilmesi

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Sünneli, önümüzdeki aylara ilişkin ihracat beklentileri konusunda, Almanya ve Fransa pazarlarındaki hareketliliğin kendilerini umutlandırdığını söyledi.

Sünneli, ihracattaki düzelmenin devam edeceğini, ancak keskin bir fırlama da beklemediklerini dile getirdi.

Sektörün ÖTV indirimi dışında destek alamadığını ifade eden Sünneli, "Vergisel indirimler uzun ömürlü olmaz. Sektörün vergi indirimlerinin yanı sıra hurda ile desteklenmesi gerekir" dedi.

Yatırım mallarına getirilen desteği hatırlatan Sünneli, ticari araçların da bu kategoride değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Ticari araç da aslarlar gibi bal gibi yatırım malıdır. KDV'sinin düşürülmesi gerekir" diye konuştu.