"Kur çok daha yukarı gidebilir"
Garanti Bankası Genel Müdürü Özen, "yüksek reel faiz, kuvvetli yerel para birimi" modelinin yakından izlenmesi gerektiğini söyledi
İSTANBUL - Yüksek reel faiz, kuvvetli yerel para birimi modelinin 2009 için geçerli olmadığını belirten Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, "Geri dönecek miyiz o modele 2010 yılında, bilmiyorum. Bakacağız. Herkesin çok yakın takip etmesi gereken bir şey. Eğer dönmeyeceksek, kur çok daha yukarı gidebilir" dedi.
Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneğince (TOKKDER) düzenlenen, "Araç Kiralamada Büyümenin Anahtarı" konulu panelde yaptığı konuşmada küresel ekonomik krize değinen Özen, "Krizden kamu harcamazsa çıkamayız. Açık ekonomilerde para politikaları daha etkili. Para politikalarını doğru ayarlamak lazım" şeklinde konuştu.
Özen, krizin boyutunun çok büyük olduğunu ve hiçbir şirket veya hiçbir sektörün kendi başına bu krizden çıkamayacağını belirtti.
Takipteki kredilerinin arttığını, sorunlu kredi oranının ciddi şekilde başladığını kaydeden Özen, "KOBİ düzeyinde çok var, büyük firma düzeyinde yok. KOBİ düzeyinde gerek adette, gerek miktarda ciddi şekilde artıyor ve bu trend devam edecek" diye konuştu.
Özen, dolar tahmininin "yukarıya doğru" olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Model değişiyor. Türkiye'de yüksek faiz, kuvvetli yerel para birimi, TL modeli değişiyor mu değişmiyor mu? 2009 yılında böyle olmadığını biliyoruz. Şu anda ileriye doğru baktığımız zaman, yüzde 10-10,5 Merkez Bankası faizi, enflasyon da 6,5-7 olacak derseniz; yüzde 3 reel faiz, tarihimizin en düşük reel faizlerinden bir tanesi. Dolayısıyla yüksek reel faiz, kuvvetli yerel para birimi modeli şu anda 2009 için geçerli değil. Geri dönecek miyiz o modele 2010 yılında, bilmiyorum. Bakacağız. Herkesin çok yakın takip etmesi gereken bir şey. Eğer dönmeyeceksek, kur çok daha yukarı gidebilir."
Sendikasyon kredilerinde çok ciddi problemler bulunduğunu vurgulayan Özen, "25 senelik bankacıyım, hiç bu kadar zorlandığımızı hatırlamıyorum" dedi.
"Otomobil kredisi satamıyoruz"
Ergun Özen, kredilerin azaldığını ve bu gibi ortamlarda Türk bankacılık sektöründe kredilerin artmasını kimsenin beklememesi gerektiğini belirterek, otomobil kredisi satamadıklarını bildirdi.
Garanti Bankasının 2008'de Türkiye'de en fazla kredi veren banka olduğunu kaydeden Özen, bankacı olarak kredilerde önem verdikleri konulara değinerek, bankaların kredi verme şartlarını 2008'in ikinci yarısından itibaren gözden geçirmeye başladığını söyledi.
Özen, sektörlerde finansman zorlukları oluşmaya başladığını gördüklerine işaret ederek, kredi kullanımı için bilançolarda daha yüksek özkaynak ve ilave teminatlar görmek istediklerini çünkü riskin arttığını anlattı.
Bankacıların şu anda en sevmediği şeyin havuza kredi vermek olduğunu ve paranın nereye gideceğini bilmek istediklerini ifade eden Özen, "Başka bankaların kredisinin kapanması ödümüzü koparıyor bizim. O parayı ben havuza verip de başka bankanın kredisini kapatırsam olmaz" dedi.
"Reel sektörde sorun var"
Garanti Bankası Genel Müdür Özen, panelin ardından soruları yanıtlarken, sektördeki yabancı payına ilişkin bir soru üzerine, şu karşılığı verdi:
"Birleşmeleri destekliyorum. Yabancı bankaların Türkiye'ye gelmelerini destekliyordum ama yabancı bankalarda garip bir durum oldu. Onun için şu anda bilemiyorum. Dolayısıyla ezber bozuldu bu konuda... 'Yabancı banka gelir buraya çok uzun vadeli kaynak verir, hem de bunu çok ucuza verir' hiç böyle bir şey yok. Önümüzdeki 3 sene, 5 sene böyle bir şey yok."
"Sektörde gerçekten sorun yok mu?" sorusu üzerine Özen, "Bankacılık sektöründe sorun yok ama reel sektörde sorun var. Reel sektördeki sorun yansır mı bankacılık sektörüne? Yansır. Kriz, bankacılık sektöründen de çıkabilirdi, reel sektörü altüst edebilirdi. Türkiye'de olduğu gibi şu anda reel sektör daha fazla etkilendi ama bu eninde sonunda bankacılık sektörün de içine alır" dedi.
Özen, Merkez Bankasının faiz indirimlerinin yansımasına ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Bankacılık sektörünü eleştirecekseniz bu konudan başlayabilirsiniz. Bu konuda risk primi arttı diye fiyatları oldukça yukarıda tutuyoruz, ciddi pazarlıklara başlayabilirsiniz. Burada yeri var bankacılık sektörünün ve yavaş yavaş aşağıya getirmeye başladık. Her faiz indirilişinde indirdik ama gerçekleşen faiz indiriminden daha az indirdik. Dolayısıyla evet, kredi faizleri, TL kredi faizleri daha hızlı aşağı gelebilir. Burada bankacılık sektörünün yeri var diye düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde bunu yansıtacaktır."
Özen, krizi çok inatçı gördüğünü ifade ederek, "Mayıs ayında, haziran ayında bu iş bitecek gibi hesap yapmayın" dedi.
"IMF ile anlaşamayacağız gibi gözüküyor"
Prof. Dr. Kerem Alkin ise, "hissedebildiğim kadarıyla biz, IMF ile anlaşamayacağız gibi gözüküyor" ifadesini dile getirerek, şunları söyledi:
"IMF ile niye anlaşmayacağız? Bilmenizi isterim ki, Ankara'da Türkiye ekonomisini önemli ölçüde ayakta tutan büyük gruplarla, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler arasında AK Parti'yi etkilemek anlamında müthiş bir mücadele başladı. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler diyorlar ki, 'sakın IMF anlaşmasını imzalamayalım, anlaşma imzalanırsa kur düşer, bizim dengelerimiz bozulur. Hazır kurlar yükselmişken biz bundan yararlanıyoruz."
Uzun soluklu olarak bakıldığında, dünyada büyük finansal daralmanın söz konusu olduğunu anlatan Alkin, "Bu finansal daralma sürecinde Türkiye yurt dışından ne kadarlık imkan bulacak ve bu imkanlar bulunmadığı zaman acaba Türkiye bu işin içinden nasıl çıkacak? Dolayısıyla IMF anlaşmasının imzalanmaması maliyetine hazır mıyız? Bunlarını sorgulamak gerekiyor. Hükümet giderek çok daha ciddi baskıyla karşı karşıya, IMF anlaşmasının imzalanmamasıyla alakalı..." şeklinde konuştu.
"Sektör yüzde 10-15 oranında daha küçülecek"
Hyundai Assan A.Ş Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu ise operasyonel kiralamanın 2010 ve sonrası büyüyecek bir pazar olduğunu belirterek, mevcut araç parkının 2010 yılına kadar 300 bin olabileceğini kaydetti.
Derindere Filo Kiralama Murahhas Üyesi Aytekinhan Yıldırıcı, son 10 yılda 250 bin aracın sektöre satıldığı, yatırımların büyüklüğünün 5 milyon euro olduğu ve 2 milyar euro vergi verildiği bilgisini verirken, sektörün 2008'de 1 milyar euroluk ciro elde ederken bunun 650 milyon eurosunun kira gelirlerinden oluştuğunu anlattı.
Yıldırıcı, 2009-2010'da sektörün yüzde 10-15 oranında daha küçüleceğini düşündüğünü ifade etti.
TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Önder Erdem de operasyonel kiralamanın son 5 yıl içinde yüzde 42'lik oranda büyürken, günlük kiralamanın ilerisi için çok şey vaat ettiğini söyledi.