"Kyoto Protokolü" için kamuda görüş birliği yok
"Kyoto Protokolü" için kamuda görüş birliği yok
ANKARA - Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalamaya karar vermesinin ardından Meclis'teki süreç işlemeye devam ederken, kamu kurumlarının Kyoto Protokolü konusunda tam bir görüş birliği içinde olmadıkları ortaya çıktı. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Türkiye'nin şartlarının Kyoto Protokolü'nü imzalamak için henüz uygun olmadığını bildirirken, Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin protokole taraf olması durumunda gaz salımı konusunda bir sınırlama yükümlülüğü altına gireceği konusundaki görüşlerin doğruyu yansıtmadığını savundu. Ulaştırma Bakanlığı ise demiryolu ve denizyolu gibi diğer ulaşım modlarına kayılmadığı takdirde Ulaştırma Bakanlığı'nın çok ciddi sıkıntılar yaşayacağını bildirdi. Meclis Çevre Komisyonu'nun 'Kyoto Protokolü' konusunda kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirdiği özel toplantı, Kyoto Protokolü konusunda tam bir kafa karışıklığı yaşandığını gösterdi. DPT: Maliyetleri bilmiyoruz Türkiye'nin şartlarının Kyoto Protokolü'nü imzalamak için henüz uygun olmadığını, Kyoto'ya taraf olmamızın makro ve sektörel maliyetlerinin bilinmediğini bildiren DPT, bu konuda bir çalışma başlattığını, bu projenin tamamlanması ve gerekli veriler sağlandıktan sonra Kyoto Protokolü'ne taraf olunması gerektiğini kaydetti. DPT tarafından başlatılan proje ile uluslararası müzakerelerde Türkiye'nin doğrulanmış bilgilerle pozisyon almasının amaçlandığını belirten DPT yetkilileri, "Çalışmanın amacı, 2010-2020, 2020-2050 emisyon azaltım tedbirleri denetimini oluşturacak seçenekleri ve bu seçeneklerin maliyetlerini belirlemek. Projenin tamamlanması ve gerekli veriler sağlandıktan sonra Kyoto Protokolü'ne taraf olmayı düşünmemeliyiz" dedi. Sanayi Bakanlığı: Daha hiçbir şey anlatmadık Türkiye'nin toplam nihai enerjinin yüzde 40'ını sanayide kullandığını, OECD ülkelerinde bu oranın yüzde 19 seviyelerinde olduğunu belirten Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, bu durumun hem gelişmekte olan bir ülke olduğumuzu hem de sanayide daha fazla enerji tüketen geri teknoloji kullanan bir ülke durumunda bulunduğumuzu ortaya koyduğunu ifade etti. Türkiye'nin 2007'de kişi başına karbondioksit emisyonunun 4 ton olduğunu bu rakamın 2020'de 9 ton civarına çıkacağını, bunun dışında Türkiye'nin durumunu ortaya koyan özel bir çalışmanın bulunmadığını kaydeden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, "Biz esas enerjimizi özel durumumuzun ne olduğunu tespite harcamalıyız. Baktığımızda kişi başı enerji tüketiminde OECD ülkelerinin çok aşağısındayız, dünya ortalamasının altındayız. özel durumumuzu çok iyi tespit ederek üye ülkelere anlatmalıyız. Biz üye ülkelere daha hiçbir şey anlatmadık, çünkü kendimizi bilmiyoruz" dedi. Ulaştırma Bakanlığı: Kesinlikle hazır değiliz Yolcu ve yük taşımacılığının yüzde 95'inin karayoluyla yapıldığını, toplu taşıma artırılmadığı, demiryolu ve denizyolu gibi diğer ulaşım modlarına kayılmadığı takdirde bakanlık olarak ciddi sıkıntı yaşayacaklarını bildiren Ulaştırma Bakanlığı, Çevre Komisyonu'nda şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz bakanlık olarak bu sürece hazır değiliz. Hem personel ağı ve kurumsal kapasite, hem personel eğitimi açısından. Bu süreci kim takip edecek? Hangi teknik personel çalıştırılacak. Bunlar nerede nasıl ne şekilde eğitilecek. 2012'ye kadar bir yükümlülük almamamız garanti gibi görünse bile sonrasını çok ciddi düşünmeliyiz. Ulaştırma Bakanlığı kesinlikle hazır değil." Bayındırlık ve iskan Bakanlığı da protokolün getireceği mali yük açısından endişeleri bulunmakla birlikte karbon emisyonunun en aza indirilmesi konusunda bakanlık olarak kendilerine verilen görevleri yerine getirmek için çalışmalara devam ettiklerini belirtti. Maliye Bakanlığı: Vergiler noktasında uyum yok Maliye Bakanlığı ise uyum maliyetleri açısından çok kapsamlı bir etki analizinin yapılarak getiri ve götürüsünün ortaya konması gerektiğini belirtmekle birlikte ilke olarak sözleşmeye taraf olunması gerektiğini Türkiye'nin bu sürecin dışında kalamayacağını kaydetti. Başbakanlık tarafından oluşturulan iklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu'nda, mali mekanizma ve düzenlemelerle ilgili bir çalışma alanı ve grubunun oluşturulmamış olmasını büyük eksiklik olarak gördüklerini kaydeden Maliye Bakanlığı yetkilileri, "OECD ülkelerinde gayrisafi mili hasılanın yüzde 3'ü yeşil vergilerden oluşmakta.OECD ülkelerinde 375 civarında vergi çeşidi bulunmakta, ülkemizde OECD tanımlaması kapsamında yeşil çevre vergi olarak adlandıracağımız bir vergi bulunmamakta. Ülkemiz bu noktada AB'ye uyumsuz, bakanlığımızın bu noktada bazı çalışmalar yapması gerekiyor, bu konuda bazı hazırlıkları yapıyoruz" dedi. TOBB: Atılacak yanlış bir adım ülkeyi sıkıntıya sokar TOBB, Kyoto Protokolü'ne taraf olma noktasında tüm veriler ortaya çıktıktan sonra bir strateji üretilmesi ve bu stratejiye uygun hareket edilmesi gerektiği noktasında görüş bildirirken, aceleyle atılacak yanlış bir adımın ülke ekonomisini sıkıntıya sokacak sonuçlara yol açma ihtimali bulunduğunu ifade etti. TOBB, karar verilmeden önce emisyon verileri başta olmak üzere bilimsel tahminlere ihtiyaç bulunduğu, DPT ve İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan çalışmalar tamamlandıktan ve Türkiye'nin Kyoto'ya hangi şartlarla üye olabileceğine ilişkin senaryolar netleştikten sonra üyelik görüşmelerinin başlatılmasını önerdi.