"Org. Başbuğ ile 2 veya 3 kez görüştüm"

"Org. Başbuğ ile 2 veya 3 kez görüştüm"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

(16:00)ANKARA - Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Alifeyyaz Paksüt, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra Orgeneral Başbuğ ile 2 veya 3 kez görüştüğünü söyledi. Paksüt, "Birinci görüşme Başbuğ'un Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na seçildiğinde tebrik ziyareti niteliğinde, ikinci görüşmeyi hatırlamıyorum. Üçüncü görüşme ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyine yönelik başlattığı harekatın bitirilmesinden birkaç gün sonra gerçekleştirildi" dedi. Paksüt, bir gazetede yer alan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüştüğü yönündeki haber üzerine bazı gazetecilere Kavaklıdere Tenis Kulübü'nde eşi Ferda Paksüt ile açıklama yaptı. Paksüt, "Kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve yüce milletin zihninde yaratılmak istenen soru işaretlerini kaldırmak için açıklama yapma gereği duyduğunu" söyledi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin belirli alanlarda birikim sahibi olmasının Anayasa'da öngörüldüğünü kendisinin de bu çerçevede üst düzey kamu görevlisi kimliğiyle 10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Anayasa Mahkemesi'ne seçildiğini anlatan Paksüt, şöyle konuştu: "Bu 'atama' olarak ifade ediliyor, yanlıştır. Seçici bir kişi, bir heyet veya bütün millet olabilir. Ancak, atama ile seçim arasındaki başlıca fark; atamayı yapanın atadığı kişiyi geri alabilmesi, görevi sürecinde hiyerarşik ilişki içerisinde ona emir talimat verebilmesidir. Üyeler atanmaz seçilir. Bu bir seçimdir. Cumhurbaşkanı seçtiği kişiyi geri alamaz. Üye bu yüzden görevinde bağımsızdır. Herhangi bir kişi, kurum ya da makamın tavsiyesiyle hareket etmez ve yönlendirmesinde değildir." Paksüt, çalışma hayatına avukatlıkla başladığını, daha sonra Dışişleri Bakanlığına girerek, kademelerin hepsinde görev yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildiğini ifade ederek, iş hayatındaki kariyeri nedeniyle çok sayıda sivil ya da asker kamu görevlisiyle, iş adamı ve her partiden siyasetçiyle birlikte çalışma yaptığını kaydetti. "General rütbesinde çok sayıda askerle dostluklar kurdum" NATO'daki görevi sırasında bir çok siyasetçi ve askeri makamlarla birlikte çalıştığını, çok yakın dostluklar kurduğunu anlatan Paksüt, 1993-1997 yılları arasında eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün de aralarında bulunduğu bir çok general rütbesindeki askerle dostluklar kurduğunu, ilişki içerisinde olduğunu söyledi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'un NATO'da Tümgeneral rütbesiyle Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanlığı görevini yürütürken 1995-1997 yılları arasında birlikte çalıştıklarını saygı, sevgi çerçevesinde dostluk kurduklarını dile getiren Paksüt, 2002-2004 yılları arasında Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği görevini yürüttüğü sırada uğradığı bombalı saldırının ardından kendilerine ilk geçmiş olsun dileklerini ileten kişiler arasında Orgeneral Başbuğ ve eşi Sevil Başbuğ'un da bulunduğunu anımsattı. "Birinci görüşme tebrik ziyareti niteliğindeydi" Osman Paksüt, "Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra da 2 veya 3 kez Orgeneral Başbuğ ile görüştüm. Birinci görüşme Başbuğ'un Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na seçildiğinde tebrik ziyareti niteliğinde, ikinci görüşmeyi hatırlamıyorum. Üçüncü görüşme ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyine yönelik başlattığı harekatın bitirilmesinden birkaç gün sonra gerçekleştirildi" diye konuştu. Başbuğ'a son ziyaretini harekatın başarısından dolayı tebrik ve 27 askerin şehit olmasından dolayı başsağlığı ziyareti kapsamında gerçekleştirdiğini ifade eden Paksüt, şunları kaydetti: "Ziyaretimin girişini, çıkışını ve ziyarete ilişkin bütün ayrıntıları, 3 ay sonra gazetede yayınlayan, yayınlatan kişiler hareketlerimi izletiyor. Bu durum izlenme olayının bir kuruntu olmadığını gösteriyor. Görüşmenin yapıldığı zaman kapatma davasının bulunmadığının altını çiziyorum. Başörtüsü davası yeni açılmış olabilir. Konunun bu olması kadar da yanlış bir şey olamaz. Kuzey Irak, bölgesel Kürt yönetimi ve bölgedeki deneyimlerimi iletmek, paylaşmak suretiyle bir görüşme oldu. Görüşme talebi benden geldi. Bir vatandaş olarak harekatın başarısından dolayı takdirlerimi iletmek, harekatın zamansız bitirildiği yönündeki eleştirilerin de haksız olduğunu iletmek amacımdı. Bir kısım da özel ve ailevi konularda görüşüldü. Daha sonra sayın Başbuğ paşayla ne görüştüm, ne de konuştum." Haberin yer aldığı gazetede "Orgeneral Başbuğ ile görüşme yaptığı katın boşaltıldığı", "güvenlik kameralarının karartıldığı" yönündeki haberlerin de "asılsız" olduğunu söyleyen Paksüt, "Görüşmeye esrarengizlik katmak için bu ayrıntıların uydurulduğunu" belirtti. "Haberlerdeki maksadı seziyorum" "Türk Silahlı Kuvvetleri ve Anayasa Mahkemesi'nin ilişkilendirilmeye çalışıldığını" ifade eden Paksüt, şöyle konuştu: "Mahkeme ve TSK'nın 'mahkemenin gündemindeki davalarla ilgili iletişim içerisinde olduğu' ve 'TSK'dan mahkemeye baskı geldiği' yönündeki iddialar ilk değildir. Daha önce de öne sürülmüştür. Bu haberlerdeki maksadı seziyorum. Yüce Türk milletimizin de eşsiz zekasıyla bunu sezdiğine inanıyorum. Maksatlı bir ima yapıldığı kesindir. Bu gibi çirkin imalarla devletimizin kurumlarının ve kurumlarda görev yapan kişilerin yıpratılmasının hangi amaçlara hizmet edeceğinin takdiri yüce milletimize aittir." Osman Paksüt, Türk milletinin 7 bin yıldır Anadolu topraklarında medeniyetler kurduğunu, medeniyetlerle kaynaştığını, medeniyetini ve kültürünü 3 kıtaya götürdüğünü ifade ederek, devletin kurumlarının bu bilinçle hareket eden insanlardan oluştuğunu söyledi. Paksüt, Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşmesinin "imalı bir şekilde" bir gazetede yayınlanmasının millet tarafından gerektiği şekilde değerlendirileceğinden kuşku duymadığını dile getirdi. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt, "dinlenildiği" yönündeki iddialar üzerine suç duyurusunda bulunmadığını da belirterek, olayın ardından ilgili bakanların ve emniyet yetkililerinin yaptıkları açıklamalara ve verdikleri güvencelere "devlete olan saygısından" inandığını söyledi. Konunun Cumhuriyet Savcılığınca incelenmeye başlandığını kaydeden Paksüt, yargısal süreç devam ettiği için bu konuda fazla konuşmak istemediğini belirtti. Paksüt, "Hakimler çok konuşmaz. Kararlarıyla konuşur' sözü doğru bir sözdür. Ancak, normalde hakimlere yönelik baskı ve kişilik haklarına yönelik olumsuz davranışlar gösterilmez" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararının ardından kurum olarak yıpratma kampanyasına maruz kaldığını, üyelerin de bu kampanya içerisinde etkilendiğini kaydeden Paksüt, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a yönelik iddiaları da kınadığını söyledi.