"Sosyal konut açığı sürüyor"

Konutta arz fazlası olduğuna yönelik görüşlerin tam anlamıyla doğru olmadığını belirten Tamer İskele ve Kalıp Sistemleri Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Açıkgöz, mavi yakalı çalışanların sadece yüzde 5’inin konut sahibi olduğuna işaret etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yeşim ARDIÇ

ANKARA - 1977 yılından bu yana inşaat kalıpları ve iskele sistemleri üreten Tamer İskele ve Kalıp Sistemleri, sektörde Türkiye’de ilk TSE belgesi alan firmalardan birisi oldu. Ağırlıklı olarak tünel kalıp sistemleri, endüstriyel kalıp sistemlerinde yoğunlaşan şirket, son dönemlerde inşaatlarda güvenlik konusunda ön plana çıkan iskele sistemlerini de temel ürünlerden birisi olarak hizmete sunuyor.

Tamer İskele ve Kalıp Sistemleri Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Açıkgöz, özellikle yurtdışında önemli projelere imza attıklarını belirterek, burada da Cezayir pazarının ön plana çıktığı bilgisini verdi. Arap Baharı ile birlikte devletin toplumu yatıştırmak adına ucuz imkanlarla konut üretip satmaya başladığını belirten Açıkgöz, bu ülkede tünel kalıp sistemlerinde iyi pazar yakaladıklarını bildirdi.

Türkiye’de ise özellikle TOKİ’nin sosyal konutlarına kalıp üretimi gerçekleştirdiklerini dile getiren Mevlüt Açıkgöz, sistemin lüks konutlardan ziyade hızlı üretim ihtiyaç olması halinde kullanıldığını söyledi.

Van depremi örneğini veren Açıkgöz, 15 bin konutun yapıldığını ve bunların yüzde 70’inin kalıp sistemini kendilerinin verdiğini belirten Açıkgöz, konutların 8 ay gibi kısa sürede bitirildiğini kaydetti.

İran’da 55 bin konut

Kuzu Toplu Konut’un İran’da gerçekleştirdiği 55 bin konutluk dev projenin kalıplarını da tedarik ettiklerini söyleyen Mevlüt Açıkgöz, 20 bini 14 ayda olmak üzere projenin 38 ayda tünel kalıp sistemiyle tamamlandığını ifade etti.

Açıkgöz, konutta arz-talep dengesine de değindi. Arz  fazlası olduğuna yönelik görüşlerin tam anlamıyla doğru olmadığını belirten Açıkgöz, orta ve üst sınıflara hitap eden konutlar ve iş yerlerinde bir fazlalık olduğunu dile getirdi. Buna karşılık sosyal konutlarda halen açık bulunduğunu söyleyen Mevlüt Açıkgöz, mavi yakalı çalışanların sadece yüzde 5’inin konut sahibi olduğunu aktardı.

TOKİ’nin orta vadede 700 bin konut yapmayı hedeflediğini belirten Açıkgöz, ekonominin can damarı ve lokomotifi olan inşaat sektörünün ayakta kalması için kamu yatırımlarının sürmesi gerektiğini söyledi.

TOKİ sanayiciye ucuz fabrika üretmeli

Aynı zamanda sanayici kimliğiyle OSB’lerdeki arsa maliyetlerinden şikayetçi olan Mevlüt Açıkgöz, Ankara’da metrekaresi 400 liradan arsa bulunamamasına rağmen, 90 km mesafedeki Çankırı’da rahatlıkla Ankara'nın onda biri fiyatına arsa bulunabildiğini bildirdi.

Arsa ve inşaat maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı sanayicilerin yeni yatırıma girmeye çekindiğini ifade eden Mevlüt Açıkgöz, TOKİ’nin sosyal konutlarda olduğu gibi sanayicilere de OSB’lerde fabrika yapıp teslim edebileceğini kaydetti.

Açıkgöz, bu işe TOKİ’nin önderlik etmesi halinde, Türkiye’de yatırımlarda da ciddi miktarda artış olacağının altını çizdi.

Cezayir’de devlet desteğiyle daha büyük işler alabileceklerini söyleyen Mevlüt Açıkgöz, ülkede TOKİ’nin devreye girerek konut yapımını üstlenmesi halinde, bunun yapımını gerçekleştirecek müteahhitlerin teminat mektubunu Türkiye’de çalıştığı banka ile çözebileceğini, böylece finansman anlamında da rahatlama olacağını anlattı.

Benzer modeli Çin’in uyguladığını ve oluşan iş hacminin katma değerinin Çin’de kaldığını belirten Mevlüt Açıkgöz, “Karşı taraf muhattap olarak devleti görünce işi daha rahat veriyor, biz firma olarak tek başımıza gittiğimizde teminat sorunu yaşıyoruz. Her şeyi devletin yapmasını değil, devletin çatıyı oluşturmasını öneriyoruz” dedi.

Böyle bir yöntemle TOKİ’nin yıllık 10 milyar dolarlık iş üstlenebileceği öngörüsünde bulunan Mevlüt Açıkgöz, “Bunu Türk müteahhitlere dağıtacak TOKİ bu işten kendisi de para kazanabilir. Bu parayı da içerideki sosyal projelerin finansmanında, fabrika yapımında kullanabilir” diye konuştu.

Firma olarak Cezayir yanı sıra Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerinde de faaliyette bulunduklarını belirten Açıkgöz, uluslararası ambargonun kalkmasıyla birlikte yeniden İran’a gideceklerini anlattı.