"Türkiye ekonomik krizi fırsata dönüştürebilir"
Bakan Tüzmen, Uludağ İhracatçı Birlikleri tarafından yaptırılacak olan Otomotiv Anadolu Teknik Lisesinin protokol töreninde konuştu
BURSA - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'nin dünyada tehdit unsuru olan ekonomik krizi fırsat unsuru haline dönüştürebileceğini ifade ederek, "Dünya krizini, Türk firmalarının marka alabilecekleri, mağaza zincirlerini alabilecekleri bazı büyük işletmeleri satın alabilecekleri bir dönem olarak görmek lazım" ifadesini kullandı.
Tüzmen, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) tarafından yaptırılacak olan Otomotiv Anadolu Teknik Lisesinin protokol töreninde yaptığı konuşmada, Osmanlı İmparatorluğu'nun beşiği olan ve "otomotiv imparatorluğu"nun beşiği olma yolunda hızla hareket eden Bursa'da bir ilki gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalarda böylesine milatlara imza atmanın herkese nasip olmayacağını, teknik eleman yetiştirecek lisenin önemini dile getiren Tüzmen, bunun biraz geç kaldığını, ancak artık bunları da yaparak sektörün yoluna devam ettiğini ifade etti.
Türkiye'nin, 2008 yılında dünya otomotiv sanayinde, otobüs üretiminde dünya 7'ncisi, AB'de de birinci sırada olduğunu anlatan Tüzmen, tüm sektör olarak bakıldığında ise Türk otomotiv sektörünün, dünyada 16'ncı, Avrupa'da da 6'ncı sırada bulunduğunu belirtti.
Tüzmen, otomotivin AB'de birincilikleri olan dünyada ilk 10'un arasında yer alan bir sektör olduğunu ifade ederek, dünyanın yaşadığı bir kriz döneminde, bu krizleri rahat atlatabilmemiz için bizim böylesine çalışmaları hızlandırmamıza ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
"Şu an itibariyle ihracat 132,5 milyar dolar"
Bu olayları rahatlıkla aşabilmek için ihracatın artışının devam etmesi gerektiğini, Türkiye'nin ihracattan başka çıkış yolu olmadığını vurgulayan Tüzmen, şöyle konuştu:
"Şu konuştuğum an itibarıyla 132,5 milyar dolarlık bir ihracatı arkada bıraktığımız için ayaklarımız yere sağlam basıyor ve geleceğe güvenle bakabiliyoruz. Türkiye'nin çarkları ancak bu sayede dönüyor. Şu ana kadar, yüzde 36'lık bir ihracat artışı var. Bunun içinde en önemli pay otomotiv sektörünün şu anda. Yüzde 40'lık şu anda geçen seneye göre ihracat artış ortalamasıyla Türkiye'nin ihracatına en fazla ivme veren sektör oldu ve baktığınız zaman Türkiye'nin lider sektörü. Şu konuştuğumuz an itibarıyla ihracatı geride bırakan bir sektörden söz ediyorum. Geçen sene 23 milyar doları geride bıraktık, bu sene şu konuştuğum an itibarıyla 20 milyar doları geçmiş durumda. Bu 20 milyar dolar komşumuz Yunanistan ve Bulgaristan'ın ihracatından daha büyük. Yani bir sektör bunu sağlıyor. Dolayısıyla AB ülkelerinin birçoğundan daha büyük bir ihracat rakamını tek sektörde yaşayabiliyoruz."
Tüzmen, iki şeyin açılmadığı zaman işe yaramadığını, birisini "paraşüt" diğerinin "zeka" olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin nüfusunu iyi bir eğitimle taçlandıramaması halinde, bundan bir fayda sağlamayacağını vurguladı.
Türkiye'de girdi maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu, tek avantajımızın insan kaynağımız olduğunu dile getiren Tüzmen, teknik lisenin, bu doğrultuda atılmış çok önemli bir adım olduğunu belirtti.
"AB'ya ihracat düştü"
Tüzmen, değişen şartlara göre önlemleri daha önce proaktif olarak aldıklarını, sektör ve bölge planlaması yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Dedik ki; Türkiye, sadece AB ve diğer gelişmiş ülkeler ile olan ticaretiyle çok fazla bir şekilde yumurtalarını aynı sepete koymuş olur. Gelin bunu komşu ve çevre ülkeler var, ağırlığı şu anda yüzde 7'dir, bunu artıralım. Bakın AB'deki büyüme oranlarında yüzde 1'lik bir gerileme, bizim ihracatımızda yüzde 3,3 oranında azaltıyor. İtalya'da yüzde 1'lik bir gerileme, bizim İtalya'ya ihracatımızı yüzde 9 azaltıyor. Almanya'daki yüzde 1'lik bir gerileme, bizim oraya olan ihracatımızı yüzde 3,6 azaltıyor. Ortalaması AB'nin yüzde 3,3. Bunu bildiğimiz için sektör ve bölge çeşitlendirmesi yaptık. Bunu bildiğimiz için otomotiv, elektronik ve makine sanayine ağırlık vermeye çalıştık ve bugün görüyorsunuz lokomotif sektör Türkiye'de otomotiv haline gelmiştir."
"Dünyada ekonomi ekseni kayıyor"
Türkiye'nin Avrupa'ya olan ihracatının geçen yıl toplam ihracat içinde yüzde 57'lik bir ağırlık oluşturduğunu anımsatarak, şu bilgileri verdi:
"Bugün aynı döneme bakıldığında 2008 yılında AB'ye olan ihracatın sadece yüzde 50 olduğunu görüyoruz. 57'lerden 50'lere inmiş, 7 puan düşmüş AB'ye olan ihracat. Neresi açılmış, komşu çevre ülkeler. Yaklaşık yüzde 44 ağırlığa ulaşmış. Asya pasifik pazarları, Afrika pazarları, yeni açtığımız pazarlar bu AB'deki daralmayı buralardaki artışla ancak karşılayabiliyoruz. İşte bu daha önce koymuş olduğumuz stratejinin ne kadar doğru olduğunun açık göstergesi. Yoksa bugün burada bu kadar rahat konuşamaz olurduk. Aynı şekilde devam edeceğiz. Yeni sektörler, yeni bölgelerle yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Çünkü, Asya Pasifik, bu ülkelere doğru Atlantik Okyanusu'ndan bir kayış söz konusu. Bir ekonomi ekseni kayıyor dünyada şu anda... Atlantik Okyonusu'ndan Pasifik Okyanusu'na doğru bir ekonomik eksenin kaydığını, Çin'in ihracatının 1,3 trilyon, ithalatının 1 trilyon dolar olduğunu, 2,3 trilyon dolarlık bir büyüklüğü sadece Çin'in sağladığını ve dünya ticaretinin yeni bir ekseninin Asya Pasifik'te oluşmaya başladığını, Atlantik Okyanusu'ndan da bu eksenin Türkiye üzerinden oraya doğru kayacağını söylemiştim. Bunu gerçekleştirirken, stratejimizi Asya Pasifik ülkelerine doğru yaymamızın nedeni oydu."
Tüzmen, ABD'deki finansal krizin bunu çok daha hızlı şekilde tetiklediğini, dolayısıyla Türkiye'nin bütün imkanlarının kullanarak, lojistik imkanlarını geliştirerek ihracata dönük sektörlere daha da ağırlık vermesi gerektiğini vurgulayarak, "Fırsat unsuru haline getirmemiz lazım bu tehdit unsurunu. Dünya krizini, Türk firmalarının marka alabilecekleri, mağaza zincirlerini alabilecekleri bazı büyük işletmeleri satın alabilecekleri bir dönem olarak görmek lazım. Sıçrama yapacak önümüzde bir dönem olduğunu düşünmek lazım" diye konuştu.
Bakan Tüzmen, daha sonra Bursa Valisi Şahabettin Harput, UİB Başkanlar Kurulu Başkanı Ferit Sünneli, UİB Genel Sekreteri İbrahim Okur ve İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ile birlikte protokü imzaladı.
Tofaş'ta üretimin durması
Bakan Tüzmen, törenin ardından TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası AŞ'nin üretimini 6 gün süreyle durdurmasına ilişkin soruları üzerine, şunları kaydetti:
"Otomotiv sanayinin kendi dinamikleri içerisinde yer alan bir konu. Önemli olan karşı taraftaki talebin devamlılığıdır. Taleplerdeki gerilemeye göre, üretim hızınızı bazen yavaşlatır, bazen de talepteki artışa göre çoğaltırsınız. Yani bu çok normal. Sanayi tesislerinde dönem dönem bu tip iniş çıkışlar yaşanır. Dolayısıyla firma bakmıştır, sanayi üretimi, stok seviyesi ve ihracat rakamlarındaki planlamaya göre bu yapılır. Üretim planlaması tamamiyle sizin elinizdeki stok miktarınızı da karşı tarafa yaptığınız satışı da ve üretim hattınızdaki makinelerinizi de içerir. Dolayısıyla bütün bunları planlamışlardır, ona göre bir değerlendirme yapmışlardır."