"Türkiye ekonomisi 2010'da yüzde 2.5 büyüyecek"

Fitch Türkiye Genel Müdürü Berker, Türkiye ekonomisinde 2B kategorisinin averajının altında bir büyüme gerçekleşeceğini öngördüklerini bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Fitch Türkiye Genel Müdürü Ayşe Botan Berker, Türk ekonomisinin 2010 yılında 2.5 oranında büyümeye geçeceğini ve 2B kategorisinin averajının altında bir büyümenin gerçekleşeceğini öngördüklerini bildirdi.

Berker, Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı (Finans Kulüp) ile Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) Divan Kuruşeçme'de düzenlediği "Finans Kahvaltıları" toplantısında, Türkiye'nin, Fitch Ratings tarafından verilmiş olan kredi notu gelişimi hakkında bilgi verdi.

1994 yılından itibaren derecelendirmeye başladıkları Türkiye'nin 1998 ve 2001 yıllarında küçüldüğünü, daha sonraki yıllarda diğer ülkelere göre daha dalgalı bir büyüme seyri izlediğini ifade eden Berker, bu dalgalanmanın reytingler açısından negatif bir faktör olduğunu vurguladı.

2009 ve 2010 beklentilerine de değinen Berker, "2010 yılında 2.5 oranında büyümeye geçileceğini ve 2B kategorisinin averajının altında bir büyüme öngörüyoruz" dedi.

Türkiye'nin bütçe dengesi açısından bütün iyileşmeye rağmen, içinde bulunduğu grup (2B grubu) 3B grubuyla karşılaştırıldığında, yine en derin bütçe açıklarının Türkiye'de olduğunu belirten Berker, brüt dış borçların cari dış gelirlere oranlarına bakıldığında, 1999'dan 2008'e kadar en yüksek oranların Türkiye'de bulunduğunu ifade etti.

Berker, Türkiye'nin borç oranlarının düşmesine rağmen, gelirlerle karşılaştırıldığında, rezervlerle netleştirildiğinde, kendi kategorisindeki ülkelere kıyasla daha kötü durumda olduğunu kaydetti.

Bankacılık sektörü

Berker, bankacılık sisteminin, ülke reytinglerini verirken en önemli üzerinde durdukları sektör olduğunu ifade etti.

Bankacılık sektörünün ülke reytinglerinde temerrüt olasılığına yol açabilecek sistemik krizler yaratabileceğini dile getiren Berker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2005 yılından beri geliştirdiğimiz bir metodoloji var. Buna 'Bankacılık Sistemik Endikatörleri' adını veriyoruz. Yılda iki kere bunu yayımlıyoruz. 2005 yılında bu Sistemik Risk Endikatörlerini yayımlamaya başladığımızda bu bir matriks aslında. Matriksin bir tarafında bankacılık sektörünün ortalama bireysel, finansal güç notları var. Ortalamayı, bankacılık sisteminin varlığıyla ağırlıklandırıyoruz. Türkiye, 2005 yılında başladığımızda bankacılık sektörü ağırlıklı endikatörü D'ydi. Geçen seneden itibaren bu C'ye geldi. Bankacılık sistemimizdeki ağırlıklı finansal güç notu C. Türkiye'nin Bankacılık Sistemik Risk Matriksi grubunda, Brezilya, Şili, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Kore, Katar, Slovakya, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve Amerika var."

2001 krizinde Türkiye'nin liberalleşmeyle birlikte yeterli regülasyon hızını yakalayamadığının görüldüğünü, bunun ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) işler hale geldiğini, bankaların yeniden sermayelendirilmesi programının yapıldığını ve bankacılık sisteminin güçlendiğini belirten Berker, bankacılık sektörü regülasyonunun, liberal ekonomiyi yakalayacak güce geldiğini kaydetti.

Berker, bankacılık sektörünün dünyada ise globalleşmeyi tam olarak yakalayamadığını söyledi.