"Yolsuzluk sistematik, örgütlü bir uygulama haline geldi"
Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında yolsuzlukların geldiğine işaret eden CHP lideri Baykal, hükümeti sert eleştirdi
ANTALYA - CHP Genel başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında yolsuzlukların geldiğini ifade ederek, "Türkiye'de yolsuzluk arızi bir olay olmaktan çıkmış, sistematik, örgütlü bir uygulama haline gelmiştir" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın geleneksel ödül törenine katıldı. Baykal, törende yaptığı konuşmada, yolsuzlukların Türkiye'de kişisel bir olay, kişilerin ahlaki zaafları nedeniyle başvurdukları bir yol olmaktan çıktığını savunarak şunları söyledi:
"Yolsuzluk, Türkiye'de maalesef arızi bir olay olmaktan, kişisel bir olay olmaktan çıkmıştır. İnsanların ahlaki zaafları nedeniyle başvurdukları bir yol olmaktan çıkmış, sistematik, örgütlü bir uygulama haline dönüşmüştür. Buna karşı da çok ciddi mücadeleye ihtiyaç vardır. Türkiye'de yolsuzlukla mücadele için hiç gecikmeden bir an önce milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması lazımdır. Bu en temel konulardan biridir. Biz, ısrarla bu konuyu gündeme getiriyoruz ama maalesef bu konuda ortak bir anlayış içerisine girmeyi başaramadık. Başbakan 2002 seçimlerinden önce bunu vaat ettiği halde bunu gerçekleştiremedik. (Bir yıl sonra yaparız) diyordu aradan 6 yıl geçti hala yapamadık. Türkiye'deki milletvekili dokunulmazlığı dünyada hiç bir demokratik ülkede olmadığı şekilde bir zırh, bir imtiyaz haline gelmiştir."
Dokunulmazlıklar konusunda Hükümet somut adım atmıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması önerisi karşısında son zamanlarda, bürokratların dokunulmazlıklarının da kaldırılması fikrini ortaya attığını hatırlatan Baykal, bu öneriyi de kabul ettiklerini, ancak Hükümet kanadından bu konuda somut bir adım atılmadığını öne sürdü.
Baykal şöyle devam etti:
"Türkiye'de birbiri ardına yolsuzluklar yaşanıyor. Deniz Feneri ile ilgili tablo bir hicran yarasıdır. Almanya'da bir suç işleniyor, suçu işleyen Türk'tür. Suça alet edilenler Türk... Orada toplanan paraları Türkiye'ye taşıyanlar Türk. O paralarla Türkiye'de yatırım yapılıyor. Televizyon kuruluyor, siyaset yapmak için. Adalet Bakanı 'Bana ne' diyerek geçiştiriyor ama yargı süreci işletilemiyor. Bu davayla ilgili dosyanın Türkiye'ye getirilebilmesi hala şu saat itibarıyla sağlanabilmiş değildir. Arkadaşlar bu iş ciddi. Bu işin gereği yapılmalıdır. Bu iş, Türkiye'yi mahcup etmemelidir. Bu işin sanığı RTÜK başkanlığı yapmaya devam ediyor. Hakkında dava açılıyor, tebligat adresi RTÜK adresi. Bu işe Adalet Bakanı üzülüyor mu üzülmüyor mu bilmiyorum ama beni fevkalade üzüyor ve derinden yaralıyor."
Terör sorunu
Türkiye'nin bir diğer sorunun da terörle mücadele olduğuna değinen CHP lideri, terör sorununun Türkiye'yi fevkalade meşgul ettiğini söyledi. Terördeki yükseliş girişiminin yeni bir şekillenmeye doğru gittiğini ifade eden Baykal, önceden kıyıda köşede, gizli gizli, bomba ya da mayın patlatan, masum vatandaşlar veya güvenlik güçlerini hedef alan terör eylemlerinin kitleselleşerek, kendini topluma ve güvenlik güçlerine kabul ettirmeye çabaladığına dikkati çekti.
Başbakan Erdoğan'a, "Bu şehre gelemezsin" deme cüreti gösterildiğine değinen Baykal, Başbakan'ın Misakı milli sınırları içerisinde gidemeyeceği bir şehir olmadığını söyledi.
Ekonomi politikalarını da eleştirdi
CHP Genel Başkanı Baykal, konuşmasının önemli bir bölümünü de ekonomik politikaları eleştirmeye ayırdı. Baykal, Hükümetin, ekonomide yanlış politikalar izlediğini, düşük kur ve yüksek faiz politikasıyla yalnızca finans sektörünün desteklendiğini ve reel sektörün göz ardı edildiğini öne sürdü. Baykal, bu politikalar sonucu enflasyon rakamlarının yükselişe geçtiğini, büyümenin gerilediğini, işsizlik rakamlarının arttığını, yatırımların azaldığını ve Sönmez Filament gibi Türkiye'nin önemli fabrikalarının kapanmaya başladığını söyledi.
Baykal, "Türkiye bu krizden şu ya da bu şekilde etkilenerek çıkacaktır. Türkiye, bunu başaracak birikime sahiptir. Ama Türkiye'nin kaynaklarının finans sektörüne değil, reel sektörü yönelik olarak kullanılması halinde bu mümkündür. Sadece banka-finans ilişkileriyle bir ülkenin kalkınması mümkün değildir" dedi.
Deniz Baykal, doğal gaza yapılan yüzde 22,5'lik zammın gerekçesinin de inandırıcı olmadığını, dünyada enerji fiyatlarının düştüğünü ifade ederek, "Enerji fiyatı yüzde 34 düşmüş, kur yüzde 33 oranında artmıştır. Yani zammın gerekçesi olarak açıklananlar doğru değildir" diye konuştu.