”Rakamlar krizin etkilerinin en çok hissedildiği döneme ait”

Bakan Ergün, Türkiye'nin küresel ekonomilere entegre bir ülke olduğunu belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bugün açıklanan ilk çeyreğe ait büyüme rakamlarına ilişkin, "Yüzde 13,8'lik rakam Türkiye'de krizin etkilerinin en çok hissedildiği döneme ait rakamlardır. Ama marttan itibaren çıkışın başladığını önümüzdeki veriler bize göstermektedir" dedi.

Ergün, İstanbul Ticaret Odası (İTO) haziran ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin küresel ekonomilere entegre bir ülke olduğunu belirterek, krizlerden etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Ekonomik hedeflerde sapmalar meydana geldiğini hatırlatan Ergün, ancak Türkiye ekonomisinin bu dönemde başarılı bir imtihan verdiğini dile getirdi. Türk bankacılık sisteminin güçlü yapısının krizin Türkiye ekonomisine etkisini sınırlı tuttuğunu ifade eden Ergün, "Türkiye olarak bu süreci bir miktar üretim, bir miktar istihdam, bir miktar da ihracat kaybı ile geride bırakacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

Bakan Ergün, 2008 yılında iyiden iyiye kendisini hissettiren ve 2009 yılının ilk yarısından itibaren kısmen de olsa hızı azalan krizin etkilerini azaltmak ve daha da derinleşmesini önlemek amacıyla Hükümet olarak bir dizi önlem aldıklarını anımsatarak, önümüzdeki süreçte de yeri geldikçe gerekli önlemleri almaya devam edeceklerini bildirdi.

TÜİK tarafından açıklanan ilk çeyrek verilerine ilişkin olarak da Nihat Ergün, şunları kaydetti:

"2008 yılının son çeyreğinde yüzde 6'lık küçülme, 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 13,8 olarak karşımıza çıktı. 2008'in son çeyreği, 2009 yılının ilk çeyreği krizin etkilerinin bütün dünyada ve ülkemizde en çok hissedildiği dönemdir. Bu rakamlar geçmiştir. Yüzde 13,8'lik rakam Türkiye'de krizin etkilerinin en çok hissedildiği döneme ait rakamlardır. Bugün haziran ayının sonundayız. Bazen istatistiki verilerin 3 ay geriden geliyor olması 3 ay gerideki tabloyu bir kez daha hatırlamamızı zorunlu kılıyor. Ama marttan itibaren çıkışın başladığını önümüzdeki veriler bize göstermektedir."

Tüketici Güven Endeksindeki artış ile haziran ayı ihracatında görülen artışın, ikinci çeyrekteki rakamların çok daha müspet rakamlar olduğunu gösterdiğini ifade eden Ergün, "Ama bir uçak yolculuğu gibi düşünürsek, bizim yılın ilk çeyreğinde türbülansa girdiğimiz ve burada ciddi sarsıntılar yaşandığını bu rakamlar bize göstermektedir. Türkiye bu türbülanstan büyük çapta çıkmıştır. Bu büyük sarsıntılar sona ermiş ve nisan ayından itibaren Türkiye yeniden çıkışa başlamıştır" diye konuştu.

Nihat Ergün, önümüzdeki ayların daha istikrarlı rakamlarla destekleneceğini söylemek imkanına sahip olduklarını vurguladı.

"2009 bütçe hedeflerinin oldukça uzağındayız"

Ergün, İstanbul Ticaret Odası (İTO) haziran ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin iktisadi sorunları içerisinde kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin önem taşıdığına değinerek, ekonominin rekabet gücünün artırılması ve kamu finansmanının sağlıklı yapıya kavuşturulmasının, kayıt dışılığın azaltılmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

Kayıt dışı ile mücadelenin, önümüzdeki dönemde hükümetin olduğu kadar özel sektörün de öncelikli gündem maddesi haline gelmesi gerektiğine işaret eden Ergün, "Kayıt dışı ekonomi kadar ekonomimiz için tehlike arz eden bir diğer konu da bütçe açığı sorunudur" dedi.

Ergün, bütçe açıklarının, ekonomik beklentileri olumsuz etkilemeyecek makul düzeyde seyretmesinin sürdürülebilir büyüme için oldukça önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bütçe açığı konusunda 2009 bütçe hedeflerinin oldukça uzağındayız. Ancak Ocak-Mayıs 2009 döneminde gerçekleşen bütçe açığı bir süre önce yayımlanan Katılım Öncesi Ekonomik Programda yer alan ve bir anlamda revize edilmiş bütçe açığı hedefinin yüzde 42,8'ini oluşturmaktadır. 2009 yılı sonunda bütçe açığına ilişkin belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi için hem bütçe gelirlerine hem de bütçe giderlerine ilişkin gerekli olan politikalar önümüzdeki dönemde uygulamaya konulacaktır. Bunun yönetilebilir olması önem taşımaktadır."

"Canlılığın süreceğine inanıyoruz"

KOBİ'lere ilişkin yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Bakan Ergün, firmaları yeni finansman olanağına kavuşturacak düzenlemeyi önümüzdeki günlerde hayata geçireceklerini kaydederek, düzenlemeye göre döviz geliri olmayan firmaların artık belli limitler çerçevesinde döviz kredisi kullanabileceklerini anlattı.

Nihat Ergün, üzerinde çalıştıkları bir diğer düzenlemenin, Sebze ve Meyve Ticaretinin Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa Tasarısı olduğunu dile getirerek, "Bakanlar Kurulunda imzaya açılan bu tasarı ile sebze-meyve ticaretinde yaşanan birçok sorun tarihe karışacaktır. Sebze meyve ticaretini rekabetçi bir yapıya kavuşturacak olan sistem, üreticinin, emeğinin karşılığını alabilmesine de imkan sağlayacaktır" diye konuştu.

Hükümet olarak iç piyasayı canlandırıcı tedbirler konusunda yoğun mesai harcadıklarını vurgulayan Ergün, başta otomotiv ve mobilya olmak üzere KDV indirimine gidilen bütün sektörlerde belirgin canlanma meydana geldiğini kaydetti.

Bakan Ergün, "Nitekim otomotiv gibi ekonomimiz için kritik öneme sahip bir sektörde ÖTV'nin indirilmesi sadece bu sektörde birikmiş stokların eritilmesine yardımcı olmadı, aynı zamanda üretimin yeniden başlamasına, istihdama ve belki de en önemlisi, morallerin yeniden yükselmesine imkan verdi. Şimdi de kademeli bir geçiş yaparak, indirimlerin devamını sağladık. Attığımız bu adımla piyasalardaki canlılığın süreceğine inanıyoruz" dedi.

"Gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz"

Küresel krizin, tüm dünyayı etkilemeye devam ettiğini, dünya ekonomisinin lokomotifi konumundaki ülkelerde üretim daralması, dış ticaret hacminde rekor düşüşler, büyük çapta artan işsizlik ve azalan güven gibi unsurların 2009 yılına damgasını vuracak gibi göründüğünü anlatan Ergün, şöyle devam etti:

"Ancak ülkemizde bazı öncü göstergelerde mart ayı ile birlikte kendini gösteren olumlu gelişmeler bizlere umut vermektedir. Sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, Tüketici Güven Endeksi ve Reel Kesim Güven Endeksi gibi önemli göstergelerde son aylarda gözlemlenen iyileşme eğilimleri, bizlere hem alınan tedbirlerin olumlu yansımalarını hem de krizden çıkışın ilk işaretlerini vermektedir. Ancak şunu da belirtmekte fayda görüyorum; iç talepteki canlanmayla birlikte dış talepteki canlanma da aynı ölçüde önemlidir. Yaşanan küresel finans krizinin etkisiyle dünya çapında bir talep daralması gözlenmektedir. Dolayısıyla dış talepte ciddi bir toparlanma olmadan iç talepte beliren canlanma etkisi sınırlı düzeyde kalabilir. Dünya genelinde özellikle ihracat yaptığımız ülkelerin ekonomik faaliyetlerindeki gelişmelerin bizi de doğrudan etkileyeceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Ancak yine de hükümet olarak 2009'un son çeyreğinde ve özellikle de 2010'dan itibaren daha istikrarlı bir konumda olacağımıza inanmaktayız. Bunun için de gerekli tedbirleri süratle ve özel sektör ile tam bir eşgüdüm içerisinde almaya devam edeceğiz."

Ergün, hükümet tarafından hayata geçirilen tedbirlerin yanı sıra konuya sivil toplum kuruluşlarının duyarlı yaklaşımlarını ve çözüm üretme yönündeki girişimlerini önemsediklerini ifade ederek, TOBB önderliğinde başlatılan "Kriz varsa çare de var" kampanyasını desteklediklerini bildirdi.

Krizden çıkışta tüketim kadar üretimin de önemli olduğuna işaret eden Ergün, yatırıma, üretime "kriz" molası vermeden devam etmek ve üretime odaklanmak gerektiğini söyledi.

Bakan Ergün, "Bu hassas dönemde 'ülke karanlığa gidiyor' yorumları yapanlar her şeyden önce Türkiye'ye kötülük yapmaktadır. Bu tür yorumlar, yatırımcının, üreticinin moralini bozmaktan başka hiçbir fayda sağlamamaktadır. Gelin 'hep beraber kazanalım' diyoruz. Herkes piyasaya güç veren, moral veren yaklaşım içinde olmalıdır" dedi.

Türkiye ekonomisinde çıkışın başladığını kaydeden Ergün, Türkiye'nin, küçüklü, büyüklü firmaların birbirine destek olmasıyla, krize yenilmeyeceğini belirterek, Türkiye ekonomisinde toparlanmanın, dünya ekonomisinden daha erken başlayacağına inandıklarını ifade etti.