”REACH Tüzüğü konusuna önem verilmeli”
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Boğa, "Gereken önem verilmediği takdirde Türkiye'yi ciddi tehlikelerin beklediği bir süreçteyiz'' uyarısında bulundu
ANKARA - Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa, Avrupa Birliği (AB) Yeni Kimyasallar Politikasını oluşturan REACH Tüzüğü konusunda, ''gereken önem verilmediği takdirde Türkiye'yi ciddi tehlikelerin beklediği bir süreçteyiz'' değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Sanayi Odası (ASO) ile Çevre ve Orman Bakanlığı, İstanbul Maden ve Metal İhracatçı Birlikleri işbirliğiyle gerçekleştirilen CLP (AB'nin yeni sınıflandırma etiketleme ve ambalajlama tüzüğü) ve REACH (Registration- Kayıt, Evaluation-Değerlendirme, Authorisation-and Restriction İzin ve Kısıtlama, Chemicals Kimyasallar) Tüzüğü eğitim semineri, ASO Konferans Salonu'nda başladı.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa açılışta yaptığı konuşmada, bu çalışmaya verdikleri desteği göstermek için toplantıya katıldığını söyledi.
''Altını olanın altın kuralı koyduğunu'', insanların kendi teknolojik yapılarını koruyabilmek için tarife dışı engeller çıkardıklarını belirten Boğa, ''İki yol var; ya vazgeçeceğiz ya da bu ince uzun yoldan geçeceğiz'' dedi.
REACH konusunun önemini vurgulayan Boğa, ''önemli, ciddi, gereken önem verilmediği takdirde Türkiye'yi ciddi tehlikelerin beklediği bir süreçte bulunulduğunu'' anlattı.
Bu konuda yapılan çalışmalara değinen ve çok sayıda toplantı yapıldığını kaydeden Boğa, tüm çalışmalara rağmen gelinen yolun belki ''bir arpa boyu'' olduğunu, ancak bunun bir ivme sağladığını, bundan sonraki dönemde bilinçlendirmenin yaygın olarak sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu tehlikeden sektörün haberdar edilmesi gerektiğini kaydeden Boğa, ''Dünyada yaşayan herkes için bu sektör önemli. Bu sektörden çıkamayız. Evde oturduğumuz mobilyadan, yediğimiz yiyeceğe, içtiğimiz ilaca, bindiğimiz arabaya kadar... Bundan insanoğlunu arındırmak mümkün değil. Arındıramayacağımıza göre bu husustaki esaslar doğru algılanıp, yönlendirilmeli, yönetilmeli'' diye konuştu.
"En az 10 firmaya daha bu konuda uyarı yapın"
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de REACH uygulamaları ve kimyasal alaşımların, çeşitli bileşiklerin düzenlenmesiyle ilgili bu müeyyideleri yeteri kadar kamuoyu ve sanayicilerle paylaşamadıklarını söyledi.
Birçok kişinin, ''Ben makarna üretiyorum, meyve satıyorum, benim REACH ile ne alakam olabilir?'' diye düşündüğünü aktaran Özdebir, bu ürünlerin konulduğu ambalajdan, üzerindeki yazıya, ürünün boyasına kadar birçok konunun REACH kapsamına girdiğini anlattı. Özdebir, ''bu ürünler güvenli, kayıt edilmiş olmazsa ihracatı yapılan ürünlerin ülke kapısından geri dönmesinin kaçınılmaz olduğuna'' işaret etti.
REACH uygulamasında ön kayıt sürecinin 2008 yılı Kasım ayı sonlarında bittiğini, bu sürecin iyi değerlendirilemediğini dile getiren Özdebir, CLP konusundaki uygulamada sürecin başladığını, bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Özdebir, bu konunun önemine işaret ederek, herkesin en az 10 firmaya daha bu konuda uyarı yapmasını istedi.
"REACH Tüzüğünün uygulamaya konulacağı süre kısaltılmalı"
Türkiye Kimya Meclisi Üyesi ve Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası Başkan Yardımcısı Erol Özensoy ise konuşmasında, ''REACH sisteminin Avrupa'nın çöken kimya sanayini ayakta tutmak için akıl ettiği bir konu olduğunu'' belirterek, Avrupa ülkelerinin teknik engeller koyamadıkları için ''çevreye duyarlı ürünlerin tedarik zincirine girmeden ya da girerken kontrol edilmesi'' gibi bir yöntem bulduklarını ifade etti.
Diğer problemin birçok kimyasal maddenin kontrolünü sağlamak olduğunu savunan Özensoy, AB ülkelerinin basit bir tüzükle her şeyi kontrol edip, gözönünde tutmayı hedeflediklerini kaydetti.
Her şeyin birbiriyle ilintili olduğunu, bir insanın üzerinde yaklaşık 500 kimyasal madde bulunduğu varsayıldığında işin vahametinin ortaya çıkacağını anlatan Özensoy, REACH'teki en önemli amacın kontrole tabi tutulacak veya yasaklanacak kimyasalların AB içerisinde tedarik zincirini engellemek olduğunu savundu. Bunun hem üretim hem de ithalat aşamalarını kapsadığını ifade eden Özensoy, kimya sanayinin, arabadan gıda ambalajlarına kadar neredeyse ihracatın yüzde 90'ına etkisi olduğuna da dikkati çekti.
Özensoy, Türkiye'de ön kayıt yaptırılan ürün sayısının çok az olduğunu da ifade etti.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 2013 yılı sonlarına doğru REACH tüzüğünü uygulamaya koyacağını belirten Özensoy, ''2013 yılına kadar sadece ön kayıt yaptırılmış ürünleri satabilirsiniz. AB'nin istediği de o. Bir konsensüs oluşturularak, tüm bakanlıklar işbirliği yapmalı ve süre kısaltılmalı. Özellikle ön kayıt yaptırmış firmalara destek verilerek mutlaka kayıt yaptırmaları sağlanmalı'' diye konuştu.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz de Türk kimya sektörünün 2008'de rekor ihracat rakamına imza attığını, 2002'de 2,6 milyar dolar olan kimya sektörü ihracatının 2008'de 13,5 milyar dolara çıktığını söyledi.
Kimya sektörünün Türkiye ihracatı içindeki payının yüzde 10 olduğunu, ancak küresel ekonomik krizin bu sektörü de etkilediğini belirten Akyüz, Ocak-Temmuz 2009 döneminde kimyevi maddeler ihracatının geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 41 düştüğünü, bu yılı yüzde 25 düşüşle kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.
REACH sisteminin AB tarafından çevrenin ve insan sağlığının korunması, omurgalı hayvanlar üzerindeki testlerin azaltılması gibi amaçlarla hazırlandığının ifade edildiğini, bu yönüyle düzenlemenin takdir edilecek bir çalışma olduğunu belirten Akyüz, ''Ancak, REACH sisteminin Avrupa kimya sektörü için korumacı bir düzenleme olduğu ve özellikle AB dışı ülke firmalarının doğrudan kayıt yapma hakkına sahip olmamaları yönüyle tarife dışı bir engel olduğunu da düşünmek yanlış olmayacaktır'' dedi.
Akyüz, İKMİB olarak firmaları, REACH tüzüğü, ihracata yönelik etkileri ile firmaların izlemeleri gereken yol konusunda sürekli bilgilendirdiklerini belirterek, bu konudaki çalışmalarını anlattı.
Alınan bilgiye göre, REACH Sistemine ilişkin AB Tüzüğü, 1 Haziran 2007 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. İlk fiili uygulaması olan ve 1 Haziran 2008 tarihinde başlayan ön-kayıt süreci ise 28 Kasım 2008'de sona ermişti. Tüzük, teknik mevzuat açısından bugüne kadar yapılan uygulamalardan farklı olarak ''ortak kurum oluşturulması'' (Avrupa Kimyasallar Ajansı-AKA) ve ''ortak uygulama'' ile yeni bir yapıyı öngörüyor.
CLP Tüzüğü ise 20 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe girdi. CLP Tüğüzü kapsamında maddeler için 1 Aralık 2010, karışımlar için 1 Haziran 2015 tarihine kadar geçiş süresi verildi.