Resesyon, emtia ve gıda artışları nedeniyle dünyanın ilk defa üç kriz birden yaşadığına dikkat çekti / Şimşek: Cari açık bu yıl 50 milyar dolar olabilir

Resesyon, emtia ve gıda artışları nedeniyle dünyanın ilk defa üç kriz birden yaşadığına dikkat çekti / Şimşek: Cari açık bu yıl 50 milyar dolar olabilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek cari açık beklentisini yükseltti. Şimşek, hükümetin 39.2 milyar dolar olarak tahmin ettiği, Merkez Bankası beklenti anketinde 43.094 milyar dolar olarak yer alan cari açığın 50 milyar dolar dolayında olabileceğini söyledi. Bakan Şimşek, enflasyonun kısa vadede bir zorluk olarak devam ettiğini ancak orta vadeli enflasyon görünümünün hâlâ iyi olduğunu vurguladı. Financial Times ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türk-İngiliz İş Konseyi işbirliği ile düzenlenen "Türkiye Sermaye Piyasaları Forumu"nda konuşan Devlet Bakanı Şimşek, dünyada hem resesyon yaşandığını, hem de emtia ve gıda fiyatlarının arttığını hatırlatan Şimşek, "Üç kriz dünyayı aynı anda vurdu. Bu daha önce görülmemiş bir durum" dedi. Enflasyon yüksek kalacak 30-40 yılın en düşük enflasyonunun yaşanmasına rağmen hedeflerin 'epeyce' gerisinde kaldıklarını söyleyen Şimşek, şöyle konuştu: "Çekirdek enflasyonda belki hedefe çok yakınız ama maalesef yurtdışından arz şoku yaşadığımız için enflasyon yüksek kalmaya devam edecektir. Orta vadede bu şoklar tekrarlanmayacaktır. Bundan eminim. Tabii ki petrol fiyatları daha da artacaktır ama belli bir seviyede kalacaktır diye düşünüyorum. Aynı şey gıda fiyatları için de söz konusu olacaktır. Yani orta vadede enflasyon beklentilerimiz hâlâ iyi". Sıkı para politikasına devam edeceklerini vurgulayan Şimşek, enflasyonun kısa vadede bir zorluk olmaya devam edeceğini ancak orta vadede enflasyonun düşürüleceğini söyledi. Cari açık 50 milyar dolar olabilir Petrol fiyatlarındaki her 1 dolarlık artışın yıllık 530 milyar dolarlık maliyet getirdiğini belirten Şimşek, "Türkiye'nin cari açığı bu yıl 50 milyar dolara yakın olabilir" dedi. Büyümenin geçen yıl yavaşladığını ve bu yılki büyüme görünümünün geçen yaz belirlenen hedefe göre aşağı yönlü riskler içerdiğini söyleyen Şimşek, "Son altı yılda Türkiye'de yaklaşık yıllık büyüme yüzde 7 ortalamada gerçekleşti. Burada emtia fiyatlarının ve net ihracatın GSYH'ya olan katkısını düşünürseniz, performans aslında çok iyi. Esasen altta yatan performans yüzde 8 oranında olmuştur, ki bu da Türkiye'yi en iyi performans gösteren ülkeler arasına sokmuştur" yorumunu yaptı. Şimşek Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda reel gayri safi yurt içi hasıla büyümesinde yüzde 6'yı rahatlıkla kaldırabileceğini söyledi. Türkiye Avrupa'nın Meksika'sı olabilir Türkiye'nin Avrupa'nın Meksika'sı olabileceğini belirten Bakan Şimşek, bu yolda Türkiye'nin ilerlediğini, özellikle otomotiv ve dayanıklı tüketim mallarında çok önemli bir üretici haline geldiğini anlattı. Meksika benzetmesini yaparken, Türkiye'nin önemli bir üretim üssü haline gelebileceğini anlatmaya çalıştığını söyleyen Şimşek, yapısal reformların yavaşladığı eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığını, hükümetin reform gündemini uygulamakta kararlı olduğunu vurguladı. Sosyal güvenlik reformundan 1.2-1.3 trilyon dolar kazanacaklarını kaydeden Şimşek, işgücü reformunun da Meclis'e sunulduğunu hatırlattı. Bakan Şimşek, Avrupa'nın küresel anlamda iyi bir oyuncu olmak için Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu belirterek, "Türkiye'nin AB üyesi olacağına inanıyorum" dedi. Erkan: Piyasalar eylülden sonra düzelir İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Hüseyin Erkan, bu yılın eylül ayından sonra piyasaların düzelebileceğini söyledi. İMKB hisse senetleri piyasasının hâlâ çok avantajlı olduğunu belirten Erkan, yabancı yatırımcı oranının sadece yüzde 72'den yüzde 71'e gerilediğini, bunun da çok küçük miktarlı bir düşüş olduğunu söyledi. Endeksin diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha keskin bir düşüş gösterdiğini anlatan Erkan, şöyle konuştu: "Gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda biraz toparlanma var. Bizim piyasada da biraz toparlanma görülüyor. İMKB'de 2002'den bu yana meydana gelen 7.6 katlık bir artış performansından sonra biraz düşüşü görmek normaldir. Genelde yabancı yatırımcıların hakim olduğu bir piyasa. Yabancı yatırımcılar kârlarını alıyorlar. Endeks düştü, şimdi çıkıyorlar. Ama bu demek değil ki ülkeden sermaye kaçıyor, aslında sermayenin ülkeden kaçtığı falan yok. Endeks düştüğü için zaten yeni yatırımlar giriyor ve bu düşük fiyatlardan faydalanıyorlar. En düşük fiyat-kazanç ortalamasının İstanbul'da olduğunu görüyoruz, hâlâ çok avantajlı bir piyasa. Yabancı yatırımcıların çıktığı yok". Yabancı yatırımcılar için olan vergi istisnalarının adil olup olmadığının tartışmalı olduğunu söyleyen Erkan, "Belki bu muafiyetler bütün yatırımcılar için geçerli olmalı" dedi. İMKB Başkanı, sermaye piyasalarının daha iyi bir işlerliğe kavuşmasını sağlamak amacıyla bir teknoloji merkezi kurmayı amaçladıklarını kaydetti. Özince BSMV'nin yorumla genişletilmesine karşı İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye'de sermaye piyasalarında uygulanan stopaj ve damga vergisinin yeni ürünlerin geliştirilmesine engel olduğunu vurguladı. Özince, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nin (BSMV) yatırım fonlarını ve yatırım ortaklıklarını kapsayacak şekilde genişletilmeye çalışılmasının sermaye piyasaları için bir tehdit olduğunu söyledi. Özince, BSMV'nin kapsamının daraltılmasını, kurumlar vergisi matrahının bu suretle artırılmasını istedi. Uluslararası piyasalarda yaşanan krize değinen Özince, sorunun aslında kıymetlerin kendisinde değil, risk yönetimi, denetim ve derecelendirme uygulamalarında olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Yani bir miyopi, yakını görememe hadisesiyle karşı karşıyayız. Bu gelişmelerden çıkarılacak ders gayet basit. Risk yönetimi, denetimi ve derecelendirme kavramlarının yorumu ve uygulanmasının sermaye piyasalarının dinamizmine uygun olarak yenilenmesi ve global anlamda uyum içine sokulması, senkronize edilmesi şart." Erol: Türkiye'ye Nasdaq tipi piyasa geliyor Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, Türkiye'de Nasdaq türü bir menkul kıymetler piyasası düzenlemeyi öngördüklerini, böylelikle KOBİ'lerin sermaye piyasasına girişlerini kolaylaştırmayı amaçladıklarını bildirdi. Düzenlemeyi yıl sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını belirten Erol, Türkiye'de İMKB'de işlem gören şirketlerin toplam pazar değerinin 200 milyar doları bulduğunu, yabancı yatırımcı oranının yüzde 70 olduğunu, geçen yılki getiri miktarının ise yüzde 42 olarak gerçekleştiğini söyledi. Erol, Türkiye'deki mortgage sisteminin subprime kredilere izin vermediğini ve batık kredi oranının yüzde 0.5'in altında olduğuna işaret etti. Ciner parasını alacak kalan kamuya gidecek Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, ATV-Sabah iktisadi bütünlüğünün satışından tahsil edilen 1.1 milyar doların önemli bir bölümünün kamuda kalacağını söyledi. Forumda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ertürk, "Tahsil edilen meblağ döviz olarak aktarılacak; alacaklılar için bir sıra cetveli oluşturuyoruz, ancak bu zaman alacak" dedi. Tahsil edilen 1.1 milyar dolardan Maliye'ye ödeme yapılacağını, Ciner Grubu'na 120 milyon dolar ödeneceğini bildiren Ertürk, "Diğer alacaklar çıkarıldıktan sonraki bölüm kamuda kalacak. Bu satış ile Dinç Bilgin'in TMSF'ye olan borcu tamamen tasfiye edilmiş olacak" dedi. Akbank'ın değeri 6 yılda 17 milyar dolara çıktı Forumda "Bankacılıkta İnovasyon ile Farklılaşma" konulu bir sunum yapan Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul ise 2001 öncesinde sektörde tam penetrasyon sağlanmadığını, kredilerin yüzde 85'inin kurumsal müşterilere, yüzde 15'inin orta ölçekli şirketlere verildiğini hatırlatarak, şöyle dedi: "Bugün dengeli bir yapıya kavuşuldu. Kredilerin son 5 yılda önemli büyüme yaşanmasında faizlerin düşmesinin önemli rolü var". Sektörde bir miktar konsolidasyon gerçekleşebileceğini söyleyen Kurtul, 2001 öncesinde 80'in üzerinde olan banka sayısının şu anda 46'ya indiğini ve kredilerde ilk 10 büyük bankanın yüzde 85 paya sahip olduğunu söyledi. Akbank'ın 2001 yılında 2,1 milyar dolar olan değerinin bugün 16-17 milyar dolara yükseldiğini ifade etti. Maliyet analizine odaklanılması yerine pazar payı ve gelirlerin artırılmasına önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtul, "Asıl belirleyici olan müşteri deneyimi. O yüzden dağıtım kanalları inovasyonu üzerine odaklandık" dedi. Kurtul, 2001 yılından bu yana bilişim teknolojileri alanına 750 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını söyledi.