Reytingçiler Türkiye'yi bıraksın bankaları batan ülkelere baksın
Reytingçiler Türkiye'yi bıraksın bankaları batan ülkelere baksın
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, en kırılgan ülkelerin bankacılık sektörü batmış ülkeler olduğunu kaydederek "Bu yaşanan finansal krizler skandaldır. Ben üzüntü duyuyorum, utanıyorum da biraz" dedi. "Bir Kumbara Öyküsü" adlı serginin açılışında soruları yanıtlayan Özince, geçtiğimiz günlerde bir reyting kuruluşunun yayınladığı raporda "Türkiye'yi cari açık nedeniyle gelişmekte olan ülkeler arasında en kırılgan ilk 5 ülke arasında gösteren" değerlendirmesine katılmadığını ifade etti. Özince, "İyi analiz ederlerse bir daha mahcup olmazlar dünyaya diye düşünüyorum. Biraz tutarlı olmak lazım bu gibi konularda. Cari açığı Türkiye'nin bir tarafa, bugün Basel II prensiplerine uymaya kalkışan sayılı ülkelerden bir tanesini böyle eften püften konularla değerlendirmemek lazım. Cari açık çok tabii ki hafife alınacak bir konu değil, ama bugün bankacılık sisteminde çok ciddi sermaye denetimi yapılan ülkelere üçlü denetim tavsiye etsin önce bunu değerlendiren reyting şirketleri diye düşünüyorum" dedi. Türkiye'nin de cari açığına çare bulması gerektiğine işaret eden Özince, "İnsanlar bir yandan büyük yoksulluk, açlık, sıkıntı çekerken, dünyanın birçok ülkesinde böylesine saçma sapan skandalların da yaşanıp, dünya insanının refahına harcanabilecek olanların sözüm ona kaybedilmesi büyük skandal. Burada dünyaya akıl veren konumdaki finansal kuruluşların oturup, bu işlerle ilgili de güzel güzel akıllar vermesi gerekiyor, aynen Türkiye'ye verilen akıllar gibi. Türkiye'nin akla çok ihtiyacı olduğu konusunda hiçbir tereddüt yok, ama bu yaşanan finansal krizler skandaldır. Ben üzüntü duyuyorum, utanıyorum da biraz yani" diye konuştu. Bilanço ya doğru veya yanlıştır İngiltere Merkez Bankası'nın aldığı önlemlere yönelik soru üzerine de Özince, 2001 yılında Türkiye'de yaşanan krizde de böyle önlemler alındığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Üçlü denetimi boşu boşuna yapmadık biz. Türkiye gibi imkanları kısıtlı, fakir bir ülkede vergi mükellefinin sırtına 50 milyar dolarlık borcu boşuna çıkartmadık. Şu anda dünyanın çok gelişmiş piyasalarında bankaların aktif değerlemelerini zaman içinde yapacağı söyleniyor. Böyle şey olmaz. Bir bilanço ya doğrudur ya yanlıştır. Dünyada bu tür kuralların süratle standardize edilmesi lazım. Çünkü finansal piyasalar, para piyasaları dünya insanının tasarruflarıyla, onun ekonomisine katkıda bulunmak için kullanılmalı. Bir ülkenin merkez bankası ciddi bir çözüm getirirken, diğeri daha az ciddi bulunan bir yaklaşım getiriyorsa, bu da bir başka skandaldır diye düşünüyorum. Hiç de olumlu bakmıyorum. Bunlara Birleşmiş Milletler mi, Uluslararası Para Fonu mu, Dünya Bankası mı, birilerinin ön ayak olup dünyayı bu yönde yönlendirmesi lazım." IMF anlaşmasının sürmesinde yarar var Özince, IMF ile olan anlaşmanın sürdürülmesinde sakınca görmediğini belirterek şu anki durumun 'tamamen böyle bir şey yapmayalım' diyecek kadar güçlü olmadığına işaret etti. Özince, "Kemerlerimizi bağlayalım" dedi. Bankaların şu anda özellikle vadeli hesap faizlerinde bir artırma temayülü içinde olduklarını söyleyen Özince, bunun, piyasalar yoklandığında görüleceğini, vadeli hesap faizlerinde yavaş yavaş yukarı doğru kımıldanmalar başladığını dile getirdi. Özince, "Biliyorsunuz, tüketici kredisi faizleri başta olmak üzere Türk Lirası kredi faizlerinde de biraz yükselme var. Yani bir yerde piyasa faizde küçük ama yukarı doğru sinyaller vermekte. İnşallah böyle bir artış olmaz, çünkü hepimizin malumu reel faizi daha da artıracağı için, yani borç bütçesine ve vergi mükellefine olumsuz etki yapar" diye konuştu. Özince bir başka soru üzerine de bankaların menkul kıymet portföylerinin hâlâ büyük olduğuna işaret ederek "Daha biz topladığımız tasarrufu krediye dönüştürmüş değiliz tamamen. Bilakis disponibilite, çeşitli vergisel yükler gibi konulara da bakıldığında, tamam, bunu hep tüketimle ilgili kredilere dönüştürmeyiniz, yatırımla ilgili kredilere dönüştürünüz denmekte. Haklısınız, ama onda da maalesef Türk Lirası'ndaki reel faizin yüksekliği, yatırımı pek mümkün kılan maliyetleri getirmiyor gündeme. Pahalı oluyor yani yatırım için Türk Lirası faizi. Sonuçta tasarruf halen krediye yetiyor. Yani döviz için durum farklı." Bir Kumbara Öyküsü İlk kez 1928 yılında Türkiye'ye getirdiği tasarruf bilincinin sembolü sayılan kumbaralarla tanıştıran İş Bankası "Bir Kumbara Öyküsü" konulu sergi açtı. Türk halkının kumbarayla tanışmasının 80. yılında özellikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na denk getirilerek açılan sergi İş Bankası'nın Eminönü'ndeki müzesinde 14 Eylül'e kadar gezilebilecek. Açılışta bir konuşma yapan Ersin Özince, bankanın çocukların birikim oluşturmalarını sağlayan ve çocukları tasarrufa özendiren "kumbara fonu" hizmeti olduğunu hatırlatarak, kumbara fonu hesabı bulunan 127 bini aşkın İş Bankası müşterisi olduğunu aktardı. Özince, sergiye gelecek çocuklara sergide yer alan dev kumbaraya atmaları için temsili para verileceğini, burada biriken paraları daha sonra LÖSEV'e bağışlayacaklarını kaydetti. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Caner Çimenbiçer de İş Bankası kumbarasının, ekonominin temel değerlerinden biri olan tasarrufun Cumhuriyet kuşakları boyunca benimsenmesine olanak sağlayan bir simge haline geldiğini belirterek, serginin, tasarruf bilincini bugün de çocuklar ve aileleri için bir değer haline getirebilmek adına önemli bir misyon üstlendiğini ifade etti. Özince'den satırbaşları . Bu yaşanan finansal krizler skandaldır. Ben üzüntü duyuyorum, utanıyorum da biraz . Tüketici kredisi başta olmak üzere TL kredi faizlerinde de biraz yükselme var . IMF ile olan anlaşmanın sürdürülmesinde bugün için yarar var diye düşünüyorum. Kemerlerimizi sıkalım . Türk Lirası'ndaki reel faizin yüksekliği, yatırımı pek mümkün kılan maliyetleri getirmiyor gündeme . Şu anda dünyanın çok gelişmiş piyasalarında bankaların aktif değerlemelerini zaman içinde yapacağı söyleniyor. Böyle şey olmaz . Enflasyonu da, yüksek faizi de yenmeliyiz, yeneceğiz