‘Robot koysanız daha iyi getiri elde eder’

Başbakan Yardımcısı Şimşek, BES’in vatandaş nezdinde cazibe unsuru olmasını sağlamak istediklerini belirterek, “Gönül ister ki vatandaş, devletten yüzde 25, diğerlerinden de en az enflasyon veya üzerinde getiri sağlasın. Bir robot koysanız birçok kurumdan daha iyi getiri elde eder” diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

JÜLİDE YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile sektörde rekabeti ve inovasyonu artırmayı hedefl ediklerini dile getirerek, daha iyi getirilerle BES’in vatandaş nezdinde cazibe unsuru olmasını sağlamak istediklerini anlattı. Sektörün bu durumdan çok memnun olmadığını bildiğine işaret eden Şimşek, “Genel anlamda yapay zeka, yani bir robot koysanız birçok kurumdan daha iyi getiri elde ederler. Bugün bir endeks performansını ortaya koymak çok kolay. Gönül ister ki vatandaş, devletten yüzde 25, diğerlerinden de en az enfl asyon veya üzerinde getiri sağlasın. Böylece çok ciddi bir getiri görülecek. Bunun gayrimenkulden, altından ve başka yatırım araçlarından daha cazip olduğunu görsün ve kaynaklar bu çerçevede gelsin.” değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, sektördeki sorunlarla ilgili konuşmaya hazır olduklarını ve getiri konusunda rekabetin artırılabileceğini dile getirdi.

İddialı hedefler var ama hızlanmamız lazım

İstanbul Portföy’ün toplantısına katılan Şimşek, Türkiye’de sermaye piyasaları ve fon yönetim işinin hala erken aşamada olduğu yorumunu yaptı. “İddialı hedefl erimiz var ama biraz hızlanmamız gerekiyor. Bu sektörün geleceği çok parlak, potansiyel büyük” diyen Şimşek şunları söyledi: “Küresel şirketlerin yönettiği fonlar, fon yönetimi anlamında küresel milli gelirin yüzde 95’ini aşmış durumda, yüzde 100’üne doğru gidiyor. Türkiye’de ise yüzde 6 civarında. Bu sektörde katedeceğimiz çok ciddi mesafe var. Türkiye bu sektöre insan kaynağı anlamında, farkındalık anlamında yatırım yapmalı. Aslında kaynak var. Yaklaşık 2,1 trilyon liralık bir finansal kaynak var. Ama bu kaynağın önemli bir kısmı, aslında düşük getirili alanlarda değerlendiriliyor, daha profesyonel bir şekilde yönetilirse inanıyorum ki çok daha yüksek bir katma değer üretilir.”

Fon yönetim sektörünün Türkiye’de aşağı yukarı, irili ufaklı 400 firmadan oluştuğunu aktaran Şimşek, bu rakamın oldukça düşük olduğunu, ABD’de fon yöneten 9 bin 800 firma, Lüksemburg’da yaklaşık 14 bin firma bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, portföy yöneten şirket olarak bakıldığında Türkiye’de 50 firma bulunduğuna dikkati çekerek, sermaye piyasalarında varlık yöneten şirketler olarak 400 firmanın çok düşük bir rakam olduğuna, hacmin de çok düşük seviyede bulunduğuna vurgu yaptı.

İlk 30’a girme hedefi

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, sermaye piyasalarında Türkiye’yi küresel finans sıralamasında ilk 30’a sokmayı hedeflediklerini belirterek, “İstanbul’u da küresel finans merkezleri arasında ilk 25’te görmek istiyoruz. Bu hedefl ere doğru son yıllarda bir miktar ilerleme oldu. Bir eylem planımız var, bu eylem planımızda 7 ayrı kategoride 104 eylem söz konusu. Bunun üçte birine yakın kısmını gerçekleştirdik, önümüzdeki dönemde bunu hızlandırmamız lazım” diye konuştu.

Otomatik katılımda 700 bin katılımcı

Piyasalar açısından BES’in önemli bir bileşen olduğunu söyleyen Şimşek, BES’te gelinen son rakamları paylaştı: “31 Mart itibariyle BES fonlarında 65 milyar liranın üzerinde bir fon büyüklüğü, 6,8 milyon katılımcı söz konusu. Bireysel emeklilikte otomatik katılım yeni başladı, henüz erken aşamadayız ama yine 31 Mart itibariyle yaklaşık 700 bin katılımcı söz konusu, toplanan kaynak 128 milyon lira civarında. 2019 yılında öngörümüz katılımcı sayısının en az 14-15 milyon civarında olacağı yönünde. BES’te oto katılımı getirdik ama aleyhte o kadar çok dedikodu çıkartıldı. Her şeye rağmen bu sektörün, küresel trendlerle paralel olarak Türkiye’de çok hızlı şekilde gelişeceğine inanıyorum. Gelişmesi için de iyileştirmeye devam edeceğiz.”

'Halkbank'ın arkasındayız'

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, ABD’de Eurobond ihracı için yaptığı yatırımcı görüşmelerinden dönerken tutuklanan bankanın Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın durumunun yatırım talebi ve iştahı ile maliyetleri ne yönde etkileyeceğine zamanla bakacaklarını dile getirerek, “Bankamızın arkasındayız” dedi. Halkbank’ı Türkiye Varlık Fonuna devrettiklerini ancak devletin bir bütün olduğunu dile getirerek şöyle konuştu: “Devlet olarak biz bankamızın arkasındayız. Bankanın başarılı bir şekilde bugüne kadar olduğu gibi reel sektörümüze, esnafımıza destek olma kabiliyetini devam ettirmesi noktasında ne gerekiyorsa yapacağız. Onun için dava risk iştahını, yatırımcı talebini ve maliyetleri ne yönde etkiler zamanla bakacağız. İşin özü bu. Adalet Bakanlığımız dosyayı inceledi. Gerek bankamızın gerek bağımsız denetim kuruluşunun gerek Adalet Bakanımızın yaptığı incelemeler Halkbank’ın hiçbir işleminin küresel normlara aykırı olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bakacağız, göreceğiz ama banka bizim. Bu ülkenin önemli bir değeri. Bankamızın arkasındayız.”

Bütçeye etkisi milli gelirin yüzde 0.5'i

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, vergide prim borçlarının yeniden yapılandırılması ve vergi indirimlerinin 5 ay daha uzatılmasına ilişkin bir soruya, “Her şeyden önce alınan tedbirlerin iki yönlü etkisi var. Bu tedbirler alınmasaydı, ekonomi daha yavaş bir modda gitseydi bir vergi kaybı olacaktı. Bu tedbirler sayesinde ekonomide bir miktar canlılık, beraberinde vergi gelirleri getiriyorsa bu kısmen telafi eder” yanıtını verdi. Şimşek, Maliye Bakanlığının bugüne kadar aldığı bütün tedbirlerin bütçeye etkisinin milli gelirin yüzde 0.5-0.6’sı civarında olmasını beklediklerini kaydetti. Şimşek, son 1 yıl içinde aldıkları tedbirlerin de etkisiyle, Türkiye’nın tekrar çok hızlı bir şekilde yüzde 5-6 büyüme patikasına oturacağını tahmin etti.

Erken seçim gündemde değil

Referandum sonrası erken seçim ve kabine revizyonu yapılıp yapılmayacağına yönelik soruyu Şimşek, şöyle yanıtladı: “Şu anda erken seçim gündemde değil. Bugüne kadar bizim partimiz hiçbir dönemde bildiğiniz anlamda erken seçime gitmedi, fırsatçılık yapmadı. Dolayısıyla şu an itibarıyla erken seçim gündemimizde değil. Tam aksine Anayasa değişikliği sonrasında geriye kalan yapısal reformları hızlı bir şekilde nasıl hayata geçiririz, böylece Türkiye’yi yüksek büyüme patikasına nasıl oturturuz, bizi meşgul eden en önemli konu bu. Şimdi en kötüsü geride kaldı. Türkiye hızla normalleşecek. Anayasa değişikliğinin onaylanmasıyla birlikte ki öyle gözüküyor diğer reformların tamamını hayata geçirmek lazım.” Şimşek, kabine değişikliği konusunda yorum yapmasının doğru olmayacağını söyledi.

Avrupa'da bazı ülkeler ortaçağ'ın gerisinde

Türkiye’nin Avrupa ile gerilen ilişkilerine yönelik bir soru üzerine Mehmet Şimşek, “İlişkiden bahsediyorsanız, bu en az iki tarafı içerir. Dolayısıyla ilişkiler iyiyse de iki tarafın çabası söz konusu, kötüyse de... Bu iki taraf da bir rol oynuyor. Biz düne kadar yanlış yapıyorduk, bugün düzeltirsek her şey düzelir’ derseniz doğru bir analiz olmaz” ifadelerini kullandı. Şimşek, Türkiye’nin durup dururken kendisini bazı ilişkilerde sıkıntıda bulmadığını aktararak, Avrupa’nın popülizm, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı kıskacında bulunduğunu vurguladı. Ortadoğu’da demokratik hareketlerin engellenmesi sonrasında bir kaosun söz konusu olduğunu anlatan Şimşek,“Korkuları var ve bu korkular üzerinden büyüyen, beslenen aşırı sağ var. Aşırı sağ karşısında eriyen merkez de iktidarda kalabilmek için bunların söylemini adapte ediyor. İslam karşıtlığında bugün Avrupa’nın bazı ülkeleri Ortaçağ’ın bile gerisinde, yabancı düşmanlığında Birinci Dünya Savaşı öncesinde geri gittik. Ülke ismi söylemek istemiyoruz ama bunları görmemezlikten gelemeyiz” diye konuştu.

Fon büyüklüğü 1,5 milyar TL’yi aştı

İstanbul Portföy, 1,5 milyar TL’yi aşan fon büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük yüzde 100 yerli sermayeli, bağımsız portföy yönetim şirketi oldu. 2016 yılı sonunda Ashmore Portföy Yönetimi AŞ’nin hisselerinin tamamını satın alınmasının da etkisiyle 2012 yılından bu yana yönettiği fon büyüklüğünü 75’e katlayan İstanbul Portföy Genel Müdürü Burak Üstay, “Son günlerde İstanbul Portföy’ün yerli ve yabancı büyük emeklilik fonlarının radarlarında gözükmeye başlamasının, sektörümüz, bağımsız portföy şirketleri segmenti ve şirketimiz özelinde çok heyecan verici bir gelişme olduğunu belirtmek isterim” dedi.