Rus iş adamlarına Türk iş dünyası örneği
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Yerhov, Rus iş adamlarına Türk iş dünyasını örnek gösterdiklerini söyledi.
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov "Türk iş dünyası yapabileceği her işe girer ve yapamam diye kesinlikle geri çekilmez. Birkaç ay önce şu an sadece Rusya'da kullanılabilen ve 'Mir' adıyla bilinen bir elektronik ödeme sistemini devreye aldık. MasterCard veya Visa'dan bağımsız bir sistem. Eminim ki, Türk iş dünyası sadece ruble cinsinden işleyen bu sisteme mutlaka bir şekilde entegre olacak, bu da yerel para cinsinden ticareti pozitif etkileyecektir." dedi.
Yerhov, yaptığı açıklamada, bu yıl 86'ncısı düzenlenen ve Rusya'nın partner ülke olduğu İzmir Enternasyonal Fuarı'nın (İEF) ardından, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerle ekonomi ve enerji alanındaki iş birliğini değerlendirdi.
Türkiye ile ticari ilişkilerin önemine değinerek, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türkiye'nin kendileri açısından "ana ortaklardan biri" olacağını belirten Yerhov, "Her iki taraf için de çok ciddi yatırım faaliyetleri mevcut. Rusya'nın büyük şirketleri Türk ekonomisine çok ciddi yatırımlarda bulunmuşlardır. Türk şirketleri başarılı bir şekilde Rus piyasasında faaliyet sürdürüyorlar. İş birliği konusunda çok ciddi bir yelpazeden bahsediyoruz. İnşaat sektörüyle sınırlı bir iş birliği değil bu ilişkiler." diye konuştu.
Yerhov, Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ticari ilişkilerin 1990'larda bavul ticaretiyle başladığını, şimdilerde iş birliği alanının büyük altyapı projelerinin hayata geçirilebildiği geniş bir yelpazeye uzandığını vurguladı.
Söz konusu altyapı projeleri arasında TürkAkım Doğalgaz Boru Hattı Projesi ile Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak Akkuyu Nükleer Santrali'nin sayılabileceğini anlatan Yerhov, şöyle devam etti:
"En parlak döneminde 2010 yıllarında karşılıklı ticaret hacmimiz yılda 34 milyar dolara kadar ulaşmıştır. Özellikle bu dönemde siyasi irade tarafından şimdilerde yeniden konuşulan 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi telaffuz edilmeye başlandı. Ancak son dönemde ikili ticaret hacmimizde ciddi bir düşüş yaşandı. Ticaretimiz 7-8 yıl önceki seviyenin yaklaşık yarısına düşmüş durumda. Bunun altında tabii ki çeşitli sebepler var, malum sebeplerden dolayı uygulanan kısıtlamalar da buna dahildir. Bunun dışında sistemden kaynaklı, piyasanın yarattığı bir durum da söz konusu. Türkiye ile aramızda 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşılması hedefi oldukça iddialı ama ulaşılabilir bir rakam olduğunu düşünüyoruz. Bu rakama nasıl ulaşılır sorusuna cevap aranırken, hem iş dünyamız hem de bölgesel düzeyde valilikler ve diğer kurumlar çok ciddi bir çalışma ve faaliyet içerisindeler."
Yerhov, örnek bir ticari başarı hikayesi olarak Tataristan'ın Alabuga Serbest Ekonomik Bölgesi'nin gösterilebileceğini vurgulayarak, söz konusu ekonomik bölgede neredeyse ayrı bir Türk oluşumundan bahsedilebileceğini de kaydetti.
"Üçüncü ülkelerdeki sinerji de önemli"
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde üçüncü ülkelerdeki ortak faaliyetlerin ticari hedeflere ulaşılması açısından önemli olduğuna dikkati çeken Yerhov, siyasi anlamda büyük önem arz eden 100 milyar dolarlık rakamdan bahsederken, fiili ticaretten daha çok genel olarak ekonomik iş birliği ve sinerjiden bahsetmek gerektiğini anlattı.
Üçüncü ülkelerdeki söz konusu ortak faaliyetlere, Türkiye'den Unit International Enerji AŞ ile Rusya'dan Zarubezhneft petrol şirketi ve İran'dan Gadir Petrol Arama ve Yatırım Şirketi arasında imzalanan Güney Pars bölgesindeki bazı petrol sahalarının geliştirilmesine yönelik anlaşmayı örnek gösteren Yerhov, "Anlaşmaya taraf olan Zarubezhneft'in çok sağlam ve ciddi bir şirket olduğunu söyleyebiliriz. Bu şirketin yurtdışı faaliyetleri ve tecrübesi geniş. Anlaşmanın üç taraflı olması karma çalışma ve ortak faaliyet konusunun iyi bir örneği, iyi bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Yerhov, iki ülke arasındaki ticaret hacmi hedefinin yakalanmasının, bu tür ortak yaklaşım ve sinerji sayesinde zamanla mümkün olabileceğini ifade ederek, "Bunun için somut bir tarih veremeyeceğiz. Fakat üzerinde çok ciddi çabalar sarfediliyor. Ticaret mümessilliğimiz çok yoğun bir faaliyet içerisinde. Hem Türk hem Rus iş adamlarına yönelik uygulamalı destek, yani sahada destek sağlanıyor. Değişik iş adamları derneklerinin de örneğin DEİK gibi, Türkiye’de düzenlenen karma toplantılar konusunda çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Büyükelçilik ve bürokrasinin temsilcileri olarak, idari engellemelerin ve kısıtlamaların kaldırılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Mir ödeme sistemine entegrasyon ivme kazandırır"
Türk iş adamlarının girişimci niteliklerine de dikkati çeken Yerhov, "İş adamlarımıza Türk iş dünyasını örnek olarak gösteriyoruz. Türk iş dünyası yapabileceği her işe girer ve yapamam diye kesinlikle geri çekilmez. Birkaç ay önce şu an sadece Rusya'da kullanılabilen ve 'Mir' adıyla bilinen bir elektronik ödeme sistemini devreye aldık. MasterCard veya Visa'dan bağımsız bir sistem. Eminim ki Türk iş dünyası sadece ruble cinsinden işleyen bu sisteme mutlaka bir şekilde entegre olacak, bu da yerel para cinsinden ticareti pozitif etkileyecektir." dedi.
Yerhov, iki ülke arasında yerel para cinsinden karşılıklı ticarette söz konusu sistemin etkisini konuşmak için henüz erken olduğunu, Rusya'da haziran ayından itibaren kartları dağıtılan sistemin henüz deneme sürecinde bulunduğunu söyledi.
Yerhov, Türkiye'nin Avrasya Gümrük Birliği'ne dahil olması için başvuruda bulunma niyetini beyan etmesinin ikili ve özellikle Avrupa ile olan ilişkilerini nasıl etkileyeceğine ilişkin ise "Şu anda değinmiş olduğunuz konular, makroekonomik dengeleri ilgilendiren konular. Bu konuların teknik uzman düzeyinde ve her rakamın, her virgülün değerini bilen kişilerce incelenmesi ve irdelenmesi gerekir. Fikir çok ilginç bir fikir. Bunun irdelenmesi taraftarıyız." değerlendirmesini yaptı.
"Domatesteki yöntem model oluşturabilir"
Yerhov, Rusya'nın Türk domatesine uyguladığı ithalat kısıtlaması konusunu her düzeyde somut bir şekilde konuştuklarını belirterek, konunun hem Karma Ekonomik Komisyon eş başkanları hem de uzman seviyesinde ele alındığını hatırlattı.
Bugün itibarıyla Rusya'daki domates talebinin yaklaşık yüzde 80'inin iç piyasadan, yüzde 20'sinin ise İran, Azerbaycan, Fas ve diğer ülkelerden karşılandığını vurgulayan Yerhov, şunları kaydetti:
"Domates birçok vatandaşımızın kendi bahçesinde yetiştirilen bir ürün olduğu için tam anlamıyla piyasa dengesi ve piyasa şartlarından bahsedemeyiz. Yine de Rusya'da var olan karantina ve bitki sağlığı kurallarımızın mevcudiyeti söz konusu. Bu toplantılar sırasında Türk uzmanlarının bizim taleplerimizi, mevzuatımızı çok iyi bildiğini tespit ettim. Çözüm arayışları çok kısa vadede devam edecektir. Bunun için uzman düzeyinde çoklu temaslar gerekecek. Antalya'da 13 Eylül tarihinde yapılacak Tarım Alanında İcra Komitesi toplantısı ayrı bir önem taşıyor. Yine 20 Ekim 2017 tarihinde Kazan'da yapılacak Karma Ekonomik Komisyon toplantısının faydalı olacağını düşünüyoruz. Özellikle bu süreçte her iki tarafı tatmin edecek bir çözüm bulunacağını düşünüyoruz. Bu durum sadece domates için değil farklı Türk zirai ürünleri ile kısıtlamalara ve karantina uygulamalarına tabii tutulup sıkıntı yaşanan ürünler için de geçerli olup model oluşturabilecek. Aynı durum Rusya'dan ihraç edilmesi planlanan et ürünleri için de geçerli. Çözüm arayışı noktasında aynı yöntemleri kullanabiliriz."
Yerhov, iki ülke arasında önemli yer tutan enerji iş birliği konusunda ise Akkuyu Nükleer Santrali'nin ilk ünitesinin 2023 yılında devreye alınabilmesi için gerekli çabanın gösterileceğini belirterek, Gazprom ile Botaş arasında süren tahkim süreci sonuçlanmadan doğalgazda tarafların bir fiyat indirimi üzerinde anlaşması olasılığının da piyasa koşullarında şirketler arası müzakere ve hesaplamalara bağlı olduğunu sözlerine ekledi.