"Sağlıklı ve dengeli büyüme önemli"
Türkiye ekonomisi temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte yüzde 5,9'la beklentilerin üzerinde büyüdü.
Yaptıkları değerlendirmelerle büyüme verilerini değerlendiren iş dünyası temsilcileri, Türkiye’nin üreterek, ihracat yaparak büyüdüğünü, ancak önemli olanın sağlıklı ve dengeli büyüme olduğunu dile getirdi. İşte İş dünyası temsilcilerinin görüşleri:
Işınsu Kestelli (TOBB Yönetim Kurulu Üyesi): Atılan sıkılaştırma adımlarının gerçek etkisini dördüncü çeyrekte beklemek daha rasyonel olacaktır. Yüzde 5,9'luk büyümeye karşın tarım sektöründeki yüzde 0,3'lük büyümenin sürdürülebilir değil. Ayrıca iş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer payındaki dalga boyunu mutlaka istikrara kavuşturulmalı.
Nail Olpak (DEİK Başkanı): Bir yandan enflasyonla mücadelede kapsamında adımlar atılırken bir yandan da ihracat ve yatırım odaklı büyümeyi destekleyici politika adımları atılması değerli. Büyümede yatırım ve ihracat artışı, dengelenme süreci için olumlu.
Şekib Avdagiç (İTO Başkanı): Büyümeye en yüksek katkı tüketimden gelmiş olsa da bu katkıda belirgin yavaşlama gözledik. Diğer yandan, ana ihracat pazarlarındaki yavaşlamanın etkisiyle net dış talebin, üçüncü çeyrekte de büyümeye katkısının azaldığını görüyoruz. Büyümenin yanı sıra toplumsal refahı çok önemsiyoruz.
“Kondisyonu yüksek ülkelerdeniz”
Gürsel Baran (ATO Başkanı): Türkiye'nin ekonomi politikalarının olumlu yansımalarını büyüme verilerinde gözlemliyoruz. Koronavirüs pandemisi, tedarik sorunları, enerji krizi, gıda arz sorunları, Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Filistin’e yönelik soykırım niteliğindeki saldırıları başta olmak üzere pek çok konu ve soruna rağmen Türkiye, üreterek ve ihracat yaparak büyüyor.
Mustafa Gültepe (TİM Başkanı): 2023 yılı küresel ticarette bir 'soluklanma yılı' olarak öne çıkıyor. Buradan, tabir-i caizse kondisyonu yüksek ülkeler ipi göğüsleyerek çıkacak. Yani üretim altyapısıyla, yeni yatırımlarla, AR-GE ve inovasyon faaliyetleriyle fark yaratan ülkelerden bahsediyorum. Türkiye de bu ülkelerden biri. Önemli ihracat pazarlarımızda kritik oranda talep daralmaları göze çarpıyor. Buna rağmen yılsonu ihracat hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Türkiye, üretim ve ihracat öncülüğünde büyümeye aralıksız şekilde devam edecek."
Mahmut Asmalı (MÜSİAD Başkanı): Türkiye ekonomisi , pozitif büyüme patikasındaki istikrarlı yürüyüşüne emin adımlarla ilerliyor. Milli ekonomimizdeki pozitif büyüme eğilimi üst üste 13'üncü çeyrekte de sürerken bu dönemde G20 ülkeleri içerisinde en yüksek büyüme performansı Türkiye'nin olmuştur. Yüzde 5,9'luk büyüme performansı, yılın sonuna yaklaştığımız şu günlerde, 2024 yılı için de çok büyük bir motivasyon kaynağı olacaktır.
Orhan Aydın (ASKON Başkanı): Taleplerin her açıdan baskılandığı bir ortamda enflasyonla mücadeleden taviz vermeden 13. çeyrekte de küresel düzeyin üzerinde yüzde 5,9'luk bir başarı ülke ekonomimizin potansiyelini ortaya koymaktadır.
Avrupa pazarının, özellikle Almanya pazarının daralması nedeni ile son dönemlerde imalat üretimi ve kapasite kullanım oranlarında azalma görmemize rağmen deprem sonrası yeniden ihya dolayısıyla lokomotif sektörlerimizden inşaat sektörü ve beraberinde 250'yi aşkın alt sektörün ciddi bir şekilde canlandığını ve ekonomik büyümeye katkı sağladığını görüyoruz.
Tüm bunlara rağmen bazı sektörlere ilişkin verilen desteklerle ekonomik büyümenin devam edeceğini öngörmekte birlikte iş insanları olarak sağlıklı ve dengeli bir büyümeyi önemsemekteyiz.