Sanayi üretimi iş ve finans camiasını şaşırttı
Ağustos ayına ilişkin sanayi üretimi iş ve finans camiasında beklentilerin üzerinde geldi.
Sanayi üretimi verisinin ağustos ayında beklentilerin çok üzerinde gerçekleşmesi iş ve finans dünyasında şaşkınlık yarattı.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ağustosta bir önceki aya göre yüzde 2,9 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 7,2 arttı. Böylece, sanayi üretimi Ocak 2014'teki yüzde 7,6'lık artıştan sonra en yüksek artışı gerçekleştirdi.
Sanayide gerçekleşen bu rakamlar iş ve finans dünyasında şaşkınlıkla karşılandı. Beklentilerin üzerinde gelen rakamlar çarkların dönmeye devam ettiğini gösterdi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ağustosta yıllık bazda yüzde 7,2 artan sanayi üretiminin kendi beklentilerinin üzerinde gerçekleştiğini belirterek, "Sanayide çarklar dönüyor. Moralleri bozan tek şey tahsilat konusunda yaşanan sıkıntılar" dedi.
Özdebir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağustos ayına ilişkin sanayi üretim endeksi verilerini değerlendirdi.
Aylık bazda gerçekleşen yüzde 2,9 artışın beklentisi dahilinde olduğunu dile getiren Özdebir, "Yıllık yüzde 7,2'lik artış benim de beklentimin üzerinde. Veriler, insanların iş yapabildiğini gösteriyor. Sanayide çarklar dönüyor. Moralleri bozan tek şey tahsilat konusunda yaşanan sıkıntılar" diye konuştu.
Sanayide üretim artışını değerlendirirken geçen yılki stok değişim oranlarına da bakılması gerektiğini ifade eden Özdebir, stok değişim oranlarının bu yıl, geçen yıldan farklı olarak pozitif yönde ilerlediğini kaydetti. Özdebir, sanayi üretiminin siyasi belirsizlik, jeopolitik riskler gibi sıkıntıların olduğu bir ortamda artmasın da önemine işaret etti.
"İç pazarımızı kıskançlıkla gözetmeliyiz"
İhracatın gerilediği bir ortamda sanayi üretiminin artmasını yorumlayan Özdebir, "İhracatta miktar bazında bir azalma yok, sadece kur etkisi var. Burada bir nokta önemli. Bizim katma değeri yüksek ürünler üretmemiz lazım. Mevcut ürün gamında rakibimiz çok fazla. Ayrıca ihracatı daha ileriye taşımak adına verimliliği de artırmamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Sanayi üretimindeki artışa iç talebin katkısına da değinen Özdebir, "İç pazar Türkiye için çok önemli. İç pazarı canlı tutmak dışa bağımlılığımızı azaltır. Kurların artması ile iç pazar ithal ürünlere göre daha avantajlı hale geldi. Bu avantajımızı iyi korumamız gerekiyor. İç pazarımızı yabancı mallara karşı kıskançlıkla gözetmemiz önemli. Piyasa denetim mekanizmaları ile standartlara uymayan ithal mallar elenmeli" ifadelerini kullandı.
Özdebir, sanayi üretimindeki artışın büyümeye etkisi ile ilgili olarak da bu yıl büyümenin yüzde 3 seviyesinde gerçekleşmesini beklediğini ve önümüzdeki aylarda ihracatın da ivme kazanmasını öngördüğünü sözlerine ekledi.
Bürümcekçi: Temmuzun telafisi oldu
Öte yandan sanayi üretim rakamlarını değerlendiren AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, ağustos ayında sanayi üretimi (arındırılmamış) yıllık bazda yüzde 8,5 artışla beklentilerin çok üzerinde bir değişim gösterdiğini vurguladı.
Ağustos ayında imalatçı sektörlerin ana girdisi olan "enerji ve altın hariç ara malı ithalatının" geçen yılın aynı ayına göre yüzde 175 gibi sert bir oranda daralmasının, aynı ayın sanayi üretimi açısından beklentileri aşağı çeken bir gelişme olduğunu ifade eden Bürümcekçi, gerçekleşmenin bu beklentiyi doğrulamadığını gösterdiğini söyledi.
Ancak, bu sonucun üretimde bir hızlanmadan ziyade temmuz ayındaki aşırı zayıflığın bir telafisi gibi durduğunu, aylık dalgalanmaların yüksek olduğu bu tip dönemlerde iki aya birlikte bakarak değerlendirmenin daha sağlıklı olacağını ifade eden Bürümcekçi, böyle bakıldığında, üçüncü çeyreğin ilk iki ayındaki yıllık üretim artışının yüzde 5 ile daha ılımlı düzeyde olduğunun görüldüğünü dile getirdi.
Bürümcekçi, Türkiye'de sanayi üretimi ile milli gelir verileri arasındaki yakın ilişki dikkate alındığında, bu görünümün üçüncü çeyrekte ikinci çeyrekten zayıf bir gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) artışı kaydedilebileceğini düşündürdüğünü kaydetti.
Sonuç olarak, büyüme için aşağı yönlü riskler ağır basmaya devam ederken, bu durumun 2015'ten çok 2016 yılını olumsuz etkileyeceğini öngördüğünü belirten Bürümcekçi, "2015 yılı büyüme tahminimiz olan yüzde 2,9 üzerinde risklerin sınırlı da olsa aşağı yönde devam ettiğini düşünmekteyiz" dedi.
Tokalı: Üretim verilerinde dalgalanmalar devam edecek
Halk Yatırım'ın Yatırım Danışmanlığı ve Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı ise, sanayi üretiminin yıllık değişimindeki dalgalanmanın, ağustos ayında beklentinin oldukça üzerinde gerçekleşen yüzde 8,5'lik yıllık yükselişle çarpıcı bir şekilde gerçekleşmeye devam ettiğini söyledi.
Takvim etkilerinden arındırıldığında da yıllık artışın yüzde 7,2 ile yine belirgin düzeyde olduğunu belirten tokalı, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeksin de aylık yüzde 2,9'luk artışa işaret ettiğini ifade etti.
Temmuz ayına benzer bir şekilde, ağustos ayında da üretim gerçekleşmesinin beklentilerden ciddi ölçüde farklılaşmasında dayanıklı tüketim mallarının etkili olduğuna dikkati çeken Tokalı, şunları kaydetti:
"Temmuz ayında yüzde 11,5'lik aylık düşüş kaydeden dayanıklı tüketim malları üretimi, ağustos ayında yüzde 11,6'lık artış gösteriyor. Bunda da güven ortamındaki dalgalanmaların ve bunun finansal göstergeler üzerindeki yansımasının etkili olduğunu düşünebiliriz. Dolayısıyla, üretimin son dönemdeki gelişiminin arkasındaki unsurlar kalıcı bir trend niteliği taşımıyor. Diğer taraftan, büyüme görünümünde daha kalıcı bir etkiye sahip olduğu düşünülebilen ve yatırım eğilimini yansıtan sermaye malı üretiminde son üç aydır aylık bazda artışın kaydedilmesini olumlu karşılıyoruz. Üretimin ağırlıklı kısmını oluşturan ara malı üretimi ise, büyüme endişelerini azaltma açısından tam bir rahatlık ve istikrar sağlayamıyor. Ayrıca, bayram etkisi nedeniyle iş günü kaybına da maruz kalan eylül ayı sanayi üretimine yönelik ilk tahminlerimizde, yıllık bazda 'eksi' rakamın bile görülebileceğine işaret ediyor. Bu doğrultuda, yılın ilk yarısında yıllık bazda yüzde 3,1 büyüyen ekonominin üçüncü çeyrekte ivme kaybettiği ve yılın tamamını yüzde 2,6'lık büyüme oranıyla tamamlayabileceği yönündeki beklentimizi koruyoruz."
Yılmaz: Yıl sonunda ekonominin yüzde 3,4 civarında büyüyeceğini öngörüyoruz
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz ise, özellikle salı günü Almanya'da fabrika siparişlerinin negatif açıklanmasıyla aradaki korelasyonun güçlü olması sebebiyle Türkiye'nin de sanayi üretiminin de zayıf kalacağını düşündüğünü ifade etti.
Türkiye'nin dünya büyümesi için öncü gösterge niteliğinde olduğuna dikkati çeken Yılmaz, küresel tedarik zincirinde son ürün haline gelmeden önce Türkiye'de çeşitli parça ve aksamların üretildiğini, ardından Almanya başta olmak üzere bu parçaların nihai ürün halini aldığını kaydetti.
Yılmaz, bu nedenle temmuz ayında Türkiye'de yüzde 1,5 gerileyen sanayi üretiminin Japonya, ABD ve Almanya'daki ağustos ayı geri çekilmesinin haberci olduğunu söyledi.
Bugünkü verinin de düşünüldüğü gibi eylül ayında küresel ekonominin istikrar kazanmaya başladığını teyit etmekte olduğunu dile getiren Yılmaz, "Üçüncü çeyrekte iç talebin hız kestiğini düşünüyoruz. Örneğin otomotivde satışlar azalmakta. Buna karşılık ihracat ve üretim gücünü koruyor. Dış talebin yılın son döneminde olumlu katkı yapabileceğini öngörüyoruz. Merkez Bankası da benzer görüşte. Ek olarak sanayiciler stok biriktirmekte. İlk iki çeyrek stoklar erimişti. 3. ve 4. çeyrekte bir düşüş yaşanmaması durumunda Türkiye'nin yıl sonu büyümesinin büyük olasılıkla yüzde 3,4 civarında olacağını öngörüyoruz."