Seri ve kitle üretiminin yerini sıra dışı butik üretim alacak

Seri ve kitle üretiminin yerini sıra dışı butik üretim alacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA - Tekstilin önemli merkezlerinden Bursa'da üyelerinin büyük bir çoğunluğunun tekstilcilerden oluştuğu Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (DOSABSİAD) ve Parlamış Tekstil'in Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Parlamış, gelecekte tekstil firmaların daha küçük, rekabetçi ve yenilikçi olacaklarını söyledi. Parlamış, "Seri ve kitle üretimi yerini daha özellikli, sıra dışı ve küçük miktarlarda üretime bırakacak" diyerek, "Ancak burada istihdama yönelik sorunlar ve işin sosyal boyutu bizleri kaygılandırıyor" şeklinde konuştu. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün çıkış yollarını aradığı yazı dizisinde DÜNYA'nın görüşlerine başvurduğu Parlamış, yılın ilk 4 ayında bin 248 tekstil işletmesinin kapandığını hatırlattı ve bu sayının artmasından endişe duyduklarını söyledi. Parlamış, "Gelecekte mutlaka tekstil ile ilgilenen işletmeler bulunacak. Ancak bunlar, boyutları daha küçük, rekabetçi ve yenilikçi firmalar olacak. Seri ve kitle üretimi yerini daha özellikli sıra dışı ve küçük miktarlarda üretime bırakacak. Ancak burada istihdama yönelik sorunlar ve işin sosyal boyutu bizleri kaygılandırıyor. Bugün Türkiye'de dolaylı olarak 15 milyon insan tekstilden ekmek yemektedir" dedi. Yeri doldurulamaz bir sektör Sektörün en temel probleminin arz-talep dengesizliği olduğunu vurgulayan Parlamış, talebin yüksek arzı karşılamaması nedeniyle artan rekabete, bir de yüksek enerji ve işçilik maliyetleri ile yüksek vergi oranları ve aşırı değerli YTL'nin yarattığı rekabet sorunlarının da eklendiğini, tekstilcilerin ayakta kalma şanslarının giderek azaldığını kaydetti. Türk tekstil konfeksiyon sektörünün dünya tekstil arenasında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Parlamış, şöyle devam etti: "20 milyar dolara yaklaşan tekstil ve hazır giyim ihracatıyla Türkiye, tekstilde Avrupa'nın birinci, dünyanın on dördüncü; hazır giyim ürünlerinde Avrupa'nın ikinci, dünyanın yedinci büyük tedarikçisi. Türkiye'nin dünya tekstil ihracatında payı yüzde 3, hazır giyimde yüzde 3,4 dolaylarındadır. Tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon; gerek ekonomiye katkısı gerekse istihdama katkısı bakımından, yeri doldurulamaz sektörler." Dahilde işleme suiistimal ediliyor Üretim ve istihdamın sektörel olarak desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Parlamış, bunun için de istihdam vergilerinin AB oranlarına yaklaştırılması gerektiğini belirtti. Kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdamın boyutlarına dikkat çeken Parlamış, alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: "Kayıtdışılığın en önemli nedenlerinden birisi vergi oranlarının yüksekliği. Vergi oranları ile enerji girdi maliyetleri oranlarının en az OECD ülkelerinin düzeyine çekilmesi gerekiyor. Bir diğer öncelikli konu da dahilde işleme rejimiyle ilgili yaşanan bazı sıkıntıların giderilmesidir. Dahilde işleme rejimine bağlı olarak ihraç kaydıyla ithalatına izin verilen tekstil ürünlerinin gümrüklerdeki denetimsizlik ve takipsizlik sonucu ihraç edilmediği ve iç piyasada satıldığı bir gerçek. Bunun derhal önlenmesi gereklidir. Ayrıca, Türkiye'de yeterli miktarda üretimi olan standart mallar için ithal izni verilmemeli veya sınırlandırılmalı. Sanayi envanteri çıkarılmalıdır, kapasite kullanım oranları belirlenmeli ve teknolojilerin yenilenmesi teşvik edilmelidir. Sektörün ihtiyacı olan vasıflı ara elaman ihtiyacını karşılamak için, eğitim sistemindeki aksaklıklar ve eksiklikler giderilmelidir." Türkiye marka değeri kazanmalı Türkiye'nin bir marka değeri kazanması gerektiğini dile getiren Parlamış, "Bugün etiketinde 'Made in Italy' yazan her şey dünyada kapışılıyor. Siz altın bile yapsanız "Made in Turkey" etiketiyle marka değeri yaratmanız mümkün değil. Bu topyekün bir çalışma gerektiriyor. Öncelikli beklentilerimizin karşılanması ile birlikte tekstil sektöründe çok önemli bir sıçrama kaydedileceğine inancım tam. Çünkü tekstilcimizin üretim, bilgi, kalite ve pazarlamada sorunları yok. Gerek sanayicimiz gerekse çalışanlarımız son derece donanımlı. Sanayicilerimiz tesislerini Mısır'a, Ürdün'e, Suriye'ye taşıdıklarında herhangi bir sorun yaşamadan dünyaya mal satabilmektedirler. Öte yandan şu anki AR-GE teşviklerinin yetersiz olduğunu söyleyen Parlamış, "Ancak AR-GE teşvikleri verilirken devletin inovatif düşünmesi ve teşvikleri de ticari fayda sağlayan yani inovatif olan AR-GE faaliyetlerine aktarması gerek" şeklinde konuştu.