Şimşek: İMKB'deki düşüşe değil, faize bakıyorum
Şimşek: İMKB'deki düşüşe değil, faize bakıyorum
İSTANBUL - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de borsanın sığ bir piyasa olduğunu, bu nedenle kendisinin borsadaki düşüşü dikkate almadığını belirterek, "Ben ikincil piyasadaki faize bakarım" dedi. Bakan Şimşek, dünyadaki sıkıntılara ve Türkiye'deki suni gündeme rağmen faizlerin yüzde 138'lerde değil, yüzde 20'lerde dolaşmasının Türkiye'nin kırılganlığının az olduğuna işaret ettiğini söyledi. IMF ile ilişkilere de değinen Şimşek, "Eğer ülkenin menfaatine yarayacaksa, ülkenin risk primini aşağı çekecekse ve güven ortamına katkıda bulunacaksa para kullanmadan ihtiyati stand-by yapmaktan kaçınmayız" şeklinde konuştu. MÜSİAD'ın konuğu olan Şimşek, işadamlarına, "Türkiye: Yeni Program" başlıklı sunum yaptı. Türkiye'nin yüksek cari açıkla karşı karşıya olduğunu belirten Şimşek, "Bu bizim yumuşak karnımız. Uzun vadede sürdürmesi zor bir açık. Ama yerel ve uluslararası yatırımcıları Türkiye'nin büyüyeceği konusunda ikna edersek cari açık bu şekilde 5 yıl da gider 10 yıl da gider. Eğer Türkiye'de siyasi istikrar zedelenmezse ve reform süreci tıkanmazsa orta vadede Türkiye, diğer AB sürecindeki ülkeler gibi yüksek cari açıkla yaşayabilir" dedi. Bakan Şimşek, ilk defa 1-2 aydır rezervlerde hafif bir erime yaşandığını ve yabancı doğrudan sermayede düşüş olduğunu belirterek, cari açığın düşürülmesi konusunda önlem alınmadığı eleştirilere şu yanıtı verdi: "GAP, sosyal güvenlik, istihdam ve AR-GE yasaları bu önlemlerdendir". "Enflasyonda dünyaya göre iyiyiz" Dünyada negatif reel faizlere rağmen, enflasyonist süreç yaşandığını dile getiren Şimşek, global enflasyonun şu anda yüzde 3.5 olduğunu, yıl sonunda yüzde 6'lara ulaşacağını, Türkiye'nin bu perspektiften bakılınca kötü durumda olmadığını savundu. Dünyada daha önce hiç haritalandırılmamış, patikası belirlenmemiş bir dönemden geçildiğini ifade eden Şimşek, enerji ve gıda krizi olmasaydı enflasyonun hedefe yaklaşabileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "İnanıyorum ki orta dönemde enflasyon, düşük, tek haneli rakama inecek. Çünkü yaptığımız reformlarla rekabet artıyor. Türkiye'nin en büyük problemi rekabetin önündeki engellerdir. Biz zaten o engelleri kaldırdığımız için Türkiye'de bu kadar yaygara kopartılıyor". "Rekabetin önündeki engelleri kaldırmak birilerini rahatsız etti" Türkiye'ye bu kadar yabancı doğrudan yatırımın girmesinin ve ülkede bu kadar özelleştirmenin yapılmasının, birilerini rahatsız ettiğini savunan Şimşek, "O yüzden bu kadar yaygara koparılıyor" dedi. Türkiye'nin enerji ithalatının bugün 41.5 milyar dolar olduğunu, bu rakamın yıl sonunda 50 milyar dolara çıkacağını belirten Şimşek, şunları söyledi: "1960'lı, 1930'lu yılların kafasında olanlar 'Gümrük duvarlarını yükseltin, kuru yükseltin' diyorlar. Gümrük duvarlarını yükseltemezsiniz. Siz başkalarına mal satma iddiasındaysanız başkalarının mallarını kabul etmek zorundasınız. Kurun etkisi var. Ben yok demiyorum. Ülkenin sorunlarının çözümünde kur kalıcı bir çözüm unsuru değildir. Kalıcı çözüm tasarruf ve gelirin yükseltilmesi, AR-GE, eğitimin iyileştirilmesi, tarım reformudur. Siz bunları yapmazsanız, ki 1994'te, 2000, 2001'de yapılmadı, ne oldu? Kurdaki rekabet bize kalıcı rekabet gücü kazandırdı mı? Kazandırmadı. Kur etkili olmakla birlikte çözüm burada değil. Çözüm bizim kendimizi silkelememizdedir". Ne karamsar durum var,ne de durum güllük gülistanlık Bankacılık sistemindeki iyileşmelere değinen Şimşek, protestolu senetler yerine takipteki alacaklara bakmak gerektiğini ifade etti. Türkiye'de şirketlerin aşırı borçlandığı ve Asya türü krize gidileceği yönündeki eleştirilere, "Borçlara varlıklardan bağımsız bakmayın" şeklinde yanıt veren Şimşek, şunları söyledi: "Sanayi ve ticaret odaları başkanları 'Hanehalkı şu kadar borçlu, bu kadar borçlu" diyor. Ancak GSYİH oranla bu son derece düşük kalıyor. Sonuç itibarıyla, iddia edildiği gibi ne karamsar bir durumla karşı karşıyayız ne de durum güllük gülistanlık... Bu nüfusu iyi eğitirsek, işgücü piyasasını esnek hale getirirsek ve istihdam yaratırsak bu ülkeyi hiç kimse tutamaz". Bakan Şimşek, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun Meclis kapanmadan geçmesini beklediklerini ifade etti. "Emeklilik fonlarında birikim olsa faiz sorunu olmazdı" Sunumunda sosyal güvenlik, enerji ve istihdam reformlarını anlatan Şimşek, ABD'de emeklilik fonlarının birikimlerinin yüksekliğine işaret ederek, "Türkiye'nin sigorta şirketleri veya emeklilik fonlarının finansal birikimleri milli gelirin yüzde 100'ü olsaydı, örneğin 1 trilyon YTL, bu parayı ağırlıklı olarak uzun vadeli tahvillerde değerlendirselerdi, Türkiye'de enflasyon yüzde 10.6 olsa bile faiz eksi olurdu" dedi. Türkiye'deki emeklilik sisteminin ülke koşullarına ve dünyaya göre oldukça makul, cömert bir yapıya sahip olduğunu belirten Şimşek, "Aylık bağlanma oranlarında dünyanın en yüksek ülkelerinden biriyiz" değerlendirmesini yaptı. Yüksek işsizlik oranları konusunda İspanya ve Polonya örneği veren Şimşek, Türkiye'de iş arayanların yüzde 60'ının lise altı eğitime sahip olduğunu, mesleksizlik sorunu yaşandığını söyledi. Birçok ülkede kıdem tazminatının kalmadığını söyleyen Şimşek, bu konuda hissedarlarla çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Enerji ithalatının yüksekliğine işaret eden Şimşek, sanayicileri enerji verimliliği getiren makine kullanmaları konusunda uyarıda bulundu. Erdoğan aradı, Şimşek konuşmasını kesti MÜSİAD konuşması sırasında Bakan Şimşek'i cep telefonundan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aradı. Korumasının bildirmesi üzerine konuşmasını yarıda kesen Bakan Şimşek, salonun yan kısmında yer alan odada Başbakan Erdoğan ile konuştu. Erdoğan'ın arama nedeninin, AKP grup konuşmasında yaptığı KEY ödemelerine ilişkin olabileceği yorumları yapıldı. Toplantıda konuşan MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan ise IMF ile ilişkilerin program sonrası gözetim anlaşmasıyla sürmesi gerektiğini dile getirdi. Vardan, "Bazı kişiler kaos oluşturma çabası içindeler. Yüksek büyüme, milli gelir artışı, ihracatın yükselmesi sanki birilerini rahatsız ediyor. Uçuşa kalkan uçağı sanki birileri çekerek aşağı düşürmek için çaba sarf ediyor" dedi.