Şirketler, alacak risklerini kredi sigortasıyla aşacak

Şirketler, alacak risklerini kredi sigortasıyla aşacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kredi riskleri ile ilgili kriz tüm dünyada hissedilebilir boyutlara varıyor. Şirketler, geri ödeme sorunlarının yaratabileceği nakit akışındaki değişkenliğe karşı korunmayı hedefliyor. Aynı şekilde, lokal piyasada da, şirketlerin alacak risklerine karşı korunma eğilimleri artıyor. Bu veriler, Türkiye şubesini 2007 yılı Nisan ayında açan, aynı yılın eylülünde lisansını alarak faaliyete geçen Atradius tarafından da ortaya kondu. Genel merkezini perşembe günü açan şirket aynı gün, Türkiye'de 2008 yılının başında yaptığı anket sonuçlarını da duyurdu. Farklı büyüklükte ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren 200 şirketi kapsayan bu ankette, dünyadaki kredi krizinin olası yansımaları da ölçülmeye çalışıldı. Şirketlerin yüzde 70-80'i, Amerika'da başlayan kredi kriziyle ilgili konulardan haberdar ve olumsuz yönde etkilenebileceğini düşünüyor. Her iki şirketten biri ise, bu konuda daha tedbirli. Çünkü olumsuzluğun etkilerinin önemli ölçüde olabileceğini tahmin ediyor. Genel olarak, üçte ikisi ödeme alışkanlıklarında gelecek aylarda rutin dışı gelişmeler bekliyor. Şirketlerin çoğu ödenmeme riskinden; avans karşılığı yapılan satışlar, teminat mektupları ve akreditifli satışlarla korunuyor. Batı Avrupa ile karşılaştırıldığında şirketlerin yüzde 30'u kredi sigortalarından yararlanıyor. Türkiye için en önemli ihracat pazarı olan Almanya'da, peşin ödemeli alımlar 2006 yaz aylarıyla 2007 kış ayları arasında yarıya düşmüş durumda. "Bu sonuçlar, tahminlerimizi destekler nitelikte" diyen Atradius Başkanı ve aynı zamanda İcra Kurulu Başkanı Isidoro Unda, Türkiye'de faaliyet gösteren şirketlerin, tedarikçi riskleriyle karşılaşacaklarına işaret ederek şunları söyledi: "Kredi sigortaları, tedarikçilerin, alacak risklerine karşı korunması için bir araç. Nakit akışını koruduğu için, kredi değerliliğini de arttıran bir unsur. Bu amaçla, İstanbul'daki ofisimizle Türk şirketlerine optimal faydayı sağlayacağız. Dünyanın en büyük oyuncularından biri olarak, şirketlerin sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde büyümelerine yardımcı olmayı hedefliyoruz. Türk ekonomisine de katkı sağlayacağımıza inanıyoruz." Atradius Türkiye Yöneticisi Selda Eke ise "Türkiye pazarında çok büyük bir potansiyel görmekteyiz. Şirketlerimiz uluslararası piyasalarda birlikte çalıştıkları şirketlerin ödeme alışkanlıklarına adapte olmaya gayret edeceklerdir. Büyüyen ülke ekonomisi ile beraber, özellikle ihracat pazarlarında, vadeli mal almak isteyen alıcı sayısı artacaktır" dedi. Yüksek ekonomik büyüme ve artan küreselleşme olgusunun, Türkiye'deki şirketlerin daha atak ticaret yapmalarına neden olduğunu vurgulayan Eke, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şirketlerin nakit akışlarını, iflas, temerrüt gibi risklere karşı korumak gerekliliği doğmaktadır. Büyümek için yeni pazarlara ve yeni müşterilere ihtiyaç duyulması kaçınılmazdır. Dolayısıyla, şirketlerin işlerine konsantre olmaları konusunda Atradius Türkiye'de de gerekli güvenceyi sağlayacaktır. Böylece daha geniş finansal kaynaklara ulaşma imkanı da elde edilecektir." Şirketlerin yüzde 78'i kredi riskleri nedeniyle satış yapmak konusunda zorluklarla karşılaşabileceklerini ifade ederken, şirketlerin yüzde 76'sı günlük faaliyetlerini fonlama kabiliyetleri konusunda da endişe etmektedirler. Şirketlerin yüzde 75'i bu durumun borçlanma kabiliyetlerini etkileyebileceğini düşünmektedirler. Şirketlerin yüzde 70'i kredi risklerinin olası etkilerinin sermaye maliyetini arttırabileceğini ve alıcılarına ödeme vadesi tanımak konusunda kısıtlama getirebileceğini varsayıyor. Türkiye'deki şirketlerin ödeme alışkanlıkları AB'de faaliyet gösteren şirketlerle aynı Türkiye'deki şirketlerin çoğunluğu, alacaklarının ödenmesi konusunda gecikmeler olacağını tahmin etse de, bugün itibarıyla, çok sıkıntı yaşamadıklarını ifade ediyor. Ortalama 54 günlük bir alacak vadesi ile çalıştıklarını kaydeden şirketlerin tahsilât vadeleri de, Fransa'da faaliyet gösteren şirketlerle karşılaştırılabilir düzeyde.