”Sorunlu gayrimenkul kredileri beni hiç endişelendirmiyor”

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Özince, gayrimenkul kredilerinin her zaman cazibesini koruyacağını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, çeşitli krediler verdiklerini, gayrimenkul kredisi kadar sorunsuz hiçbir kredileri olmadığını belirterek, yüzde 1'li seviyelerdeki sorunlu gayrimenkul kredileri oranının kendisini hiç endişelendirmediğini söyledi.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) tarafından düzenlenen Gayrimenkul Zirvesinin açılışında konuşan Özince, Türkiye'nin bugün fevkalade gayrimenkul ve inşaat sektörüne sahip olmasına rağmen, maalesef halen gayrimenkulü menkulleştirme ile ilgili değerlendirmeler yapılmaya devam edildiğini söyledi.

Küresel ısınma devam edecek olursa, göçün, nüfus hareketlerinin menkul ve gayrimenkul sektörünü etkileyeceğini ifade eden Özince, daha fazla ülkenin artık uluslararası entegrasyon konusunda, globalleşmenin geleceğini bu yönde inisiyatifler alarak çizmek konusunda sorumluluk alması gerektiğini, G20 platformunda katılan Türkiye'nin de bu konuda ödevleri olduğunu anlattı.

Dünyada bu kadar doğal, gerçek gelişme imkanları varken sanal olanları çok abartmaya da ihtiyaç olmadığını dile getiren Özince, şunları kaydetti:

"6 ay kadar önce dünyanın en saygın finans sektörü oyuncuları sermaye piyasasını, özellikle dünya borsalarını bir kumarhaneye benzetiyorlardı. Bunu unutmayalım. Bunun nasıl giderileceği hala önümüzde duruyor. Dünyanın borsalarının kumarhane görüntüsünden kurtulması bankaların sermayelendirilmesiyle son bulacak bir olgu değildir. Dünya ekonomisini insan nesline daha yararlı bir hale getirmek için kuralların harmanizasyonu ve bu kuralların da dünya ekonomisinin daha gerçek yönlerine, insan ihtiyacını karşılayan yönlerine konsantre olmasını sağlamalıyız."

"Türkiye'de finasal piyasalar küçük"

Türkiye'de finansal piyasaların küçük olduğunu belirten Özince, "Biz bu son krizde ekonomimizin biraz daralması, biraz da döviz kuru etkileri ile 150'den 125'e düştük" dedi.

Ersin Özince, bankacılık sektörünün, sermaye piyasasının gelişmesine engel olmadığını da söyledi.

Türkiye'de piyasaların tamamen gelişmesini, Türkiye'ye olan rağbetin de artmasını istediklerini belirten Özince, Türkiye'ye gelen sıcak parayı kalıcı hale getirmenin en çıkar yolunun piyasaları derinleştirmek olduğunu ifade etti.

Bunu yapabilmek için de mutlaka ürün çeşidini artırmak gerektiğini vurgulayan Özince, "Şu anda ülkemizde ürün çeşitliliği son derece az. Bankacılık bireysel bankacılıkta harikalar yaratıyor ama sabit getirili kıymetler piyasasını, gayrimenkulle ilgili piyasaları maalesef neredeyse hiç geliştiremedik" dedi.

Ersin Özince, Türkiye'de kaynak vadelerinin son derece kısa olduğuna işaret ederek, "Biraz istikrar ile devlet iç borçlanmasında vadelerin nasıl uzatılabileceğini gördük. Fakat bunu mevduatta başaramıyoruz" şeklinde konuştu.

"Gayrimenkul kredileri her zaman cazibesini koruyacak"

Gayrimenkul üzerine borç veren bir sektörün temsilcisi olarak şu anda gayrimenkul kredileri, konut kredileri kadar sorunsuz hiçbir kredileri olmadığını dile getiren Özince, şunları kaydetti:

"Envai çeşit kredi veriyoruz. Gayrimenkul kredisi kadar sorunsuz hiçbir kredimiz yok. Gelişmiş ülkelerde sorun gayrimenkul kredilerinden çıktı, bizde durum tam tersi. Bizde de gayrimenkul kredilerinde konjonktürden ötürü birtakım bozulmalar var, olmaya da devam ediyor ama gayrimenkul kredileri her zaman cazibesini koruyacak düşüncesindeyim. Bu konuda çok ciddi potansiyel var. İnsanlar gayrimenkule sahip olmak istiyorlar, gayrimenkule yatırım yapmak istiyorlar."

Bazı aşırı değerleme durumları, bazı spekülatif gelişmeler dengesizlikler yaratsa da fiyatların sürekli bir çıkış eğrisinde olduğunu ifade eden Özince, "Yüzde 1'li seviyelerdeki gayrimenkul kredileri sorunlu oranı şahsen beni hiç endişelendirmiyor. Yani dünyanın başta Amerika olmak üzere çeşitli ülkelerinde çok büyük sorunlara neden olan konut finansmanı ülkemizde önümüzdeki dönemlerde de tam tersi tablo göstermeye devam edecek. Bundan yararlanmak mümkün diye düşünüyorum" dedi.

"Piyasalarımızı geliştirme çabalarımıza hız vermemiz lazım"

Sorunun, aktifleri refinanse edememekte, bu aktifleri teminat göstererek pasif yaratamamakta yattığını ifade eden Özince, kriz döneminde bunu yapamamakla çok önemli fırsat yitirdiklerinin farkında olduğunu, bu konuda birçok çabaları olduğunu, ancak maalesef başarılı olamadıklarını söyledi.

Ersin Özince, "Ama hiçbir şey kaçmış değil. Potansiyel yerinde olmaya devam ediyor" şeklinde konuştu.

Bankacılıkta ipoteğe dayalı menkul kıymet piyasalarının muhakkak çalıştırılması gerektiğine işaret eden Özince, ikinci önemli konu olarak da kurumsal yatırımcıyı her ne pahasına olursa olsun gayrimenkulle ilgili yatırım araçlarına sokacak teşvikleri yapmak gerektiğini vurguladı.

Özince, "Bireysel emeklilik sistemimizdeki gibi piyasalarımızı geliştirme çabalarımıza hız vermemiz lazım. Bu kapsamda da bu emeklilik konusundaki, sigorta konusundaki reformları sürdürmeye devam etmemiz lazım" dedi.

"Banka sigorta muamele vergisinden kurtulunmalı"

Ersin Özince, şöyle devam etti:

"Bankacılık sektöründe çok ciddi kayıt dışılık yaratan, işlemlerin Türkiye'deki piyasanın dışına kaydırılmasını da kayıt dışı sayıyorum. İstediği yere kaydettirsin ama bunu gereksiz çarpıklıklarla yapmasın ve bu konuda en son problem, bankacılık sektörünün başının derdi, banka sigorta muamele vergisi. Mutlaka bu vergiden tümüyle kurtulunmalı. Banka sigorta muamele vergisi bankacılıktan sonra ne yazık ki sermaye piyasalarına da nüfuz etmeye başladı."

Konut kredileri ile ilgili çeşitli teşvikler getirildiğini, ancak maalesef ipotek alınmamışsa konut finansmanının bu avantajdan yararlanamadığını ifade eden Özince, "İlla ipotek şart mıdır? İlgili bakanlara ilettik. Para ve sermaye piyasası ile ilgili hiçbir gri alan kalmamalıdır" dedi.

İstanbul'un finans merkezi olması

Konut kredilerinin tüketici kredisi kapsamında olmaması gerektiğini belirten Özince, eğer konut kredileri tüketici kredisi kapsamında kısıtlanırsa bunu refinanse edilmesini bile engellemenin mümkün olacağını belirtti.

İstanbul'un finans merkezi olmasıyla ilgili olarak da Özince, şunları kaydetti:

"Bankalar Birliği, 'İstanbul finans merkezi' isimli bir vizyonla ortaya çıkılmasını arzu ediyor. Buradan anladığımız İstanbul'un içinde gayrimenkul projesi değildir. İstanbul'un içinde de finans yöreleri mutlaka imar politikalarının konusudur, ancak bizim muradımız Türkiye'yi bir finans cenneti olarak görmektir. Bunu bir hayal olarak görmeyin. Bu yaklaşık 20 yıllık bir çalışmayı gerektirmektedir. Ancak biz Bankalar Birliği olarak bu yıl ülkemizde yapılacak IMF ve Dünya Bankası toplantıları sırasında Türkiye'nin bu konudaki deklarasyonunu ve taahhüdünü ortaya koyması gerektiğini düşünüyoruz."