Suriyeli göçmenler için yeni bir yapılanma mı geliyor?

“Türkiye’nin Suriyeliler konusunda bir çatı kuruluşa ihtiyacı var mı?” sorusu ışığında uzmanlarla görüştük...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

handan-sema-ceylan.png

Türkiye, Suriyelilerin ‘göç külfetini paylaşmak’ için arayışlarını sürdürürken, hali hazırda ülkede bulunan 2.2 milyon Suriyeli’nin uyum sağlaması amacıyla da nasıl bir yapılanmaya gideceğini tartışıyor. 

Türkiye’de özellikle Suriyeli mülteciler için; İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) ile Başkanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) çalışma sürdürüyor. Sağlık, Aile ve Sosyal Politikalar, Çalışma ve Milli Eğitim Bakanlığı da Suriyeliler için ayrı ayrı çalışıyor. En son noktada ise valilikler ve belediyeler Suriyeli göçmenlerin yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için çaba harcıyor. Suriyeli göçmenler için çalışan tüm kurumların çalışmaların tek bir elden yapılması gerektiği yönünde tespitler de var. 

Bir süredir Türkiye artık Suriyelilere kalıcı gözüyle bakıyor. AFAD ise acil durumlara müdahaleyi esas alan çalışma sistemine sahip. GİGM de İçişleri Bakanlığı’na bağlı. 2008- 2013 yılları arasında ön çalışmaları yapılmış ve yasası çıkarılmış. Ancak kurumun tam olarak işler hale gelmesi 2014’e denk geliyor. Bundan sonra sık sık görmeye alışacağımız kurumun logosu, ay yıldız ve kırlangıçtan oluşuyor. GİGM’in web sayfasında “Kırlangıçlar bütün kıtalarda, bütün enlemlerde ve bütün yüksekliklerde bulunan tek göçmen kuştur” denilerek neden bu sembolün seçildiği özetlenmiş. Yine kurumun internet sitesinde özetle şu görüşlere yer verilmiş: “Göç hareketleri açısından Türkiye’nin ‘geçiş ülkesi’ konumu son yıllarda değişime uğramış ve ülkemiz aynı zamanda bir ‘hedef ülke’ konumuna gelmiştir. ….Türkiye göç konusunda daha etkin politikalar belirleyebilmek ve uygulayabilmek için yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemelerin en önemlisi, 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’dur.. Bu kanunla göçmen ve mülteci haklarının yasal çerçevesi uluslararası standartlara uygun hale getirilmiştir. Bu kanunla ayrıca Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 81 ilde, 148 ilçede ve yurtdışında teşkilatlanmayı hedefl emiştir.” 

Göçmenlerden sorumlu danışman Murtaza Yetiş...

Bir süre önce Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriyeli göçmenler ve insani yardım çalışmaları için M. Murtaza Yetiş'i başdanışman olarak görevlendirdi. Bu bağlamda Yetiş, Başbakan Yardımcılarından Numan Kurtulmuş ile koordineli çalışıyor. Suriyeliler ile ilgili bundan sonraki dönemde Yetiş’in ismini daha çok duyabileceğimizi söyleyebiliriz. Bir önceki dönem yani 24. Dönem AK Parti’den seçilen Yetiş, Adıyaman milletvekili idi. Yetiş, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi’nde Başhekimlik yapmış. Yeryüzü Doktorları, UNICEF gibi kuruluşlarda aktif olarak görev almış. 

Sosyal Politikalar ve Uyum Bakanlığı kurulabilir 

muraterdogan.jpg“Türkiye’nin Suriyeliler konusunda bir çatı kuruluşa ihtiyacı var mı?” sorusu ışığında uzmanlarla görüştük. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan, bu süreçte atılması gereken üç adımı bize şöyle özetliyor: “Birincisi; eğitim sorunu çok boyutlu olarak ele alınmalı. 2.2 milyon Suriyelinin yüzde 55’i 18 yaşın altında. 0-4 yaş arasında 440 bin çocuk var. Bunların en az 150 bini Türkiye’de doğdu. Bu gençlerin acilen eğitim sisteminin içine dahil edilmesi lazım. İkincisi; yerel yönetimler güçlendirilmeli. Belediyeler kendi nüfusları kadar destekleniyor. Ama Kilis gibi nüfusun yüzde 55’ini Suriyelilerin oluşturduğu kentlere ayrıcalık tanınması lazım. Bu belediyelerin daha çok ödenek alması sağlanmalı. Üçüncü olarak da; ekonomi dünyasının görüşlerinden mutlaka faydalanılmalı.” 

Erdoğan, yaptıkları araştırmada emek yoğun sektörlerin şu anda Suriyeliler ile çalışarak kısa vadeli bir avantaj yakalamış gibi gözüktüklerini ancak uzun vadede Türkiye ekonomisinin bu haksız rekabetten etkilenebileceğini belirtiyor. “Kayıt dışına Türkiye çok yabancı değil. Suriyeliler, yerelde çalışan insanların pek çoğunun tedirgin olmasına neden oldu. İnsanların sadece işini kaybetmesi gerekmiyor, tedirgin olması bile başlı başına bir sosyal sıkıntıdır” diyen Erdoğan, çocuk işçilik sorununu aşan Türkiye’nin yeniden Suriyeli çocuk işçilerle birlikte bu sıkıntıyla yüz yüze kaldığını da belirtiyor. Erdoğan, tüm bu süreçlerin yönetilmesi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Aile ayrı, Sosyal Politikalar ve Uyum ayrı olacak şekilde yeniden ayrı bakanlıklar olarak yapılanabileceğini de anlatıyor. 

 

metin-corabatir.jpg Yeni bir sığınma sistemi doğabilir 

Görüşlerine başvurduğumuz İltica ve Göç Araştırmaları Başkanı Metin Çörebatır da “Atılacak adım Türkiye’de Suriyelilere bir statü vermek” diyor. Mültecilerin hukuki statüsüne ilişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne dikkat çeken Çörebatır, “Entegrasyon dediğimiz şey, hakların tanımlanması. Bunun için yasal bir engel var. Mülteci mi diyelim, ne diyelim diye soruyoruz. Bu sözleşmeye dayanan hukuki, sosyal ekonomik haklar var. Bunları vermeliyiz. Coğrafi kısıtlamayı kaldırmamız lazım. AB ile varıldığı söylenen yeni ilke anlaşma Türkiye’de yeni bir sığınma sisteminin doğmasına sebep olabilir. Bunun bir fırsat olarak değerlendirmek lazım” şeklinde konuşuyor. 

Öte yandan yarın Kilis’te bölge oda ve borsalarının Suriyeliler ile ilgili bir toplantısı olacak. Yarın Kilis Ticaret ve Sanayi Odası’nın yapacağı açıklamayı da izleyeceğiz.

 

4 yıldır eğitimden uzak

HÜGO Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan’dan edindiğimiz bilgilere göre Suriyeli çocukların çok küçük bir kısmı Arapça eğitim görüyor. Okul çağındaki 600 bin çocuk 4 yıldır eğitimden uzak. Erdoğan’ın söylediği çarpıcı bir diğer veri ise cezaevlerindeki yabancılar arasındaki Suriyelilerin oranının yüzde 40’lara ulaştığı… Suriyelilerin çalışma hayatına entegre edilmesi için de acilen kalifikasyonlarının belirlenmesi gerekiyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir