”Takipteki kredi oranı, kötü senaryoya göre %7-8 olabilir”

Bilgin 2009'da takipteki kredilerin oranında bir artış yaşandığını, Eylül 2008'de yüzde 3.1 olan bu oranın 15 Mayıs 2009 itibarıyla yüzde 4.5'e yükseldiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, "2009 yılında bankaların karlarının bir miktar azalacağını öngörsek de 2008'deki kar düzeyini yakalayacağını hesaplıyoruz" dedi .

ING Bank Genel Müdürlüğünde düzenlenen Türkiye Bankalar Birliği 52. Genel Kurul Toplantısında Bilgin, 2008 yılının son 3 ayında şiddetlenen ve tüm dünyayı derinden sarsan ekonomik krizin Türkiye'yi ve bankaları etkilediğini söyledi.

Ekonomik krizin sebebinin esasında finansal sistemin kendi başına bırakılmışlığı olduğunu dile getiren Bilgin, şunları kaydetti:

''Krizin bize göre finansal anlamda en üst seviyede olduğu aylar, 2008'in son 3 ayı ile 2009'un ilk 3 ayını kapsayan 6 aylık süreçtir. Son 2 ayda ise krizin biraz kanıksandığını, finansal sistemden reel sektöre kayışını izlemekteyiz. Eylül 2008'den mayıs 2009'a kadar sekiz aylık sürede bankacılığımız kredileri ve mevduat düzeyi bakımından, kurlardaki değişmeleri ve parite etkisini giderdiğimiz zaman kredili mevduat düzeyi bakımından 8 ay önceki halini koruma gayreti içinde olmuştur. Yurt dışı kaynaklar oldukça gerilemiştir. Mevduatın ortalama vadesi 28 güne düşmüştür. Bankalarımız gelecekle ilgili beklentilerinde daha ihtiyatlı davranmaya başlamışlardır. Bunu da kredi politikalarına yansıtmışlardır.''

Son günlerde kredilerdeki tedirginliğin bir miktar azalmış olmakla beraber, hala eski günlerdeki performansından çok uzakta olduğunu ifade eden Bilgin, kurum olarak bankacılık sektörüyle reel sektörü, birbirinden tamamen ayrı iki farklı yapı olarak düşünmediklerini söyledi.

Bilgin, krizin en şiddetli günlerinde bazı münferit olayları hep beraber gördüklerini ve yaşadıklarını hatırlatarak, dünya bankacılık sistemiyle karşılaştırıldığında Türk bankalarının performansı ve duruşunun farklı bir boyutta olduğunu belirtti. Tevfik Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Mevduatın krediye dönüşümü, yüz liralık mevduatın ne kadarı kredi olarak kullanılıyor anlamında baktığımız rasyo, ekim 2008 başında en yüksek düzeyi olan yüzde 92'ye ulaşmıştı. 15 Mayıs 2009'da ise bu oran yüzde 83,1'e gerilemiştir. Aynı tarihlerde hazine bonosu, devlet tahvili gibi  menkul değerlere dönüşüm oranı ise yüzde 43,8'den yüzde 46,8'e yükselmiştir. Bu 8 aylık süreçte mevduatın krediye dönüşüm oranında yüzde 8,7 puan azalma, mevduatın menkul değerlere dönüşüm oranlarında ise 5 puanlık bir artış söz konusudur. Bankalarda, krizin şiddetli günlerinde mevduat ve kredilerde birbirleriyle bağlantılı bir azalma yaşanmıştır. Bankaların kredi portföyü takibe dönüşüm oranı eylül 2008'de yüzde 3,1'iken 15 Mayıs 2009'da yüzde 4,5 düzeyine gelmiştir. Beklentimiz sektör genelinde 2009 yıl sonunda, bankacılık sistemi kredileri takip oranının en kötü senaryolarda yüzde 7-8'ler düzeyinde olacağı yönündedir.''

Bankacılık sektörünün takibe dönüşüm oranının yüzde 20,5 olması halinde sistemin ortalama rasyosunun yüzde 8 gerilediğini gösterdiğini belirten Bilgin, bunun ise şu anda 4,4 rasyonun yaklaşık 5 katı büyüklüğünde olduğunu söyledi.

"Ülkemiz diğer ülkelere göre yoluna daha avantajlı konumda devam etti"

''Kredi kartları takip oranı aralık 2008'de yüzde 6,52'iken bu oran 15 mayıs 2009'da yüzde 8,79 düzeyine hızla yükselmiştir' diyen Bilgin, bankacılık sisteminin mart 2009 sonu itibariyle 5,2 milyar TL kar açıkladığını, 2009 yılının tamamında, yılın kalan aylarında bir miktar azalmakla beraber bu karın 2008 karını yakalayabileceğini söyledi.

Bilgin, kredi kalitesindeki bozulma ihtimaline ve beklenmedik olumsuz gelişmelere karşın bugün elde edilen karları bir tampon gibi gördüklerini belirterek, karın süreklilik arz eden gerçek işlemlerden elde edilmesi gerektiğini ifade etti.

Bankacılıkla ilgili muhtelif yorumların yapıldığını ifade Bilgin, ''Dünya gündemine bakıldığında son 1 yıl içinde krizde ortalama yüzde 18'lik sermaye yeterliliği rasyosuyla giren, açık pozisyon taşımayan banka katili riskli türev ürünleri kullanarak 5-6 yıl çok iyi karlar yapmaktansa bu ürünlere girmeyerek kendi kendilerine sınır koyan, batıdaki muadilleri 1 lira sermaye ile 40 liralık iş yaparak o kadar getiri elde ederken 1 lira ile 8 liralık iş yaparak daha fazlaya tamah etmeyen, 2001'deki kredi portföyünün yaklaşık 10 katı büyüklüğünde bir portföyle krize gidip bunu olabildiğince yönetmeye çalışan, kriz tecrübesi batılı meslektaşlarından çok daha derin olan, birbirlerini kötülemeden aynı gemide olma anlayışıyla hareket eden ve birçok ülkede genel kurulu toplama gücü kalmamışken gayet kendinden emin bir şekilde 52. genel kurulunu yapabilen bankalarımız ve bankacılarımız hakkındaki takdirleri sizlere bırakmak istiyorum'' diye konuştu.

Gelecek yıl, genel kurulun yapılacağı günlerin krizin sonlarına gelindiği günler olmasını istediklerini ifaden Bilgin, sözlerini şöyle devam etti:

''Bankacılığımızın katkısıyla ülkemiz diğer ülkelere göre yoluna daha avantajlı konumda devam etti. Bugünlerde hiç kimsenin yapmak istemediği bir işin nasıl yapılması gerektiğini tüm dünyaya gösteren değerli bankacılarımızın 52. genel kurulunun hayırlısı olmasını diliyor, bundan sonraki yönetimimizin de bölgemizde bankacılık anlamında lider olma anlamında gerekli gayretleri göstermesini istiyoruz.''