Talaşlı imalatta atıl kapasite korkusu
Talaşlı imalat sanayinde önemli sorunlar var. Bunların başında atıl kapasite geliyor. Yeterli miktarda tezgah olmasına rağmen her yıl 3 milyar dolarlık ithalat yapılıyor.
Özüm ÖRS
ANKARA - Gazeteniz DÜNYA, OSTİM'de talaşlı imalat sektörünün nabzını tuttu. OSTİM Vakfı Genel Sekreteri Gülnaz Karaosmanoğlu koordinasyonluğunda ve OSTİM OSB ve OSTİM Danışmanlık ve Eğitim Merkezi (ODEM) işbirliğinde gerçekleştirilen toplantıda DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, Yazı İşleri Müdürü İbrahim Ekinci, Yurt Haberleri Şefi Handan Sema Ceylan ve Ankara Temsilcisi Ferit B. Parlak, sektör temsilcilerinden sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledi.
Toplantıda sanayinin öncelikle fason imalattan çıkması gerektiğine dikkat çekilirken, nitelikli eleman sorunu da gündeme geldi. Sanayiciler, öncelikle eğitimcilerin eğitilmesi gerektiğini vurguladı. Şirket açmanın kolaylaştırılmasının da sorun yaratacağına dikkat çeken sanayiciler, belirli kriterlerin oluşturulması gerektiğini ve üretim için ‘ehliyet' verilmesi gerektiğini kaydetti. Buna ek olarak, danışman eksikliğinin sektöre yansımalarının büyük olduğuna işaret edildi. İşte OSTİM'deki sektör temsilcilerine göre sektörün büyümesinin önündeki engeller ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri:
"Sorunları tezgah başında çözüyoruz"
Türk makine sektörünün kapasite olarak oldukça iyi bir durumda olduğunu bildiren Mikron Makine Kurucusu Alaaddin Yılmaz, sanayide büyük bir bilgi birikiminin bulunduğunu belirterek 'Yurtdışına iş yapmanın getirdiği bir kültür oluştu" dedi. Sektörün önemli bir probleminin kalitede süreklilik olduğuna dikkat çeken Yılmaz, 'İkinci problemimiz ise, belki Ankara'da oturduğumuzdan böyle, Konya'da böyle değil mesela; sanayiciler olarak hep birilerine iş yapma derdindeyiz; TAI'ye, Arçelik'e. Bunlar olmasa veya biz kendi kendimize ne yapıp satabiliriz, diye düşünmüyoruz. Türkiye, Türk sanayisi fasonculukta fena değil" dedi. Sanayinin ciddi finans sıkıntısı olduğunu kaydeden Yıldırım, 'Finans sıkıntısını çözen bir sürü yetenekli sanayici eminim güzel işler yapar. Fason işlere yönelmenin en büyük sıkıntılarından biri bu zannediyorum" dedi.
Türk sanayisinde ustabaşının, işçinin düşünmediğini savunan Yılmaz, 'Bu Türkiye'nin en büyük problemi bence. Düşünen, düşünerek iş yapan adam ihtiyacı var" dedi. Talaşlı imalatı iyi bildiğini dile getiren Yılmaz, bu alanda danışman alınabilecek çok fazla insan olmadığını belirterek 'En büyük sorunumuz ise şu; biz imalatta masa başında problemleri çözemiyoruz. Masa başında problem halbuki yüzde 90 çözülür. Bu da zor oluyor. Büyük zaman kaybıyla, büyük tahribatla oluyor. Deneme yanılma ile oluyor" dedi. Sanayicinin aktaracağı bilgi birikiminin olmamasının da önemli bir sorun olduğunu kaydeden Yılmaz, 'Bilgiyi gelecek nesillere aktaramıyoruz. Bir işin nasıl yapılacağını sadece Mustafa Usta biliyor. Yukarıda, dosyalarda yazılı değil. Arşivimiz iyi değil sanayici olarak. Bunun farkında mıyız? Hayır, önemsemiyoruz bunu. Bugün yaptığım bir işi 5 sene sonra geldiği zaman aynı kalitede yapmam için bir doküman olması lazım. Numune yok" dedi. Yılmaz, mevcut ihale sisteminin, ihalenin en ucuz fiyata verilmesi üzerine kurulu olmasından ötürü de kalitenin oluşmasının mümkün olmadığını kaydetti. Yılmaz, teknik resme sadakat konusunda hala sıkıntıların olduğunu bildirdi.
"Sorunun temelinde ucuzluk yatıyor"
[PAGE]"Sorunun temelinde ucuzluk yatıyor"
İMTES İmalat Teknolojileri Şirket Müdürü Harun Reşit Pamuk, sanayinin öncelikle fason imalattan kurtulması gerektiğine dikkat çekerek 'Fason imalattan kurtulanlardan birisiyim ben şu anda. Fason imalatı bırakmış ve kendi özgün imalatına dönmüş bir firmayım ben şu anda" dedi. Firmaların kendilerini eleştirmesi gerektiğini vurgulayan Pamuk, 'Ucuzcuyuz ve hazırcıyız. İşin temelinde bu yatıyor. İmalat sıkıntımız da burada yatıyor. Personel sıkıntımız da burada yatıyor. Tek hizmet verebildiğimiz nokta ucuzculuk" dedi. Yeni çıkan ticaret kanunu ile şirket açmanın kolaylaştırılacağını hatırlatan Pamuk, 'Şimdi her isteyenin işletme açmasını kolaylaştırırsanız bu ucuzculuğu sonuna kadar götürürsünüz. Ne para getirisi olur, ne vergi getirisi olur, ne sigorta primi ödenir, karlılık olmaz. Yani binlerce, yüzlerce kar etmeyen işletme olmasının yerine, sayısı belli kar eden işletmelerin olması daha mantıklı değil mi? İşte bu yüzden işletme açarken belirli bir kriter olması lazım. Bizim önce ucuzculuktan kurtulmamız lazım" diyerek ucuzculuktan kurtulduktan sonra kalitenin de, finans sıkıntısının da kendi kendiliğinden oturacağını belirtti. Sektörün devletten destek istediğini kaydeden Pamuk, bunun bir anlamının bulunmadığını söyleyerek 'Bir sürü talaş imalatçı firma var ve bunların iş yapmaları gerekiyor. Şimdi o kadar çok tezgah var ki. Bu tezgahların 24 saat çalışması lazım. Kimin atölyesinde bu tezgahlar 24 saat çalışıyor? Kimseninkinde. Herkeste tezgah var, parası olmayan bile gidip borçla alışveriş yapıyor. Önce bu tezgahların 24 saat doldurulması lazım. Birinci tezgahı 24 saat doldurduktan sonra ikincisi alınmalı. Bu tezgah çöplüğünü veya bundan sonra olacak tezgah çöplüğünü engellemek lazım" dedi.
Bütün şehirlerde organize sanayi bölgelerinin olduğunu belirten Pamuk, bu bölgelerde az sayıda bulunan akil adamların sanayicileri yönlendirmesi gerektiğini söyledi. Pamuk, 'Bu akil adamlar toplanır. Görevleri de sanayiyi geliştirmek olur" dedi. Sanayicilerin kendi adına 'bir şeyler yaptım' diyebilmek için yatırım yaptığını ifade eden Pamuk, 'Ancak bu dağınık organizasyonla bir yere varılmaz. Ayrıca sorunların özüne inmeniz lazım. Biz böyle bir talaş imalatında hala niye tezgah üretmiyoruz? Bir tane arkadaşımız üretiyordu OSTİM'de yüzüne bakmadılar. Bir kere bizim bu yerli yapıyı bir oturtmamız lazım. Ben uçakta bunu Ekonomi Bakanı'na da söyledim. Uçak yapıyorsunuz, ama bütün parçalarınız, kullandığınız malzemeler, tüm girdileriniz dışarıdan olduktan sonra ne anlamı var yerli uçak üretmenin? Önce bunların altyapısını bir sağlayalım. Biz soruna el attığımız zaman ortasından bir yerden el atıyoruz sonra da halledeceğim diye çabalıyoruz. Sorunun temelini bulmamız lazım, sorunun temeline inmemiz lazım" dedi.
"İşveren mühendisi uzaklaştırıyor"
[PAGE]"İşveren mühendisi uzaklaştırıyor"
Sanayiin cazibeli bir yer olarak gösterilmediğine dikkat çeken Küçükpazarlı Havacılık Genel Müdür Yardımcısı Güner Koçak, 'Sanayi aslında hep bir öcüydü. Bugün bile böyle. Yeni yetişen çocuklara sorun, sanayide çalışmak ister misiniz diye? Hayır derler" dedi. Türk sanayisinde çalışan mühendis oranının sadece yüzde 1 olduğunu kaydeden Koçak, işverenlerin tutumu sebebiyle mühendislerin sanayiden uzaklaştığını söyleyerek işverenlerin eğitimini artırmak gerektiğini vurguladı. İşverenlerin fazla hakim olmadıkları konulardan korktuğunu gözlemlediğini dile getiren Koçak, 'Örneğin, yalın üretime geçmeliyiz diyorsunuz. Yalın üretime geçtiğiniz zaman işvereniniz bundan korkuyor. Danışmanlık diyorsunuz. Danışmanlık bile çok büyük bir kültür. Birine danışsanız bile bildiğinizin doğruluğunu test etme zorunluluğu var. Genelde işler öyle yürümüyor. İşverenler kendi işlerinin eksiklerini göstermekten çekiniyorlar. Tabii danışman da iyi olmalı. Bir danışman geliyor, kitabı açıyor şu şöyle olacak, bu böyle olacak diyor, gidiyor. Ama kim yapacak onu? Normalde adam onu yönetebilecek iradeyi gösterse zaten yapar. Danışman da o kapıdan geçmeli ki fayda sağlasın" dedi. Basına da görevler düştüğünü dile getiren Koçak, sanayiciye yol gösterecek şekilde başarı hikayelerinin yayınlanabileceğini ifade ederek, 'Ben 1975'te sıfırdan başladım yavaş yavaş işleri büyüttüm demek başarı öyküsü değildir. Ama bazıları birden bir sıçrama yapmıştır. Burada önemli olan o sıçramayı nasıl yapmış, nelere dikkat etmiş, asıl bunları yazmak gerek. Diğer firmalara örnek olması için" dedi. Koçak, bir firmanın en güçlü yönlerinin çalışanları ve sistemi olduğunu dile getirdi.
"Üniversitelerle pratik eğitim yok"
Alkan Makine İdari İşler Yöneticisi Filiz Akcan, sektörün teknolojiyi bir şekilde yakaladığını belirterek nitelikli eleman sıkıntısına dikkat çekti: 'Düşünen insandan bahsedildi, nitelikli işgücünü bırakın biz çırak bulmakta bile zorluk çekiyoruz. Eminim bu birçok firmada da böyledir. Üniversite mezunlarının pratik eğitimleri yok. Üniversitelerle işbirliğinde daha çok pratik odaklı bir eğitim verilmesi sağlanabilir" dedi. Günümüzde verimlilik konusunun öne çıktığını kaydeden Akcan, 'Kapasite kullanımı öncelikli konuşuluyor. Bunların ne kadarı 24 saat çalışıyor veya tam kapasite çalışılıyor? Gerçekten yeni yatırımlara ihtiyaç var mı? Bu yatırımlar gerçekten ihtiyaç dahilinde mi yapılıyor yoksa işte alayım da koyayım lazım olur şeklinde mi yapılıyor onu bilemiyorum. Yani bunlar bence şuan temel yaşanan sorunlar" dedi. Talaşlı imalatın pek çok sektörde temel olduğunu vurgulayan Akcan, 'Bir makine yapacaksanız talaşlı imalattan geçer. Orada verimliliği sağlamak için bir şeyler yapmak gerekli" dedi.
"Hocalar tezgahı bizden öğreniyor"
[PAGE]"Hocalar tezgahı bizden öğreniyor"
Devletin işyeri açılırken ehliyet vermesi gerektiğini belirten Bem Ltd. Şti. Firma Sahibi Oben Erdoğuş, 'Üretim sertifikası tarzında bir ehliyet verilmeli. Bilen adamın kim olduğundan emin olmak amacıyla" dedi. Millet olarak iki huyumuzu değiştirmemiz gerektiğini kaydeden Erdoğuş, şunları söyledi: 'Birincisi bilgiyi başkasından kabul etme. Buna aşırı kapalıyız. Bu yüzden inanılmaz para kaybediyoruz. Bir de garip bir çekişme var aramızda. Yardımlaşma yapmamız lazım. Çekişmeleri kaldırmamız lazım" dedi. Eğitim konusunun da önemli olduğunu kaydeden Erdoğuş, 'Bilgi birikimimiz çok az seviyede. Fabrikada çalışan mühendisler, firma sahipleri, başındaki operatör, hep böyle. Daha da kötüsü, çıraklık okulundan, iki yıllık teknik eğitim fakültelerinden, üniversitelerden hocalar bize bu tezgahı öğret, diye geliyor. Daha doğrusu onları eğitecek adamların eğitimi önemli" diyen Erdoğuş eğitimcileri eğitmenin daha önemli olduğunu dile getirdi.
Erdoğuş, 'İnanılmaz derecede eleman sıkıntısı var. Bu ülkede işsizlik var diyen insanla benim kavga edesim geliyor. Adamsızlık var bu ülkede, işsizlik yok" dedi. Kredi veren kuruluşların tutumunu eleştiren Erdoğuş, '100 bin lira kredi çekerken 200 bin lira teminat istiyorlar. Bu mantıklı mı?"
"Öncelik insan, imkan ve mekanda"
Dünyadaki ülkelerin öncelikle özgüven ile kalkındığını ifade eden Dizayn Makine Mühendislik Kurucu Üyesi Behzat Zeydan, 'Bizim bu özgüveni yakalamamız lazım. Hep Avrupa, hep dünya dediğimiz anda hep aynı noktada sayarız. Herkes bir özgüven içerisinde yaptığı işi en iyi şekilde yaparak, dünyadaki yenilikleri takip ederek yabancı fuarlara giderek dünya ne yapıyor bunları görerek, bizler bu şekilde bir yerlere geleceğiz ve gelmişiz. Şu anda o takipleri yapıyoruz, gençlerimizi yönlendiriyoruz" diye konuştu.
IDEF fuarında bir tane bile yerli CNC tezgah görmemenin üzüntüsünü yaşadığını belirten Zeydan, Türkiye'de tezgah üretimine ilişkin 3 girişimin de fiyaskoyla sonuçlandığını kaydederek 'Türkiye'de görünmeyen güçler bizim üretim sektörünü baltalamak için el birliğiyle çalışıyorlar" dedi. İnsan, imkan ve mekan kavramlarına önem vermek gerektiğini dile getiren Zeydan, 'Öncelikle kaliteli insan yetiştireceğiz. Bu insan hem dürüst, çalışkan olacak hem de işini en iyi derecede yapacak. Eğitimli insan, bilgili insan, çalışan insan bizim en önemli birinci meselemizdir diyorum" dedi. Bu insana imkanlar verilmesi gerektiğini bildiren Zeydan, 'KOBİ'lerin, sanayicilerin birinci meselesi insandır, ikinci meselesi ise finanstır" dedi. Buna ek olarak uygun bir yerde, altyapısı uygun bir işyerinin önemli olduğunu kaydeden Zeydan, 'Uygun bir mekan olmadığı zaman yapılan ürün de orada gözükmüyor" dedi. Sanayicilerin danışmanlık hizmetlerine kapalı olduğunu söyleyen Zeydan, ODEM'de Danışmanlık Kurulu'nda bulunduğunu söyleyerek 'Genel Müdürümüz ve oradaki arkadaşlarımız çırpınıyor işverenlere bu tür konularda hizmet verelim diye. Ancak aldıkları cevaplar üzücü oluyor" dedi.
"Şu anda tamamen kopyacıyız"
[PAGE]"Şu anda tamamen kopyacıyız"
Tezgahın çok önemli olduğunu dile getiren Gözükara Medikal Finans Müdürü Hüsnü Ertuğ, 'Bizim en büyük sorunumuz dışarıya bağımlılık" dedi. Ertuğ, firmalar arasında bilgi paylaşımı olmadığını ifade etti. Ertuğ, 'Biz şu anda tamamen kopyacıyız. Bize bir şeyler verilmesi lazım ki yağalım. Ayrıca çalışanlar da tam olarak teknik resim okumayı bilmiyor. Bazı yerlerde, mühendislik alanında gerçekten danışmana ihtiyacımız var. Bu kesin" dedi. Medikal sektörün yüzde 80 dışa bağımlı olduğunu kaydeden Ertuğ, üreticilerin fazlalaşmasına yönelik devletin planlama yapması gerektiğini bildirdi. Ertuğ, 'Öncelikle medikal sektörde yüzde 80 hangi ürünler üretiliyorsa bu ürünleri bir kategoriye ayırıp öncelik sırasına dizmek gerekli. Medikal çok gündeme geldiği için firmalar çoğalıyor. Bunları bir düzenlemeye sokmak lazım. Tarımda yapılıyor, medikalde de yapılması lazım" görüşünü dile getirdi.
"Kurumsallaşma hedeflerimiz yok"
Taşçı Makine Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Taşçı, talaşlı imalatta istikrarlı büyümenin olmadığını belirterek 'Talaşlı imalatta ömrü uzun olan çok az oluyor" dedi. Talaşlı imalatın geleceğini de uzun ömürlü görmediğini kaydeden Taşçı, kalifiye eleman bulmanın zor olduğuna dikkat çekerek 'Bu danışmandır, teknisyendir. Biz kurumsallaşmayı düşünmüyoruz. Bizim kurumsallaşmak gibi çok büyük hedeflerimiz yok" dedi.
Birkaç ay içerisinde yerli türbin yapacaklarını kaydeden Taşçı, bu türbinin yüzde 90'ını kendilerinin yapacağını belirterek 'Daha Türkiye'de 200'den fazla test yapılacak. Sizin de dediğiniz gibi bazı hocalardan yardım alıyoruz ama danışman mantığı burada başlıyor" dedi.
Toplantıda öne çıkanlar
Türk sanayisinde çalışan mühendis oranını sadece yüzde 1, işverenlerin tutumu nedeniyle mühendisler sanayiden uzaklaşıyor.
Nitelikli işgücünü bırakın, çırak bulmakta bile zorluk çekiyoruz. Üniversitelerle işbirliğinde daha
çok pratik odaklı bir eğitim verilmeli
Bilgiyi gelecek nesillere aktaramıyoruz. Bir işin nasıl yapılacağını sadece ustası biliyor, arşivimiz yok. Bunun farkında mıyız? Hayır.
Basına da önemli görevler düşüyor. Sanayiciye yol gösterecek şekilde başarı hikayeleri yayınanmalı.
Türkiye'de tezgah üretimine ilişkin 3 girişim de fiyaskoyla sonuçlandı. Görünmeyen güçler üretim sektörünü baltalamak için el birliğiyle çalışıyorlar.