Tekfen'in genel müdürü Ümit Özdemir: 2008'de 900 milyon dolar ciro yapacak, kalifiye eleman bulsa Ortadoğu'da işini 2'ye katlayacak
Tekfen'in genel müdürü Ümit Özdemir: 2008'de 900 milyon dolar ciro yapacak, kalifiye eleman bulsa Ortadoğu'da işini 2'ye katlayacak
52. yaşını kutlayan Tekfen'in, temelleri Feyyaz Berker, Nihat Gökyiğit ve Necati Akçağlılar'ın 1956 yılında bir araya gelmeleriyle atılmış. Öğrenimlerini inşaat mühendisliği üzerine yapan Berker, Gökyiğit ve Akçağlılar'ın Amerika'dan döndükten sonra devlet görevlisi olarak çalıştıkları Bayındırlık Bakanlığı, Tekfen'in kurulmasında yolların kesiştiği nokta olmuş. Ortakların devlet görevinden ayrılarak bir araya gelmesiyle Tekfen Holding'in çekirdeğini oluşturan ilk girişim, Türkiye'nin NATO'ya üye olması nedeniyle mühendisliğin önem kazandığı ve yurt çapında imar faaliyetlerinin hızla arttığı bir dönemde gerçekleşmiş. Özel uzmanlık gerektirmeyen düz inşaat ve hafriyat işleri gibi faaliyetlerin ardından, İstanbul Boğazı'nın altından 6 inçlik iki adet akaryakıt borusunun geçirilmesi işi, projeye taşeron olarak katılan Tekfen'in ilk kez bir boru hattı projesiyle tanışmasını sağlamış. Bu iş gelecekte dünyanın sayılı boru hattı müteahhitlerinden biri haline gelmesiyle sonuçlanacak bir sürecin ilk adımını oluşturmuş. 1960'ların başında Türkiye'nin sanayi yatırımlarına sahne olması, şirketin faaliyetlerinin daha çok sanayi ve altyapı tesislerine yönelmesine yol açmış. Bu dönemde, Türkiye'nin haddelenmiş yassı demir-çelik ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilen Ereğli Demir Çelik Fabrikası'ndaki bazı düz inşaat işleri üstlenilmiş, aynı zamanda fabrikanın soğutma ve kullanma suyunu temin eden Gülüç Barajı inşa edilerek Tekfen'in o güne kadarki en önemli projelerinden biri gerçekleştirilmiş. İnşaat sektöründeki iş ve para akışının düzensizliğine karşı sanayi alanında yatırım yapmak amacıyla İstanbul'da kurulan ampul fabrikasıyla kısa zamanda ampul piyasasının üçte birine hakim olunmuş. Tekfen'in ampul konusuna çok yönlü bakışı, Philips ile ortak olarak 1966 yılında ampul kavanozu ve flüoresan imal etmek üzere İzmit'te ikinci bir fabrika kurulmasıyla daha da zenginleşmiş. Türkiye'nin artık ampul üretimi için cazip bir pazar olma özelliğini yitirmesi nedeniyle 2002 yılında üretimin Çin'de devam ettirilmesine karar verilmiş. Ceyhan'da üretime başlayarak kısa zamanda kimyasal gübre pazarının önde gelen oyuncularından biri haline gelen Toros Gübre'nin kuruluşu firma tarihinin en önemli köşe taşlarından biri olmuş. Ceyhan'daki fabrikaya daha sonra Akgübre ve Samsun gübre fabrikalarının da katılmasıyla, Toros Grubu Türkiye'nin en büyük kimyasal gübre üreticisi haline gelmiş. Tekfen Dış. Tic. AŞ'nin endüstriyel yatırımlarının en önemlilerinden biri de 1976 yılında dayanıklı süt ve süt ürünleri üretimi yapmak üzere kurulan Mis Süt. 1980'lerden itibaren ihracat olanaklarının artması sayesinde Mis Süt, önemli bir büyüme trendi yakalamış ve ilerleyen yıllarda kendi sektöründe pazar liderliğini ele geçirmiş. 2000 yılında yabancı bir firmaya satılan Mis Süt ile başlayan ve kısa zaman içinde önemli bir hacme ulaşan ihracat faaliyetleri, Tekfen dışında başka firmaların da ürünlerini yurtdışına pazarlamak üzere 1981 yılında Tekfen Dış. Ticaret AŞ'nin kurulmasına zemin hazırlamış. 50'ye yakın ülkede faaliyet gösteren şirket 6 yıl içinde Türkiye'nin en büyük ihracatçısı unvanını kazanmış. 1989 yılında inşaatına başlanan ve bağlantı yollarıyla birlikte uzunluğu 300 kilometreyi aşan Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otoyolu, bir defada yapılan en yüksek bedelli iş olarak firma tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş, bu proje ile birlikte Tekfen'in sanayi yapıları ve petrol-gaz tesisleri dışında altyapı ve kamusal yapı inşaatlarına yönelik faaliyetlerinde de önemli bir artış meydana gelmiş. Tekfenbank doğuyor Proje finansmanı konusunda karşılaşılan zorluklar, 1980'lerin ikinci yarısında grubun bir yatırım ve finansman bankası kurma kararı almasına yol açmış ve 1989 yılında Tekfenbank kurulmuş. Grubun ticari bankacılığa girme kararı doğrultusunda 2001 yılında Bank Ekspres satın alınmış ve tek şubeli bir yapıdan çok şubeli bir yapıya geçilmiş. 2006 yılında Yunanistan'ın ikinci büyük bankası olan Eurobank EFG ile bir ortaklık anlaşması imzalanması, Tekfenbank hisselerinin yüzde 70'inin Eurobank EFG'ye devri, gerek pazar payı olarak, gerekse kârlılık olarak Tekfenbank'ın daha üst sıralara taşınması için gerçekleştirilmiş. Biz de Grubun Genel Müdürü Ümit Özdemir ile devam eden ve planlanan projeleri konuştuk. "Sahra Çölü'nden su çıkarıyor" Libya'da tek kontratta alınan en büyük işi biz yapıyoruz. 500 milyon dolarlık 'insan yapımı büyük nehir'. Bu, Kaddafi'nin başarılı projelerinden birisi. Sahra çöllerinde 20 milyon yıllık eski sualtı rezervlerini 1000-2000 metreden pompayla çıkarıp, sahile gönderiyorlar ve orayı yeşillendiriyorlar. Şu ana kadar Libya bu projeye 15-20 milyar dolar para harcadı. Biz de projenin bir fazını yapıyoruz. Boruların çapı 4.5 metre, 80 ton ağırlığında. Her bir boruyu bir kamyon taşıyor. Boruları devlet veriyor, mazot da ucuz. Bu malzeme bedava olmasa işin değeri 1.5 milyar dolara çıkar. "Azerbaycan'da kendimizi evimizde hissediyoruz" Bulgaristan'da bir kuvvet santralı inşa ediyoruz. Fas'ta rafineri ve yol projeleri yapıyoruz. Azerbaycan ve Kazakistan'da devam eden projelerimiz var. Azerbaycan'da BP'nin yükleme ve arıtma tesislerini yaptık. Oranın milli petrol şirketi SOCAR ile Asfen adında bir şirket kurduk. Şirketin yüzde 60 hissesi SOCAR'da, yüzde 40'ı bizde. Azerbaycan'da petrol platformlarını imal eden bir de fabrikamız var. Biri 18, diğeri 14 bin tonluk iki adet platform yaptık. Dolayısıyla petrol yatırımlarının içinde hep varız. Bu yıl biraz projeler yavaşladı ama bundan sonrakilerden pay almak istiyoruz. Çünkü Azerbaycan'ı iyi tanıyoruz. Şimdiye kadar çalıştığımız ülkeler içinde kendimizi en rahat, evimizde gibi hissettiğimiz bir yer. Sürpizleri yok, o nedenle de orada devam etmek istiyoruz. "Kazakistan'da 700 milyon dolarlık iş yapıyoruz" Kazakistan'da şu anda petrol üreten AGİP/ENI'nin başını çektiği uluslararası konsorsiyumun yürüttüğü biri Kashagan, diğeri Tebriz bölgesinde saha geliştirme projesi var. Hazar Denizi'nin ortasında, Kazakistan sınırı dahilindeki bölgede petrol çıkarılıyor. Bu petrolü çıkarmak için iki yol var: Birincisi Azerbaycan'ın yaptığı gibi derin sularda 200 metreye kadar olan yerde ayaklar koyarak, platform yapıp, kuyudan çıkarmak. Diğeri de Kazakistan'daki gibi su derinliği az olan bir yerde adacıklar yapmak. Oradan çıkacak petrolü karaya nakletmek. AGİP'in başını çektiği 9 büyük dünya petrol devi, bu projeyle petrolü çıkarıp, su ve kükürtten ayırarak dünya pazarına satıyor. Bunlara yabancılar PSA diyorlar Azerbaycan'da 17 tanesi imzalandı ama tek BP'nin yaptığı hayata geçti. 16 tane daha var. Dolayısıyla burada daha iş olabilir. Kazakistan'da bunlardan birinde sorun çıktı. Kazak işçilerle anlaşmazlıklar yaşandı. Bu bize sirayet etmedi ama son dönemde Kazakistan'da bizim işe başladığımız günden bu yana fiyatlar neredeyse 3 katı arttı. Hem işçilik maliyeti, hem de mazot fiyatları yükseldi. Oradaki petrol yataklarının çökmesi gibi mühendislik hesaplamalarındaki yanlışlıklardan dolayı başlangıçta tahmin edilen yatırım değeri 8 milyar dolardan 30 milyar dolara çıktı. Ortaklar arasında anlaşmazlık oldu. Bu sorunlar giderildikten sonra 3-4 yıllık gecikmeyle yeniden başlanıldı. Bizde orada başlangıçta 700 milyon dolarlık işe başladık. Bu işte ABD, İsrail ve GAMA ile ortaklığımız vardı. Biz GAMA ile yüzde 25 hisse sahibi olmamıza rağmen tüm işi yapıyorduk. Diğer iki şirket sadece yönetimdeydi. Sonra bu gemi yürümedi. Biz de ENI ile görüştük, yabancı ortaklardan ayrıldık. GAMA'yla birlikte şimdi o işleri yapıyoruz. "Kazakistan'da 5 bin kişilik kampımız var" Kazakistan'da 5 bin kişilik kampımız var, ekipmanımız var. Kazakistan'a sadece petrol sahaları işi için gitmedik. Bölgede 13 tane petrol üretim tesisi yapılacak. O bölgeye yerleşip iş kovalamaya çalışıyoruz. Dünyada petrol rezerv endüstrisine iş yapan ama her türlü emniyeti göz önüne alan şirket sayısı az olduğu için burada şansımız olduğunu düşünüyorum. Petrol endüstrisi öyle bir zıplama yaptı ki, adeta firmalar kara borsaya düştü. Tekfen olarak Kazakistan'da 25 milyon adam/saat ile kazasızlık rekoruna ulaştık. Azerbaycan'da ise bu rakam 28.5 milyon adam/saat. Bu da kazasızlıkta dünya rekoru. Biz Tekfen olarak sağlık, çevre ve emniyet konusunda her türlü sertifikaya sahibiz, o şekilde çalışıyoruz. Çevreye ve insanların yaşam kalitesine saygılıyız. "Ortadoğu'da kalifiye eleman bulsak işi 2'ye katlarız" Suudi Arabistan'da 800 milyon dolar mertebesinde 4 kontrat var. Orada yaptığımız işlerin büyük bölümü emek yoğun olduğu için en büyük problemimiz kalifiye eleman. Eleman bulamıyoruz. Eğer biz Ortadoğu'da kalifiye eleman sorunu yaşamasak, iş portföyümüzü hemen ikiye katlarız. Tekfen'de şu anda 16 bin kişi çalışıyor. Bunun 6 bin tanesi Türk, geri kalanı taşeron veya diğer ülkelerin adamları. "100 milyon dolardan aşağı işe bakmıyoruz" Umman'da 37 milyon dolarlık boru hattı işi aldık, ama pişman olduk. Çünkü hem ulaşım zor, hem de küçük proje. Biz Tekfen olarak öyle bir kartopu olduk ki, projenin toplam değeri 100 milyon doları geçmeyince yerden kalkmıyoruz. Yemen ve Tataristan'ı takip ediyoruz. Tataristan'da büyük bir rafineri yapılacak. Biz de oraya teklif veriyoruz. Katar'da ve Suudi Arabistan'da takip ettiğimiz işler var. Katar'da 800 milyon dolarlık iş yapıyoruz. Yeni olarak da 600 milyon dolarlık bir otoyol projesi aldık. "Türkiye'de boru hatlarına imza attık" Tekfen'in şu anda Türkiye'de yapılan büyük boru hatlarının tamamında imzası var. Irak-Türkiye ham petrol boru hattının hem tankını, hem de iskelesini yaptık. 1974'te ben orada saha mühendisiydim. Bizim Almanya'da da bir şirketimiz var, orada rafineri yaptık. Dünyadaki tüm petrol ve gaz projelerini takip ediyoruz. Türkiye'de rafineriler özelleştirildi. TÜPRAŞ İzmit'te bazı revizyonlar yapacak diye biliyoruz. Ceyhan'da iki rafineri düşünülüyor. O bölge bizim bölgemiz, yapılacak rafinerilerde hizmet vermeyi düşünüyoruz. İnşaatların tamamıyla ilgiliyiz. "Irak gazı için BOTAŞ ve TPAO ile ortak şirketimiz var" Irak'ta gaz rezervleri ile ilgili Türkiye'nin bazı projeleri var. Oradaki yatakların işlenip, Türkiye'ye getirilmesi ve bir kısmının burada kullanılıp, bir kısmının da başka yerlere gönderilmesi düşünülüyor. 8 yıl önce TPAO ve BOTAŞ ile bir şirket kuruldu. Bu şirkete Tekfen de yüzde 20 ortak. Eğer ortam sağlanırsa bu şirket kanalıyla oradaki gaz çıkarılıp, Türkiye'ye getirilecek. Bir kısmı Ceyhan'da işlenecek, bir kısmı da belki Nabucco'yu beslemek üzere verilecek. Bu gaz Rusya ve İran'dan ucuz olacak. Karar hükümetin ama biz de burada hizmet etmek isteriz. Proje gerçekleşirse yılda 10 milyar metreküp gelecek. "Boğaz köprüsü ile ilgiliyiz" Tekfen'in tarihinde tasfiye ettiği iş yok. Türkiye'de Gaziantep otoyolunu bitirdik. 1 milyar 900 milyon dolara mal oldu. 13 senede bitti. Sebebi ise ekonomik krizler ve siyasi çalkantılar. Her gelen hükümet bir durduruyor, sonra bakıyor, devam ediyor. Karadeniz Sahil Yolu'nda en zor kısmı Nurol ve Yüksel'le birlikte biz yaptık. Dağın ortasından 27 kilometre tünel yaptık. Sahili bozmadık. Bu nedenle o kısım en doğru projelendirilen kısımdı. Karadeniz otoyolunda zarar etmedik. Pozantı yolu, Bursaray, Karadeniz Sahil Yolu'nu yeni bitirdik. Şimdi yap-işlet-devret projeleri ile ilgilenmek istiyoruz. Boğaz köprüsü ile ilgiliyiz. Bunlarla hem müteahhit olarak ilgiliyiz hem de yatırımcı şirketler içinde pay almayı düşünüyoruz. Bizim Derince ve Ceyhan'da yılda 30 bin ton çelik işleme kapasitesi bulunan fabrikalarımız var. Türkiye'de asma köprü mühendislik tecrübesi yok. Dünyada asma köprü tecrübesi olan 3-4 firma var. Bu nedenle bu tip bir projede mutlaka yabancı mühendislik firması gerekir. Türkiye'de asma köprünün üstünü yapacak 3-4 firma var. Bunlardan birisi de Tekfen. "2008'de 900 milyon dolar ciro yaparız" 2008'de 900 milyon dolar mertebesinde ciro hedefliyoruz. İşlerimizin yüzde 95'i yurtdışında, yüzde 5'i Türkiye'de. Türkiye genelinde projeler yavaşladı onlar artınca bizim portföyümüz de artacak. Bizim taahhüt grubu altında 9 şirket var. Tarımsal sanayi grubu ve gayrimenkul geliştirme şirketimiz var. Gayrimenkul geliştirmede ABD'li OZ ile ortak bir şirket kurduk. Gayrimenkul geliştirme şirketinin elinde yeni olarak Bodrum'da bir proje var. Yavaş yavaş yayılıyorlar. Türkiye'deki taahhüt şirketleri içinde kendine entegre mühendislik şirketi olan en önemli şirketlerden biriyiz. "Ukrayna'da altın serseler gitmeyiz" Bizim her şeyimiz planıdır. 5 yıllık stratejimiz, nerede, ne iş yapacağımız aşağı yukarı bellidir. Bize birisi gelse 'Ya Rusya'da çok güzel bir bina ve hastane işi var, Ukrayna'da köprü işi var' dese biz gitmeyiz. Ukrayna'nın parası çok yok ve işlerde alavereler var. O işlerde de Tekfen yok. Ukrayna'da altın serseler gitmeyiz. Dubai'den bize kule yapımı için birçok teklif geliyor. Ama bu işi bizden daha ucuza mal edecek firmalar var. O işlerde onlara kalsın. "Çırak olarak girip sonra kendimiz yapıyoruz" Biz bir yere giriyoruz, çırak olarak öğreniyoruz sonra tek başımıza yapıyoruz. BTC'de limanı da tek başımıza yaptık. Bütün BTC paketleri içinde vaktinde ve problemsiz biten işti. Bizim yaptığımız işten idare ve BP memnun oldu. BTC'den önce Bakü'de işleme tesislerini biz yaptık. Başbakan oraya gidince şaşırdı. Orada 1.5 milyar dolarlık iş yaptık. Şimdi BTC'de ilave iş aldık. Yeni pompa ilavesiyle BTC'nin kapasitesi 10 milyon ton artacak. Hattın nominal kapasitesi 55 milyon ton/yıldı. İki pompa istasyonu daha yapılacak. Kapasitenin yıllık 80 milyon tona çıkarılması düşünülüyor. "52 yıldır kimsenin maaşını 1 saat geciktirmedik" Tekfen'in 52 yıldır isim yapmasının en önemli etkenlerinden biri de kurulduğu günden bu yana kimsenin maaşını bir gün, bir saat geciktirmedik. Tekfen'de iş devamlılığı vardır. BTC'de işi yaptık bazı firmalar bitirememişti. Bir gün BP ve BOTAŞ firmaları toplayıp 'Siz neden iş yapamıyorsunuz biliyor musunuz? Ne zaman toplantı yapsak başka birileri geliyor. Tekfen'de ise hep aynı kişi ile muhatap oluyoruz' dedi. İnşaat şirketlerinin başarılı olması için devamlılık gerekir. Bizim şantiyemizde çalışan kişilerle başka şantiyelerde de iş veririz. Bir havuz sistemi var. İşi bitenler havuza alınıyor. Yeni iş çıkınca oraya yönlendiriliyor. Bizden çıkıp iş kuran eskiden Atilla Doğan varmış. Ancak şu anda hakikaten kimse işten çıkmak istemiyor. İddialı bir şekilde çıkıp, sonra pişman olup, dönenler var. Ben Tekfen'den ayrılıp daha sonra pişman olmayan çok az kişi gördüm. "Buradan ayrılırsam herhalde intihar ederim" Ben 34 yıldır burada çalışıyorum. Hayatımda başka yerde çalışmayı düşünmedim. Buradan ayrılırsam herhalde çok üzülürüm, intihar filan ederim. Çünkü başka hayat düşünmedim. Burayla yatıp, kalkıyoruz. Patronlarımız sektörün duayenleri, onları çok seviyoruz. İş sırasında kavga da etsek iş bitince yine eski hale dönülüyor. Burası başka bir alem. Ben haftada 7 gün çalışıyorum. Çünkü Arabistan şantiyem cumartesi çalışıyor, o nedenle telefonumu hiç kapatmam. Geçen pazar yatıyorum, sabah 8'de telefonum çaldı. Suud'dan arıyorlar. Saat dilimlerine uygun çalışıyoruz.