Telekomünikasyon sektörünü rekabete açan tasarıya 'müdahale' eleştirisi

Telekomünikasyon sektörünü rekabete açan tasarıya 'müdahale' eleştirisi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Elektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı yaklaşık üç yıllık bir gecikmeyle TBMM Genel Kurulu'na sunulma aşamasına geldi. Tasarı ilk olarak 17 Ekim 2005 yılında Meclis'e sevk edilmiş, komisyonlardan geçmiş, ancak Genel Kurul gündemine alınamadığı için 22. Yasama Dönemi'nde "kadük" hale gelmişti. Gerekçesine göre, telekomünikasyon sektörünü "yeniden yapılandırıcı" düzenlemeler öngören tasarı hükümet tarafından 22 Nisan 2008'de tekrar Meclis'e gönderildi. Bayındırlık, İmar, Ulaştırma, Turizm Komisyonu'nda son şekli verildi. Sektör kuruluşları tarafından genellikle olumlu bulunan tasarı, bazı önemli eksiklikleriyle eleştiriliyor. Bunların başında "piyasa serbestleştirici" düzenlemelerin yetersizliği, AB müktesebatına uyumsuzluk, Ulaştırma Bakanlığı'nın müdahale alanını genişletirken, Telekomünikasyon Kurumu'nun bu müdahalelere açık hale getirilmesi gibi hükümler yer alıyor. Tasarıya ilişkin eleştiriler sektör üzerindeki ağır vergi yükünün azaltılmayışı, kullanım hakkı asgari ücretlerini belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulu'na bırakılması, yetkilendirme süresinin uzunluğu, geçiş hakkı ve tesis paylaşımı konularında hukuki altyapının yetersizliği üzerinde yoğunlaşıyor. Tasarı sektör kuruluşlarının yanı sıra, muhalefet milletvekillerince de eleştiriliyor. Bu eleştirileri de vergi, rekabet, AB'ye uyumsuzluk, haberleşme gizliliği konularında toplamak mümkün. Tüm eleştirilerin ortak noktası ise tasarıdaki eksikliklerin Genel Kurul aşamasında düzeltilmesi. TK'nın bağımsız karar alması engelleniyor Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak: Tasarının yetkilendirme bölümünün 6 ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülüyor, bu süre kısaltılmalı. Birçok ülkede ve AB'de uygulanmaya başlanılan altyapı-hizmet ayrımı ve kablolu TV şebekesinin özelleştirilmesi konusunda bakanlığa yetki veren bir hüküm tasarıya eklenmeli. Tasarıya göre, önümüzdeki kısa dönemde beklenen 3. nesil GSM, şehiriçi telefon, WIMAX ve MVNO lisanslarının tümü "kullanım hakkı" kapsamında kalıyor. "kullanım hakkı" asgari ücretinin belirlenmesi ise şimdi olduğu gibi yine Bakanlar Kurulu'na bırakılıyor. Bu durumda, yetkilendirme usulünde bir kolaylaştırma olmayacak. 3N hariç diğer kullanım hakkı bedellerinin belirlenmesi Telekomünikasyon Kurumu'na (TK) bırakılmalı. Kamu kuruluşlarının uydu hizmetlerini Türksat'tan alma zorunluluğu kaldırılmalı veya bu durumun sona erdirilmesi için bir tarih belirlenmeli. Tasarıda bakanlığın telekomünikasyon strateji ve politika belirleme yetkisi, kurumun yapacağı işlerle ilgili birçok maddenin içinde yer alıyor. Birçok maddenin kurumun iş yapmasını ve bağımsız karar almasını engelleyebilecek şekilde düzenlenmiş olması sektörde endişe yaratmakta. Tasarısında bu eksiklerin giderilmesi beklenirken, bu iki konu ile ilgili maddelerin emredici olmak yerine, eskiden olduğu gibi temenni edici olarak düzenlenmiş olduğu görülüyor. Tasarının gerekçeleri arasında AB ile uyumun sağlanacağı belirtilmekte. Tasarıyı incelediğimizde AB müktesebatına uygun olmayan çok sayıda madde bulunduğu anlaşılıyor. Sektördeki en büyük sorun vergi Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği Başkanı Murat Dikici: Yasanın çıkması sektör için olumlu adım olacak. 2-3 yıldır bekliyoruz. Sektördeki serbestleşmenin sağlıklı olması bu yasaya bağlı. Piyasada şu anda birçok alanda tekeller sürüyor. Serbestleşme ne kadar çabuk olursa pazarın büyümesi o kadar kolaylaşır. Sektördeki en önemli sorun vergilerin yüksekliği. GSM ve internet üzerinde ciddi vergi yükü var. İnternetin vergi dışında bırakılması gerekiyor. Bu konuda çalışmalar yapıldığını duyduk. Vergilerin düşmesi yeni teknolojilerin gelmesi ve sektörün büyümesine yol açacak. 2002 yılında pazar 5-6 milyar dolardı, şu anda 23-24 milyar dolara yükseldi, neden 45-50 milyar dolara çıkmasın? Diğer ülkelerin telekomünikasyon pazarları 65-70 milyar dolara çıkmış durumda bu tamamen serbestleşmeye bağlı, biz neden böyle olmayalım? Pazarın geleceğin yabancılar bizden daha iyi görüyor, bizse ufak tefek yol hatalarıyla gecikiyoruz. Sektördeki büyüme diğer pazarları inanılmaz şekilde etkiliyor; başta dış ticaret olmak üzere. Eskiden çantasını alan Çin'e gidiyordu, şimdi internet üzerinden ürününüzü iki dakikada pazarlayabiliyorsunuz. Her sektörün büyümesine olumlu katkısı olan bu teknolojileri daha ucuz kullandırmamız gerekiyor. Bu yasa sektörün önünü açacak. Önemli olan, yönetmeliklerin düzenli çıkarılarak yasanın herkese eşit uygulanması. Eksiklikleri olabilir, bunlar günün ihtiyaçlarına göre sürekli gözden geçirilerek giderilir. Ama 50 yılda bir yasa çıkarıyorsanız, bu da çok geç kalmış olduğunuzu gösterir. Rekabeti destekleyici ikincil düzenlemeler şart Vodafone Türkiye Telekomünikasyon Politikaları Başkanı Esen Sirel Ongun: Tasarıyla sektörde hareketlilik yaşanacak. Mobil, sabit ve internet gibi eskiden farklı hizmetler olarak görülen, ancak günümüzde yakınsamayla birlikte artık çoğu kez tek cihazdan bile verilebilen hizmetleri bir şemsiye altında toplaması açısından, tasarıyı çok önemli buluyoruz. Ayrıca 1924 yılından kalan Telgraf ve Telefon Kanunu ile diğer pek çok kanun ve yönetmeliği günümüze uygun hale getirmesi açısından da gerçekten önemli bir kanun. Tasarı sektörün serbestleşmesi açısından kritik maddeler içeriyor. Numara taşınabilirliği, sanal mobil operatörlere izin verilmesi gibi, AB ülkelerine kıyasla geciktiğimiz düzenlenmeleri de yapıyor. Bu bakımdan son derece umut verici buluyoruz. Ama, rekabet maalesef sırf lisans veya izinlerle sağlanamıyor; rekabeti destekleyici ikincil düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekiyor. Örneğin, sanal mobil operatörler çok ülkede rekabete katkısı yüksek olan şirketler; ama sadece lisansla var olamazlar, kâr edebilecekleri bir ortam gerekir. Bugünkü vergilerle bu pek mümkün gözükmüyor. Zira, bizim ödediğimiz, Hazine payıyla birlikte yüzde 60'lara yaklaşan vergiler üzerinden onlar bizden servis alıp tekrar satacaklar ve aynı vergileri onlar da ödeyecekler. Türkiye vergi konusunda dünyada şampiyon; en yakın rakibi Uganda'nın iki katı yüksek vergilendirme var. Sektör oyuncuları bu şartlar altında bile çok zor rekabet ediyorken, yeni aktörlerin sıfırdan başlayarak var olmaya çalışmaları imkansız değil, ama çok zor. Numara taşınabilirliği, yetkilendirme, sektörde rekabeti artırıcı önlemler açısından tasarıyı son derece olumlu buluyoruz. Olumsuz noktalar detaylarda saklı diyebilirim. Bunları kanun sonrasındaki uygulamalarla anlayacağız. Tasarıyla Telekomünikasyon Kurumu'na ve Ulaştırma Bakanlığı'na son derece geniş yetkiler veriliyor. Bu yetkilerle yapılacak uygulamalar ve düzenlemeler, asıl sonuçları bize gösterecek. Tasarı AB müktesebatı takip edilerek 2009'da yeniden ele alınmalı Turkcell Kurumsal Strateji ve Regülasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Çataltepe: Kanun ile ilgili çalışmaları, Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden biri olan telekom sektörünün düzenlenmesi açısından olumlu bir gelişme olarak nitelendiriyoruz. Tasarının, sektör oyuncuları tarafından değerlendirilmesi için yeterli zaman verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Diğer yandan tasarının AB müktesebatına uyum sağlamak amacıyla hazırlanmasına karşın, bazı maddelerde uygunluk sağlanamaması "Bilgi Toplumu ve Medya Faslı"nın müzakereleri sırasında sıkıntı yaşanmasına sebep olabilir. Ayrıca AB, 2009 yılında elektronik haberleşme müktesebatını değiştirecek ve yasalaşsa dahi kısa süre içinde bu tasarının tekrar ele alınması gerekecektir. Bu sebeple AB müktesebatı ile ilgili gelişmeleri de takip ederek, tasarının 2009 yılı başında tekrar ele alınmasını doğru buluyoruz. Genelde olumlu bir adım olarak görmekle birlikte tasarıda, haberleşme özgürlüğü ve AB müktesebatına uyum açısından iyileştirmelere ihtiyaç duyuluyor. Örneğin Telekomünikasyon Kurumu'nun işletmecilere getireceği yükümlülükler somut kriterlere bağlanabilir; diğer yandan işletmecilere getirilebilecek yükümlülüklerin sınırları net bir şekilde çizilebilir; yerli ve yabancı yatırımcılar için belirsiz bir ortam yaratılması engellenebilir. Sabit ve mobil ayrımı gözetmeksizin getirilen bazı yükümlülüklerdeki AB uygulamaları ile önemli farklılıklar giderilebilir. İşletmecilerin ticari faaliyetlerine müdahale açısından da AB direktifleriyle uyumsuzluklar olacaktır. AKP, özelleştirme sonrasında Telekom'un tekelline göz yumdu CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu: Bu tasarı, internet ve telefon gibi günlük yaşamımızın demirbaşı olan hizmetleri ve donanımları sağlayan elektronik haberleşme sektörünün anayasası niteliğinde. Toplumun refah düzeyinde önemli rol oynayacak bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon sektörlerini düzenleyen, teşvik eden ve hem sektörün gelişmesine hem de tüketicilerin kollanmasına yönelik rekabet koşullarının sağlanması için çok önemli. Tasarının özellikle dört konuda, iyileştirilmesi gerekiyor. Birincisi, Telekomünikasyon Kurumu (TK) ile Rekabet Kurumu arasındaki görev ve yetki paylaşımını belirlerken gerekli dengeyi TK lehine bozuyor. Ayrıca, kablo TV altyapısı üzerinden hizmet verilebilmesi için gerekli serbestleşmenin yapılmaması ve WIMAX kablosuz geniş bant lisanslarının verilmemesi nedeniyle, internet hizmetleri için tüketici sadece Türk Telekom tekelindeki ADSL'e mahkum kalıyor. Tasarı bu konuda tatminkar bir düzenleme getirmiyor. İkincisi, uluslararası karşılaştırmalara göre çok yüksek vergilendirilen telekomünikasyon hizmetlerine cep telefonlarından alınan ruhsat ücretleri gibi ek mali yükler ekleniyor. Üçüncüsü, tasarıda AB müktesebatına uygun olmayan çok sayıda madde var. Örneğin, bakanlığın telekom alanında strateji ve politika belirleme yetkisi, Telekomünikasyon Kurumu'nun yapacağı işlerle ilgili birçok maddenin içerisinde, kurumun iş yapmasını ve bağımsız karar almasını engelleyebilecek şekilde yer alıyor. Dördüncüsü, haberleşme özgürlüğü ve mahremiyetinin korunması için gerekli düzenlemeler tasarıda yer almıyor. Yüzde 55'inin satılmasından bu yana AKP hükümeti Türk Telekom'un özel tekel konumuna göz yumdu; hattâ destekledi. TK, Ulaştırma Bakanlığı'nın emri altına alınıyor MHP İzmir Milletvekili, Bayındırlık Komisyonu Üyesi Ahmet Kenan Tanrıkulu: Tasarının gerekçesinde AB ile uyum sağlanması yanında dağınık yasaların tek bir kanunda toplanması öngörülüyor. Ancak ilgili maddeler incelendiğinde durumun gerekçeyle ilgili olmadığı görülüyor. Şöyle ki: AB'deki bağımız idari otoritelerin hemen her toplantıda ele aldıkları konuların başında düzenleyici kurumların siyasi iradenin etkisinden kurtarılması, daha bağımsız görev yapabilmeleri geliyor. Bu toplantılarda alınan kararlar AB ülkelerine duyuruluyor. Telekomünikasyon Kurumu da bu toplantılara gözlemci statüsü ile öteden beri katılıyor. Tasarının komisyon tutanakları incelendiğinde birçok maddesinde AB ile uyumdan bahsedilmekte. Oysa tasarı metnindeki maddelerde bunun tam tersine düzenlemeler yapılarak Ulaştırma Bakanlığı'nın etkisi daha da artırılıyor, kurum adeta bakanlığın emri altına alınıyor. Bu ne kurumun kuruluş amaçlarıyla bağdaşıyor ne de AB uygulamalarıyla paralellik arz ediyor. 5. maddede bakanlık sadece politika belirlemekle kalmayarak, stratejiyi de belirlemekte. 6 maddede ise kuruma zorlama getirilerek bakanlık stratejilerine uygun davranması dayatılıyor. 7. Maddede 4054 sayılı kanun hükümleri saklıdır ibaresi eklenmiştir. Ancak bu ibarenin eklenmesi halinde eski kavram ve yetki karmaşası devam edecek. Kaldı ki, doğal tekellerin düzenlenmesi amacıyla oluşturulan düzenleyici kurulların görevleri arasında doğal tekel pazarlarının düzenlenerek rekabetin tesis edilmesi var. AB çerçeve direktifleri de bu yönde. 9. maddede ulusal çapta verilecek sınırlı sayıda işletmeci ihtiva eden frekans tahsis ihalesinin gerektiğinde bakanlıkça yapılacağı düzenleniyor. Böylece Telsiz Genel Müdürlüğü dönemine ve kurumun kurulduğu yıllara geri dönülecek. 60. maddeye ilave edilen bakanlığın görüşünü alma zorunluluğu kurumun bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırmakta. Dünyaya örnek olabilecek bir çalışma ortaya çıktı AKP Samsun Milletvekili, Bayındırlık Komisyonu Başkanı Mustafa Demir: Serbestleşme, tüm dünyanın üzerinde durduğu bir konu. Türk Telekom'un özelleştirilmesiyle serbestleşmede önemli bir adım atıldı. Bu tasarıyla farklı yasalar tek çatı altında toplanıyor; serbestleşme ve rekabet ortamına yönelik olarak bakanlığın ve kurumun yetkileri net bir şekilde tarif ediliyor. İlişkileri düzenleyen, sektörün olabildiğince önünü görmesini sağlayan bir tasarı. 23. Dönemde tekrar bir alt komisyon oluşturduk; daha ileri düzeyde mutabakat sağlandı. Dünyaya da örnek olabilecek bir çalışma ortaya çıktı. Türkiye şartlarını da dikkate aldığımızda iyi bir çalışma oldu. Bakanlık, GSM operatörleri, alt operatörler de tasarının bir an önce yasalaşmasını istiyor; çünkü ihtiyaçları var. Ayrıca 70 milyonu halkı ilgilendiriyor onların lehine düzenlemeler var. Tasarı, bakanlığın sektör üzerindeki görev ve sorumluluklarını açıkça tarif ediyor. Telekomünikasyon kurumunu yeniden oluşturuyor; sektör üzerinde tam regüle kuruluş haline getiriyor. Ayrıca mevcut işleyişi denetliyor, güncel problemleri tespit ediyor, çözüm yollarını oluşturarak sektörü geleceğiyle ilgili muhtemel gelişmelere duyarlı hale gelmesini sağlayacak bir yapıya kavuşturuyor. Sektördeki aktörler de kendilerini güçlendirici, tüketici yararına rekabete yönlendirici, dünyadaki gelişmelere hazırlıklı bir yapıya kavuşturulmuş oluyor. Yeni aktörlerin sağlıklı şekilde piyasaya girişini temin edecek bir yapıyı sağlıyor. Kurum gelirlerinin yüzde 20'sinin AR-GE'ye aktarılması da önemli bir düzenleme. Tasarı ne getiriyor? . Her türlü elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekelerinin kurulması ve işletilmesine izin verilmesi, gerekli frekans, numara, uydu pozisyonu ve benzeri kaynak tahsislerinin yapılması ile bunların kontrolü, devletin yetki ve sorumluluğu altında olacak. . Telekomünikasyon Kurumu'nun adı, "Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu" olarak değiştirilecek. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, elektronik haberleşme sektöründe, rekabeti tesis etmek ve korumak, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaları gidermek için düzenlemeler yapacak. Kurum gerekli gördüğü hallerde bu sektördeki rekabet ihlallerine ilişkin Rekabet Kurumu'ndan görüş alacak. . Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, elektronik haberleşme sektöründe rekabete aykırı davranış ve uygulamaları doğrudan veya şikayet üzerine incelemeye, soruşturmaya ve rekabetin tesisine yönelik gerekli tedbirleri alacak. . Rekabet Kurulu sektöre yönelik yapacağı inceleme ve tetkiklerde, birleşme ve devralmalara ilişkin kararlar da dahil olmak üzere elektronik haberleşme sektörüyle ilgili vereceği tüm kararlarda, öncelikle kurumun görüşünü ve yaptığı düzenleyici işlemleri dikkate alacak. . Kullanım hakkı sayısının sınırlandırılmasının gerekmediği tespit edilen elektronik haberleşme hizmetleri için usulüne uygun başvuruya, 30 gün içinde kullanım hakkı verilecek. Kullanım hakkı sayısı, ancak kaynakların sınırlı sayıda işletmeci tarafından yürütülmesinin gerektiği durumlarda ve kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını teminen sınırlandırılabilecek. . Tarife, her türlü elektronik haberleşme hizmetinin sunulmasında ilgili mevzuat ve düzenlemelere aykırı olmayacak şekilde yetkilendirme belgelerindeki düzenlemelere aykırı olmaksızın işletmeciler tarafından serbestçe belirlenecek. . Aboneler kullandıkları telefon numarasını değiştirmeden farklı bir işletmeden hizmet alabilecek. İşletmeciler, işletmeci numara taşınabilirliği hizmeti vermek veya taşınmış numaralara çağrı göndermek üzere kuracakları sistemler ile mevcut sistemlerinde yapacakları değişiklikler dolayısıyla oluşan maliyeti kendileri karşılayacak. . Elektronik haberleşme hizmetleri ile ilgili olarak abone veya kullanıcılara tahsis edilen frekans, numara ve hat kullanımı ile internet alan adları gibi intifa ve kullanım hakları ile işletmecilerin yetkilendirmeleri hiçbir şekilde haczedilemeyecek. . GSM mobil telefon hizmeti sunanlar nezdinde tutulan abonelik kayıtlarının tam, doğru ve güncel bilgilerden oluşmasını sağlamak için tüm abonelik kayıtları, kanunun yayımdan itibaren 1 yıl içinde güncellenecek.