The Economist: Avrupa, güçlü bir "Akdeniz için birlik" oluşturmalı
The Economist: Avrupa, güçlü bir "Akdeniz için birlik" oluşturmalı
LONDRA - İngiltere'de yayımlanan The Economist dergisinde, Fransa'nın başını çektiği Akdeniz Birliği projesi konusundaki gelişmeleri ele alırken, Akdeniz'in kuzey ve güneyinde tek bir ekonomik birimin oluşturulmasına çalışıldığını anımsatıldı. Derginin makalesinde, "Avrupa, güçlü bir Akdeniz için birlik oluşturmalı" ifadesi yer aldı. AB'nin bugüne kadar genellikle bu konuda bir prensip oluşturmak yerine Akdeniz'e bir cephe gözüyle baktığını, Fas'tan Türkiye'ye kadar uzanan hilal üzerinde yer alan ve istikrarsızlık ve terörizmin beşiği olduğunu iddia ettiği ülkelere sırtını döndüğünü kaydeden Economist, "Bazen güney Akdeniz'in ana ihracatı, tekneler dolusu yasadışı göçmenden ibaretmiş gibi göründü" görüşünü savundu. Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin işte tam da bu açığı kapatmak istediğini öne sürdü. Akdenizliler'in yeni bir kulüp kurmayı ve yalın bir başlangıç yapmayı amaçladıklarını, Fransa'nın bir sekreterya oluşturulmasını ve Mısır ile ortaklaşa yönetilmesini önerdiğini belirten yazar, ayrılacak kaynakların, güneş enerjisinin yaygın kullanımından terörle mücadeleye ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesine kadar uzanan pek çok alanda kullanılacağını kaydetti. Economist, daha önceki benzer girişimlere kıyasla şimdi umutların daha yüksek olduğunu, bölgedeki gayri safi milli hasılanın da yılda yüzde 4.4'lük bir artış kaydettiğini bildirdi. Bu giderek artan refahtan her ne kadar en çok payı Türkiye, İsrail ve Mısır alıyorsa da, bölgenin büyük bölümünün refahı paylaşabildiği de belirtilen yazıda, "Bu refahın bir bölümü petrol ve gazdan kaynaklanıyor. Ancak bölgedeki yatırımlar da finansal hizmetlerden telekomünikasyona, ticaretten inşaata kadar her alanda yaygınlaşıyor" denildi ve yeni yatırımlardan örnekler verildi. Bu projedeki zorluklar arasında, bölge ülkeleri arasındaki ticaretin az olması, siyasi ilişkilerdeki sorunlar sayılıyor. Yazıya göre, İsrail, bölünmüş Lübnan, köktendinci tehdit altındaki Fas, doğmamış Filistin, şiddetin etkisindeki Cezayir, Libya'daki otokrasi ve Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin iktidardaki partiyi kapatması ihtimali gibi siyasi tehditlere işaret edildi. Economist'teki yazıda, "Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyenler, Akdeniz kulübünün Türkiye'nin ikinci sınıf vatandaşlıkla baştan savılması için tasarlanıyor olmasından korkuyor" ifadesi kullanıldı. Paris'teki zirveye Suriye, İsrail ve Filistin liderleri de katılıyor Avrupa Birliği dönem başkanı Fransa'nın ev sahipliğini yapacağı, "Akdeniz için Birlik" zirvesi pazar günü Paris'te toplanıyor. Zirvede Türkiye'yi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan temsil edecek. AB üyesi ve Akdeniz'e kıyısı bulunan yaklaşık 40 ülkenin liderlerinin katılacağı zirvenin sonunda, ortak bildiri yayımlanacak. Suriye, İsrail ve Filistin liderlerinin katılacak olması dolayısıyla, Ortadoğu barış süreciyle ilgili gelişmelerin zirveye damgasını vurması bekleniyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, zirveden önce Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşecek. "Akdeniz için birlik" projesi, Sarkozy'nin uluslararası alanda en fazla önem verdiği projelerin başında geliyor. Proje, Barselona süreciyle aynı hedefleri içerdiği gerekçesiyle çoğu AB ülkesinin ve AB Komisyonu'nun tepkisine yol açmıştı. AB Komisyonu ile yürütülen çalışmalar sonucunda, projenin Fransa'nın başlangıçtaki beklenti ve hedeflerinin biraz uzağında kaldığı ifade ediliyor. "Akdeniz için birlik" projesi, AB ve Akdeniz bölgesi arasında başta kaçak göç, çevre, içme suyu, enerji, ulaştırma, sürdürülebilir kalkınma gibi alanlarda yakın işbirliği ve dayanışmayı öngörüyor. Birliğin, AB'ye alternatif olmadığı bildiriye girdi Haber kanalı NTV'nin ele geçirdiği "Akdeniz için birlik" zirvesinin bildirisinde, birliğin hiçbir şekilde Türkiye'nin AB üyeliğine alternatif oluşturmayacağı vurgulanıyor. Bildiride, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerini sürdüren bir ülke olduğuna dair açık bir ifade de yer alıyor. Bildiri uyarınca "Akdeniz için birlik" toplantıları kararları oybirliğiyle alınacak. Birliğin AB'ye üye olan ve olmayan ülkelere mensup iki eş başkanlığı bulunacak. AB'ye üye eş başkanının görev süresi 6 ay ile sınırlı olacak. Türkiye gibi AB'ye üye olmayan diğer ülkelerin eş başkanı ise oy birliğiyle belirlenecek. Bu eş başkanın görev süresinin 2 yıl olması planlanıyor.