Toplam kurulu güç 108 bin megavatı aşıyor

EPDK Başkanı Köktaş, özel sektörün üretim ve yatırım projelerinin; inceleme, değerlendirme ve başvuru aşamasındakiler dahil edildiğinde iki bini, toplam kurulu güç olarak da 108 bin megavatı aştığına dikkat çekti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, "Bugün itibariyle Kurulumuz tarafından lisans verilen veya lisans verilmesi uygun bulunan yeni özel sektör üretim yatırım projelerinin adedi bin 660, kurulu gücü ise 73 bin 430 megavata ulaşmıştır. İnceleme, değerlendirme ve başvuru aşamasında olan projeler dahil edildiğinde bu rakamlar proje adedi olarak iki bini, toplam kurulu güç olarak da 108 bin megavatı aşmaktadır" dedi.
 
Köktaş, Sektörel Fuarcılık tarafından düzenlenen ICCI 2012 18. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kalkınmasında tekstil, turizm, inşaat ve otomotiv gibi sektörler motor gücünü oluştururken, sanayi üretimindeki büyüme oranı içerisinde en yüksek payı enerji sektörünün almaya başladığını söyledi.
 
Türkiye ekonomisinin 2011'de yüzde 8,5 büyüdüğünü, sanayi üretiminin de geçen yılın şubat ayına göre yüzde 4,4 oranında artarken, bu oranın alt sektörlerdeki dağılımına bakıldığında en büyük artışın yüzde 11,4 ile enerji sektöründen geldiğini anımsatan Köktaş, sadece şubat ayında 2 milyar lirası hidroelektrik santrallar olmak üzere toplam 3 milyar liralık enerji yatırımının teşvik aldığını bildirdi.
 
Köktaş, son aylarda Türkiye'nin en büyük holdinglerinin yöneticilerinin ardı ardına yıl boyunca en fazla yatırımı enerji sektörüne yapacaklarını açıkladıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
 
"Türk bankalarının enerji sektörüne son 5 yılda sağladığı kredi desteği miktarı 25 milyar doları bulmuştur. Bu yıl yüzde 15-20 oranında artması beklenen bankaların verecekleri kredi miktarında sektörel düzeyde en yüksek payı enerji yatırımlarının alması beklenmektedir. Ayrıca yabancı finans kuruluşlarının Türk enerji şirketlerine finansal destek vermesi ve hatta doğrudan ortak olmasına yönelik süreç devam etmektedir. Cumhuriyetimizin ilan edildiği 1923 yılından 2002 yılına kadar ülkemize 15 milyar dolarlık yabancı sermaye yatırımı girmişken bu rakam son 9 yılda 100 milyar dolara yaklaşmıştır."
 
Özel sektörün üretim ve yatırım proje sayısı
EPDK Başkanı Hasan Köktaş, "Bugün itibariyle Kurulumuz tarafından lisans verilen veya lisans verilmesi uygun bulunan yeni özel sektör üretim yatırım projelerinin adedi bin 660, kurulu gücü ise 73 bin 430 megavata ulaşmıştır. İnceleme değerlendirme ve başvuru aşamasında olan projeler dahil edildiğinde bu rakamlar proje adedi olarak iki bini, toplam kurulu güç olarak da 108 bin megavatı aşmaktadır" dedi.
Ancak bu kadar çok sayıda projenin gerekli tüm izinleri alarak lisanslandırılmış olmasının, bu projelerin tamamının gerçekleşeceği anlamına gelmediğine işaret eden Köktaş, bu işin matematiği ve piyasa dinamiklerinin projeleri bir elemeye tabi tuttuğunu söyledi.
Yatırımlar için gerekli izinleri almanın bu işin çok önemli bir boyutu olmakla birlikte asıl maharetin bu izni sahada vücuda getirmek yani zamanında, planlandığı ve taahhüt edildiği gibi enerjiye dönüştürebilmek olduğunu ifade eden Köktaş, bunun da projelerin izinlerini tamamlamasının yanında uluslararası standartlara uygun nitelikte fizibilitelere sahip olarak finansman bulabilmesine bağlı olduğunu vurguladı.
 
Finansman sıkıntısı yok; gelecek öngörüsünü iyi yapamayan girişimciler var
Köktaş, bu niteliklere sahip projelerin finansman bulması konusunda herhangi bir sıkıntı bulunmadığını, ancak bu sektörde, gelecek öngörüsünü ve hesabını iyi yapamayan, bu nedenle finansörlere uygun gelmeyen, ardından da projeleri için sürekli yeni tadiller ve süre uzatımları peşinde koşan girişimciler de bulunduğunu kaydetti.
Dünyanın önemli uluslararası finans kuruluşlarının enerji konusunda uzman kadrolar istihdam ettiğini, bu kadroların projeleri sadece finansal açıdan değil, teknik ve çevresel açıdan da dikkatli bir şekilde incelediklerini dile getiren Köktaş, proje finansmanının, yatırım projelerini finanse etmek amacıyla kaynak sağlayanların, kredi geri ödemesi ve sermaye karlılığı hesaplamalarında projenin yarattığı nakit akışını esas aldıkları bir finansman tekniği olduğunu söyledi.
Köktaş, özellikle yenilenebilir enerji projeleri için, rüzgar ölçümler, akarsu debisi, güneş yoğunluğu, jeotermal kaynaklar için kaynağın basıncı su sıcaklığı, biogaz ve bio kütle için ise kaynağın tedariki ve enerji potansiyelinin önem taşıdığına işaret etti.
 
Enerji sektörü giderek daha rekabetçi bir yapı kazanıyor
Bunlara ilaveten, inceleme sürecinde "Elektrik üretim miktarı gerçekçi mi?" "Elektrik satışı nasıl yapılacak?", "Projenin operasyonel maliyetleri ne olacak?" gibi sorulara cevap arandığını, ayrıca yatırımının teknolojinin güncelliğini kaybetme riskinden, teknik parametrelerin değişme riskine kadar birçok unsur da değerlendirildiğini anlatan Köktaş, ayrıca, yatırım izinlerinde Türk çevre mevzuatının gerekliliklerine ilave olarak, projelerin Dünya Bankası, IFC veya Avrupa Yatırım Bankası gibi kaynakların çevresel kategorilerine uygun olarak tekrar sınıflandırılmakta ve ilgili kategorinin gerektirdiği çevre raporunun ve Çevre Yönetim Planının hazırlanmasının talep edildiğini bildirdi.
Köktaş, çevre raporlarının projenin kümülatif etkilerini de kapsayacak çevresel değerlendirmeleri içermesinin şart olduğunu belirterek, uluslararası alanda finansman bulacak bir projenin finansal, teknik ve çevresel riskleri tüm boyutları ile analiz edildiğinden bu hususlarda özel sektöre önemli sorumluluklar düştüğünü söyledi.
Hasan Köktaş, "Ülkemiz enerji sektörü giderek daha rekabetçi bir yapı kazanıyor. Bu yapıda özel sektörün gerek yatırım öncesi gerek yatırım sonrası süreçlerine yönelik doğru karar verebilmelerinin önemi de artıyor" dedi.
 
Elektrik ve doğalgaz piyasası kanunlarında değişiklik yapılacak
Özel sektörümüz yatırım aşamasında belirttiği kriterlere uymanın yanında yatırım sonrası süreç için de doğru bir risk yönetimi yapmak zorunda olduğunu dile getiren Köktaş, bunun için de daha nitelikli ve daha iyi yetişmiş insan gücü istihdamı ile karar süreçlerinde operasyonel ve finansal esneklikler sağlayacak, çeşitlendirilmiş, optimum bir yatırım portföyünün sağlanmasının önemli olduğunu söyledi.
Köktaş, Türkiye ekonomisinin motor gücü haline gelen enerji sektörünün daha da güçlendirilmesi için herkese büyük sorumluluklar ve görevler düştüğünü vurgulayarak, "Önümüzdeki dönemde gerek elektrik gerek doğal gaz piyasası kanunlarında yapılacak önemli değişiklikler ile sektörün gelişme dinamiğine ivme kazandıracak yeni yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir" dedi.
Özel sektörün de dünya ekonomilerindeki sıkıntılar ve finans piyasalarındaki dalgalanmalar karşısında siyasi ve ekonomik istikrarı ile düzenleme iklimi güvenilir bir liman niteliği kazanan Türkiye'nin enerji piyasasını güçlendirmek için dile getirdiği hususlara azami özeni göstereceğine inandığını ifade eden Köktaş, fuar ve konferansın sektörel gelişmemize ivme kazandırmasını diledi.