Tüketici güveni gerçekten arttı mı?

Manşet rakam arttığını söylese de alt endekslerde durum o kadar da iyimser değil.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet FİLOĞLU

Ağustos ayı siyasi ve ekonomik alanda birçok belirsizliğe sahne olurken, TÜİK ve TCMB’nin açıkladığı tüketici güven endeksi bir önceki aya göre yüzde 11.1 artarak 9 ayın zirvesine yükseldi. Bu noktada temmuz ayının darbe girişiminin yaşandığı ay olduğu, bu sebeple dip yaptığı söylenebilir. Ancak söz konusu istatistik ilgili ayın 1-15. günleri arasında toplanan verilerden derlendiğinden, temmuz ayı tüketici güven endeksinde darbe girişiminin etkisi bulunmuyordu. Ağustos ayı verisi girişimin etkisinin dahil olduğu ilk veri oldu.

Ayrışma bir süredir var

Aslında tüketici güven endeksleri ve gerçek tüketim eğilimleri arasındaki makas son yıllarda açılmaya başlamıştı. 2015'te tüketici güven endeksleri küresel kriz seviyelerine gerilerken, iç tüketim ise bu trende uymak bir yana ekonominin itici gücü olmuştu. Birçok ekonomik tahmin modelinde ve fiyatlamalarda önemli bir yer tutan endeksin tüketim göstergeleriyle olan ilişkisinin bu denli bozulması birçok tartışmaya yol açtı. Merkez Bankası tarafından şubat ayında Çağlar Yüncüler imzalı yayınlanan ekonomi notunda ayrışmaya kısmen açıklık getirilmişti. Araştırmanın söz konusu anomali ile ilgili çözümü ise basitti: “Analizlerinizde ana endekslerin yanı sıra alt soruların cevaplarını da dikkate alın”

Tüketici güveni endeksi dört sorunun cevabıyla oluşturuluyor

TÜİK ve Merkez Bankası işbirliği ile hazırlanan tüketici güven endeksi 18 sorudan oluşsa da ana endeks, 4 alt endeksin eşit ağırlıklı ortalamasıyla oluşturuluyor. Tamamı gelecek 12 aylık dönem için hanenin maddi durumu beklentisi, genel ekonomik durum beklentisi, işsiz sayısı beklentisi ve tasarruf etme ihtimali ile ilgili sorulara verilen yanıtlar üzerinden tüketici güveni endeksi hesaplanıyor. Hesaplamaya dahil edilmeyen 12 endeks ise ağırlıklı olarak tüketicilerin doğrudan kendi maddi durumları ile ilgili sorulardan oluşuyor. Dolayısıyla tüketici güveninin gerçekte ne olduğunun cevabı o alt endekslerin içinde.

Tüketici krediden soğuyor, harcama beklentisi azalıyor

Peki alt endekslere bakıldığında nasıl bir tablo var? Ana endeksi oluşturan 4 alt endekste de ayrışma görülüyor. Genel ekonomik durumla ilgili sorulara verilen yanıtlarda oldukça pozitif bir görünüm var. Genel ekonomik durum beklentisi yüzde 13.5, işsiz sayısı beklentisi yüzde 12.7 (Buradaki artış işsiz sayısında düşüş beklentisini yansıtıyor) ve tasarruf etme ihtimali yüzde 13.9 artış kaydetti. Hanenin maddi durum beklentisindeki artış ise yüzde 6.6’da kaldı. Diğer kalemlerde ise fark açılıyor. İç tüketimin önemli bir bölümünü oluşturan dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama yapma düşüncesi yüzde 0.2 azaldı. Katılımcıların mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna verdikleri olumlu yanıt ise sadece yüzde 3 artış kaydetti. Yarı-dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama yapma düşüncesi ise yüzde 0.5 artarak yerinde saydı. Araştırmaya göre tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali ise ağustosta yüzde 2.3 azaldı.

Otomotiv ve konutta kampanyalar etkili oldu

Alt endekslerde olumlu ayrışan iki kalem oldu. Otomobil ve konut satın alma ihtimali. Bu dönemde tüketicilerin otomobil alma ihtimali yüzde 13.3 arttı. Endeks böylece 2014’ün mayıs ayından bu yana en yüksek değere ulaştı. Asıl sıçrama ise konutta yaşandı. Son dönemde açıklanan kampanyaların da etkisi ile konut satın alma veya inşa ettirme ihtimali yüzde 25.5 yükseldi.