”Türkiye bunalımdan nispi olarak az etkilendi”

Bakan şimşek, ABD'de yaşanan ekonomik krizin etkilerinin çok kısa sürede telafi edilmesinin imkansız olduğunu belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ESKİŞEHİR - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye kendini düzene soktu, kamu finansman dengelerini iyileştirdi, borç endişe kaynağı olmaktan çıktı. Bu nedenle Türkiye dünyada yaşanan büyük bunalımdan şu ana kadar nispi olarak az etkilendi" dedi.

Bakan Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Eskişehir Şubesinin bir otelde düzenlediği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, ABD'de son günlerde ekonomik olarak olağanüstü gelişmeler yaşandığını anımsatarak, Batı ekonomilerinin, genel anlamda dünya finans sisteminin, 1930'lu yıllardaki buhrandan bu yana en büyük krizini yaşadığını kaydetti. Gelişmelerin çok kritik olduğunu, ilk defa ABD hazinesinin parça parça çözüm üretmeyi bir kenara bıraktığını ifade eden Bakan Şimşek, şöyle konuştu:

"ABD bundan sonra yeniden yapılanmaya gideceğini, TMSF gibi bir kuruluşu ortaya koyacağını ima etti. Dünya ekonomileri toparlanmazsa bunun sonuçları ABD, İngiltere ve diğer Batı ülkeleri için muazzam olabilir. Piyasalardaki çok ciddi bir yangın kontrol altına alınmış gibi bir izlenim var. En kötü dönemin zirvesine vardık diyebiliriz. Bunun reel ekonomiye yansımaları, işsizlik, dünyadaki büyüme açısından aslında sorun devam edecek. Çünkü böylesine önemli bir krizin etkilerinin çok kısa sürede telafi edilmesi imkansız. Dünya ekonomisi yavaşlayacak, yavaşlıyor. Muhtemelen dünya, buna Türkiye de dahil, bir süreliğine potansiyel bir büyümenin altında bir büyümeyle yoluna devam edecek."

"Küresel ekonominin bir parçasıyız"

Bakan Şimşek, uzun süredir dünya finans piyasalarında korkunun bir kenara bırakıldığını, aç gözlülük ve tamahkarlığın hat seviyeye vardığını anlatarak, bunun arkasında da ucuz paranın, yani düşük faiz oranlarının bulunduğunu belirtti.

Global likidite bol, faizler düşük olunca risk almanın çok kolay olduğunu ifade eden Şimşek, "Risk iştahı kabarıyor ve şirketler kazandıkça daha büyük hedefler koyuyorlar" dedi.

Bakan Şimşek, herkesin önceden dünyadaki en ufak bir tökezlemede Türkiye'nin çok ciddi şok yaşayacağını düşündüğünü, hala da içeride ve dışarıda bunu düşünenlerin bulunduğunu bildirerek, şöyle devam etti:

"Bunlar, Türkiye'de son birkaç yıldır yaşanan muazzam değişim ve dönüşümün farkında değiller. Biz bir adada yaşamıyoruz. Dünya ekonomisiyle ciddi entegre olduk, küresel ekonominin bir parçasıyız. Dünyada müthiş sıkıntılar varsa bunun Türkiye'ye de yansımaları olur. Bir kere bunu kabullenelim. Ama ne kadar? Ne boyutta? Esas kritik olan bu. Şoklara dayanıklıyız. Ama ne kadar dayanıklıyız? Birinci neden biz evimizi düzene soktuk. Son beş, altı yıldır belki Cumhuriyet tarihinde görülmediği kadar çok yüksek dozda bir mali uyum, bir mali disiplin sağlandı. Kamu finansman dengeleri ciddi bir şekilde iyileştirildi ve kamu borcu bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Türkiye bütçe açıklarını ciddi bir şekilde azalttı, giderdi. Sadece bununla kalmadık. Özelleştirme tarihinin beş katından daha fazla özelleştirme yaptık. Böylece hazinemizin borçlanma ihtiyacı sıfırlandı.

Artık biz borçları eritmeye başladık. Zaman zaman Türkiye'de borçların arttığı gündeme getiriliyor. Borçların artmaması zaten fizik kurallarına aykırıdır. Türkiye kendini düzene soktu, kamu finansman dengelerini iyileştirdi, borç endişe kaynağı olmaktan çıktı. Bu nedenle Türkiye dünyada yaşanan büyük bunalımdan şu ana kadar nispi olarak az etkilendi."

"Bankalar asıl görevlerine döndü"

Türkiye'nin şoklara dayanıklı olmasının ikinci nedeninin bankacılık sektörünün oldukça sağlıklı olmasından kaynaklandığını belirten Şimşek, Türk bankalarının sermaye yapısının güçlü, karlılık oranının, aktif kalitesinin yüksek ve çok daha iyi bir risk yönetimine sahip olduğunu kaydetti.

Şimşek, 2001 yılında yaşanan krizden sonra bankaları adeta zapturapt altına aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Düzenlemelerle, denetlemelerle, yasal altyapıyı ve çerçeveyi iyileştirdik. Bankaları asli görevlerine gönderdik. Nedir asli görevleri? Aracılık yapmak yani kredi vermek. Bankalarımız uzun bir süredir ilk kez asli görevlerini yapıyorlar. Kredi veriyorlar ve bundan da para kazanıyorlar. Türkiye şoklara karşı daha dayanıklı ama tamamen aşılanmış değil. Bankacılık sektörü geçmişte krizleri derinleştiren bir sektördü. Kendisi zayıf olduğu için dışarıda, içeride bir şok yaşandığı zaman bankacılık sektörü problemi büyüten bir sektördü. Şimdi ise problemi bir miktar sınırlayan bir sektör haline geldi. Türkiye'nin şoklara dayanıklı olmasının üçüncü önemli sebebi de ülkeyi çok daha cazip hale getirmemizdir. Yatırım ortamını iyileştirdik, rekabet gücünü artırdık, potansiyel büyüme oranını yükselttik. Türkiye dünyanın en rekabetçi ülkesi değil ama rekabet gücündeki değişim itibariyle son birkaç yılda önemli mesafeler katetti."

"Türkiye'de enflasyon düşmeye başlayacak"

Türkiye'de enflasyonun 1980 ve 1990'lı yıllara oranla düştüğünü anımsatan Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

"Elbette gelinen nokta bizi memnun etmiyor. Türkiye bazı şokları yaşamasaydı enflasyon çizdiğimiz çerçeve dahilinde yakın bir yerde gerçekleşecekti. Maalesef bizim dışımızda enerji piyasası ve gıda şokunu yaşıyor. Ağustos 2008'de gıda fiyatlarındaki artışın enflasyona katkısı yüzde 32, enerji de aynı orandadır. Yani enflasyonun yüzde 65'i bu iki kalemden kaynaklanıyor. Hangi hükümet olursa olsun kuraklığa veya enerji artışına müdahale edemez. Bunlar geçici şoklardır. Eninde sonunda bu şoklar sistemden çıkacak ve enflasyon düşecektir. Bütün dünyada fiyatlar yükseldi, şimdi geri geliyor. Türkiye'de enflasyon düşmeye başlayacak. Enflasyon sadece Türkiye'de yükselmiyor. Bütün dünyada ikiye katlanıyor."