”Türkiye, krizden güçlenmiş olarak çıkan birkaç ülkeden biri olacak”
Dinçer, Türkiye'nin dünya ekonomisine giderek daha fazla entegre olduğuna dikkat çekti
İSTANBUL - Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Türkiye'nin krizden güçlenmiş olarak çıkan birkaç ülkeden biri olacağını bildirdi.
Dinçer, Fransız Paris Match dergisine verdiği röportajda, Türkiye'nin mevcut krizden güçlenerek çıkacağına inandığını belirterek, "Eğer uygun ekonomik teşviklere paralel olarak sıkı bir mali disiplin uygulanmaya devam ederse, Türkiye krizden güçlenmiş olarak çıkan birkaç ülkeden biri olacaktır" dedi.
Türkiye'nin dünya ekonomisine giderek daha fazla entegre olduğuna ve kritik bir rol oynadığına dikkati çeken Dinçer, Türkiye'nin son 4–5 sene boyunca, çok önemli bir büyüme kaydettiğini ifade etti.
Bu büyüme ivmesi ve siyasi istikrar sayesinde, Türkiye'nin giderek daha fazla doğrudan yabancı yatırım çeken bir ülke olduğunun altını çizen Dinçer, son 2–3 senede gelen doğrudan yabancı yatırımın önceki 20 sene boyunca Türkiye'ye gelen tutarla eşdeğer olduğuna işaret etti.
"Türkiye pazarları çeşitlendi"
Dinçer, Türkiye'deki ticari ilişkilerin de aynı şekilde artış gösterdiğini vurgulayarak, Türkiye pazarlarının çeşitlendiğini ifade etti.
Türkiye'nin hem dinamik ve dirençli bir ekonomiye, hem de çok genç ve girişimci bir özel sektöre sahip olduğunu vurgulayan Dinçer, "İnanıyorum ki, Türkiye 6–9 ay içinde pazardaki mevcut güçlüklerin üstesinden gelerek güçlü bir toparlanma kaydetmeye başlayacak" dedi.
Dinçer, Avrupa'nın, Türkiye'yi sadece ticari bir ortak olarak değil, tam bir müttefik ve bir üye olarak görmesi gerektiğini bildirerek, Türkiye'nin, kimsenin kaçırmak istemeyeceği fırsatlar sunduğunu ifade etti.
Röportajda bankacılık sektörünü de değerlendiren Sabancı Dinçer, Türk bankacılık sektörünün çok sağlıklı ve güçlü olduğunu söyledi. Dinçer, şöyle devam etti:
"Bunun başlıca sebebi 2000–2001 ulusal finans krizinden sonra gerçekleşen reformlar ile sistemimizi istikrara kavuşturmuş olmamızdır. Bugün sektör çok yüksek bir sermaye yeterlilik oranına sahiptir. Diğer taraftan, sektörümüz daha çok geleneksel bankacılık faaliyetlerine odaklanmış durumdadır. Türev ürünler ve bilanço dışı işlemlerin payı çok azdır. Bu durum da Türk bankalarının şeffaf bir yapıda olmasına, yatırımcılar ve kreditörler nezdinde yüksek güven algısına yol açmaktadır."
Dinçer, sektörün aynı zamanda önemli bir mevduat tabanına sahip olduğunu belirterek, diğer birçok piyasa ile karşılaştırıldığında Türkiye'deki kredi/mevduat oranının çok düşük olduğunu bildirdi.