''Türkiye mali manevra alanına sahip''
Standard & Poor’s, “Türk hükümetinin halen mali manevra alanı var'' açıklamasında bulundu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin mali manevra alanına sahip olduğunu bildirdi.
S&P tarafından Türkiye’nin kredi notu ve görünümüne ilişkin düzenlenen panelde yapılan sunumda, “Türk hükümetinin halen mali manevra alanı var. Türkiye için izlenecek beş husus; bankaların varlık kalitesi ve dış finansman, ABD ilişkileri, mali pozisyon, yerel seçimler sonrası politikalar ve şeffaflık.” ifadeleri kullanıldı.
Sunumda, “Kurumsal riskler ve ödemeler dengesi reyting açısından temel kısıtlayıcı olmaya devam ediyor. Geçen seneki para birimi krizinin ardından stagflasyon (ekonominin durgunluk sürecinde de fiyatların artmaya devam etmesi) dengelenmesi devam ediyor.” ifadelerine yer verildi.
Türk bankalarına ilişkin son 12 ayda finansal istikrar risklerinde artışın görüldüğü vurgulanan sunumda, bunun da bankaların varlık kalitesinde bozulmaya yol açabileceği belirtildi.
Sunumda konuşan S&P Analisti Maxim Rybnikov, Türk lirasında dengelenmenin görüldüğünü fakat bu yılın sonunda ekonominin yüzde 0,5 seviyesinde daralmasının beklendiğini söyledi.
Rybnikov, “Pozitif tarafta Türk hükümetinin mali manevra alanına sahip olduğunu görüyoruz. Net kamu borcunun, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranı yüzde 30’un altında. Küresel kıyaslamalara bakarsak bu çok yüksek bir seviye değil.” ifadelerini kullandı.
"Türkiye’nin acil finansmana ihtiyacı yok"
Katılımcılardan gelen bir soru üzerine Rybnikov, “Türkiye’nin bu yıl IMF (Uluslararası Para Fonu) programına başvurmasını beklemiyoruz. Daha önceden bahsettiğim gibi acil finansal piyasa oynaklığı açısından durum kısmen dengelendi. Şu an itibarıyla Türkiye’nin acil finansmana ihtiyacı bulunmuyor.” değerlendirmesini yaptı.
S&P Finansal Kurumlar Reyting Direktör Yardımcısı Magar Kouyoumdjian ise bankacılık sistemine ilişkin riskler olduğunu, ekonominin geçen senenin ikinci yarısından itibaren yavaşladığını ve mali yükümlülüklerin arttığı söyledi.
Kredilerin yeniden yapılandırıldığını ve halihazırda takipteki kredilerin toplam kredilere olan oranının yüzde 4 seviyesinde olduğunu belirten Kouyoumdjian, sorunlu kredilerin toplam krediler içerisindeki payının önümüzdeki dönemde yüzde 10-15 seviyelerine ulaşabileceğini söyledi.
Kouyoumdjian, “Türk bankaları dengelendi. Bankalar 2018 yılına ilişkin borçlarının büyük kısmını çevirdi. Borç yenileme oranı düşük seviyede gerçekleşti ama bu aynı zamanda düşük talepten kaynaklanıyor.” ifadelerini kullandı.
S&P'den 15 Şubat’ta yapılan açıklamada Türkiye'nin uzun vadeli döviz cinsinden kredi notunun "B+", uzun vadeli yerel para birimi cinsinden kredi notunun ise "BB-" olarak teyit edildiği belirtilmişti.
Açıklamada, Türkiye'nin kısa vadeli döviz ve yerel para birimi cinsinden kredi notunun "B" olarak teyit edildiği, Türkiye'nin kredi notu görünümünün ise "durağan" olduğu ifade edilmişti.