'Türkiye Varlık Fonu ile finansman maliyetleri düşecek'
Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Ermut, "Fon, nakit zengini ülkelere doğrudan devletin varlıklarına yatırım yapma imkanı sağlayacak" dedi.
Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, milli bir anlayışla profesyonel şekilde yönetilecek Türkiye Varlık Fonu'nun nakit zengini ülkelere doğrudan devletin varlıklarına yatırım yapma imkanı sağlayacağını belirterek, "Devletimiz de bu sayede, maalesef haksız yere ülkemizle ilgili çok negatif kararlar alan kredi derecelendirme kuruluşlarının etkilerinden bağımsız bir şekilde, finansman maliyetlerini düşürerek gerekli ve büyük makro projelerin yapılmasının önünü açacak." dedi.
Ermut, Türkiye Varlık Fonu kurulmadan önce Türkiye'nin portföy yatırımcılarına sunabileceği bir değer listesi olmadığını, nakit zengini ülkelerdeki bu tip yatırımcıların da sağlam ve uzun dönem getirilere bakarak yatırım yaptıklarını söyledi.
Türkiye'nin nakit fazlası veren bir ülke olmadığı için bu tip bir devlet fonu aracılığıyla yatırımcılara komple bir imkan sağlayamadığını vurgulayan Ermut, "Kredi derecelendirme kuruluşlarının da kesinlikle haksız ve adaletsiz bir şekilde notları da düşürmesiyle bazı fonların Türkiye'ye gelişinin önü kapanmış oluyor. Çünkü o fonların önemli bir kısmının kuruluş sözleşmesinde zaten 'kredi derecelendirme kuruluşlarından yatırım yapılabilir notu alma' şartı var. Dolayısıyla, biz buna bir çözüm geliştirerek bu fonu kurmuş olduk. Fon, nakit zengini ülkelerin doğrudan devletin varlıklarına yatırım yapma imkanı sağlayacak. Devletimiz de bu sayede, maalesef haksız yere ülkemizle ilgili çok negatif kararlar alan kredi derecelendirme kuruluşlarının etkilerinden bağımsız bir şekilde, finansman maliyetlerini düşürerek gerekli ve büyük makro projelerin yapılmasının önünü açacak." diye konuştu.
"Değer zincirindeki boşluklar doldurulacak"
Ermut, Türkiye Varlık Fonu ile devlette halen atıl duran bazı değerler sayesinde, yeni kaynaklar oluşturulabileceğini ve böylece de yeni yatırımların önünün açılacağını vurguladı.
Bu durumu bir örnekle açıklayan Ermut, "Otomotiv sektöründe biz ihracat yaparken, aynı zamanda bazı parçaları ithal ettiğimiz için de ithalatı şişiriyoruz. Bu durum bizim katma değerimizi düşürüyor ve global değer zincirinde bu sektörde aldığımız yeri de azaltmış oluyor. İlk etapta belki bir yatırımcı için çok karlı olmayan ama Türkiye'nin bazı sektörleri için stratejik önem taşıyan yatırımlarda, bu fonun dışarıdan bulacağı stratejik ortaklar vasıtasıyla bunları da kendimiz yapıyor olacağız ve finansman maliyeti çok daha düşük olacak. Domino etkisiyle pek çok başka yatırımın da ülkemizde özellikle kritik sektörlerdeki değer zincirlerindeki boşlukların doldurulması da sağlanacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Cephane olarak kullanacağız"
Ermut, Türkiye Varlık Fonu'nun kendileri için de çok önemli ve ileri görüşlü, ülkenin geleceği için de çok vaatkar bir adım olduğunu kaydetti.
Türkiye Varlık Fonu'nun tek başına psikolojik etkisinin bile Türkiye Cumhuriyeti'nin geçen sene yaşadığı sıkıntılı döneme rağmen gündeminin hala ekonomi olduğunu ve yatırım ortamının iyileştirilmesinin bir göstergesi olduğunu belirten Ermut, şöyle devam etti:
"Biz bunların hepsini tanıtım çalışmalarımızda birer cephane olarak kullanacağız. Neticede, fondaki değerlerden bir kısmı da bankalar gibi stratejik şirketler. Dolayısıyla, Türkiye Varlık Fonu çok profesyonel bir şekilde yönetileceği için bu anlamda Türkiye'nin stratejik öncelikleri de düşünülerek kararlar alınacaktır. Türkiye'nin bazı konulardaki stratejik üstünlüğünü ve aynı zamanda bazı sektörlerdeki stratejik kararların alınması noktasında, devlet önemli bir imkan sağlayan yatırımları elbette en verimli şekilde kullanmaya devam eder. Devletin aklı farklı bir akıl sonuçta, bir yanda yatırımlarla ilgili öncelikler dururken, diğer yandan da stratejik öncelikler var. Bu yüzden, Türkiye Varlık Fonu milli bir anlayışla ve profesyonel bir şekilde yönetilecek. Her yatırımda doğrudan bir ortaklık sağlayamazsınız ama bu büyüklüğün finansal gücünü daha başka projelerde finansman maliyetlerinin düşürülmesi noktasında kullanırsınız. Burada da bir nevi kazan-kazan stratejisi çıkıyor ortaya."
"Şirketlerin yurt dışında rekabet gücü artacak"
Ermut, halen kamu şirketlerinin yurtdışındaki rakipleriyle adil şartlarda mücadele etmesinin çok zor olduğuna dikkati çekerek, "Kamu şirketleri, Türkiye Varlık Fonu gibi bir yapının altında yönetilmesi durumunda global düzeydeki rakipleriyle rekabet edebilecek şirketler haline gelecek. Böylece şirketler, istedikleri gibi daha etkin raporları oluşturabilecekler, daha aktif pazarlama ve reklam stratejilerine girebilecekler. Bunlar da kamunun değerlerini çok daha etkin bir şekilde kullanılır hale getirecek. Dolayısıyla, Türkiye Varlık Fonu'nun önemi ve katkısı anlaşıldıkça tahminim bu konudaki endişeler de ortadan kalkacaktır." ifadelerini kullandı.
Ermut, fonun Türkiye ekonomisi için vazgeçilmezliğinin zaman içerisindeki olumlu uygulamalarıyla daha iyi anlaşılacağını da sözlerine ekledi.