Türkiye ve KKTC'nin arzusu adada sorunlar çözülmeli

Türkiye ve KKTC'nin arzusu adada sorunlar çözülmeli

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye ve KKTC'nin bir önce adada yaşanan sorunun çözülmesini arzu etiğini belirterek, "Orada iki ayrı devlet, iki ayrı toplum, iki ayrı demokrasi, iki ayrı eşit halk var. Türkiye'nin garantileri var" dedi. Bakan Çiçek, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin Bakanlar Kurulu toplantısında ele alındığını bildirdi. Güney Kıbrıs'taki seçimlerden sonra 2008 yılında Kıbrıs konusunun yeniden gündeme geleceğinin uluslararası toplumun beklentisi olduğunu anlatan Bakan Çiçek, Talat'ın ziyaretinde, bu konuda gelinen noktanın en üst seviyede değerlendirildiğini bildirdi. Çiçek, şunları söyledi: "Türkiye ve KKTC, tekrar ifade ediyoruz ki bu sorunun bir an evvel çözülmesini arzu etmektedir. Yakın tarihin de en uzun süren uluslararası uyuşmazlıklarından, itilaflarından biridir. Türkiye de KKTC de bugüne kadar yapılan bütün müzakerelerde soruna kalıcı çözüm için çaba sarf etmiştir. Tabii, bunun kuralları var, parametreleri var. Tekrar ifade ediyoruz ki orada iki ayrı devlet, iki ayrı toplum, iki ayrı demokrasi, iki ayrı eşit halk var. Türkiye'nin garantileri var. Bu manada, BM'nin hazırladığı, Türk tarafındın kabul edip, Rum tarafının reddettiği bir Annan Planı var. Bundan geriye gidilmeksizin, bu müzakerelerin bu sene içinde tekrar ele alınacağı bilinmektedir. Bunu için bir değerlendirme için Sayın Talat Türkiye'yi ziyaret etmiştir." Talabani ile terör konusu ele alındı Irak Devlet Başkanı Talabani'nin beraberinde 5 bakan ile Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Bakan Çiçek, "Tabii Irak bizim komşumuz ama epey sorunlu bir komşumuz. bu sorunların da Türkiye'ye olumsuz yansımaları var" dedi. Bu nedenle Irak ile ilişkilerin yeni baştan gözden geçirilmesinde ve en üst düzeyde ele alınmasın sayısız faydaları olduğunu anlatan Bakan Çiçek, bu ziyaretin bu anlamda önemli olduğunu kaydetti. Çiçek, şöyle devam etti: "Tabiatıyla Irak ile ilgili sorunlarımızın başında terör meselesi gelmektedir. Bunu hep konuştuk, konuşuyoruz. Türkiye'yi rahatsız eden terör örgütünün, orada yuvalandığını, oradan imkan temin ettiğini, lojistik destek sağladığını, orada barındığını hep beraber biliyoruz. Artık bütün dünyanın da kabul ettiği bir gerçektir. Bu nedenle bu görüşmelerde terör konusu kapsamlı şekilde ele alınmıştır. Kamuoyuna da ifade edildiği şekliyle, bu terör örgütü Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri zehirleyen bir unsur olarak ifade edilmiştir. Aynı zamanda bir beladır, ya da yine ifade edildiği şekliyle bir afettir. Bunun ortadan kaldırılması için bir mutabakata varılmıştır. Bu alanda somut işbirliği yönündeki iki taraf iradesini ortaya koymuştur. Irak meselesinin, Türkiye ile olan ilişkilerde terör konusu maalesef ilişkileri engelleyen, ilişkilerin gelişmesinin önünü tıkayan bir faktör olarak bulunuyor. Ama onun ötesinde Irak'ın bu sene içindeki yatırıma ayırdığı para 25 milyar dolardır. Yani Türkiye'deki yatırım bütçesinin iki katından daha fazladır. İstenmektedir ki gelen heyetin kompozisyonuna da baktığınızda, Türk iş adamlarının ve Türk şirketlerinin ve Türkiye'nin, ekonomik ilişkileri geliştirmek, orada yatırım yapmak, ticaretimizi artırmak ve kalıcı işbirliğini bu manada sağlayabilmek için her seviyede çok kapsamlı görüşmeler yapılmıştır. Türkiye-Irak ilişkilerinde neler yapılabileceği kapsamlı olarak konuşuldu. Hatırlayacaksınız, bütün bu ilişkilerin belli bir seviyede sürdürülmesi ve izlenmesi bakımından Irak tarafının bir üst kurul oluşturulması yönünde bir teklifi gündeme geldi. Türkiye olarak inceliyoruz. Varılan mutabakatlar itibariyle şunu söylemek mümkündür ki ülke iki arasında kapsamlı, derin ve yeni bir işbirliğinin başlatılması açısından önemli ve faydalı bir ziyaret olmuştur. Şimdi bütün mesele bundan sonra varılan mutabakatların altının doldurulmasıdır. Bu da iki tarafın daha alt seviyede, bakan düzeyinde veya bürokratlar düzeyinde daha sık bir yakın ilişkiyi gerektirmektedir. Bugün bunlar konuşulmuştur. Her bakan veya birlikte, bu ilişkileri daha hızlı götürebilmek noktasında bir çabanın içine girmiş olacaktır. Eğer bu üst kurul değerlendirmesi Türkiye açısından faydalı olacaksa, olumlu olacaksa, başka bir formatta ilişkiler sürdürülecek demektir."