Türkiye'de kurumlar arası güven eksik

Türkiye'de güven eksikliğine dikkat çeken Abdüllatif Şener, cari açık ve özelleştirme uygulamalarını da eleştirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

KONYA - Devlet Eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, "Türkiye'de kurumlar arasında güven, inanç yok, bir araya gelip kucaklaşamıyorlar. Kurumlar arası güven, işbirliği ve dayanışmaya ihtiyaç vardır. Bir an önce bunun tesis edilmesi lazım" dedi.

Konya Elektrikçiler Odasının davetlisi olarak "Ekonomik Gelişmeler ve Yansımaları" adlı konferans için Konya'ya gelen Şener, Kayacık Mevkisi Birlik Parkı'nda AK Parti Konya eski milletvekili Ahmet Işık ve bir grup vatandaş tarafından karşılandı.

Şener, karşılamaya gelenleri selamladıktan sonra araç konvoyu eşliğinde Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına gitti.

Şener, burada özel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Türkiye'de kurumlar ve siyasi partiler arasında çekişmeler ve geçimsizlikler olduğunu savundu. Bu çekişmelerin, sorunların çözümünü engellediğini ifade eden Şener, şöyle konuştu:

"Sorunların çözümünü bekleyen vatandaş ise sorunlarla baş başa kalıyor. Ben bu çekişmeleri, geçimsizlikleri sona erdirip sorunları çözmek için Türkiye siyaset tarihinde yapılmayanı yaptım. Partimin MKYK toplantısında istifamı sundum ve ayrıldım. Bu tablonun ne anlam ifade ettiğini çok iyi anlamamız gerekiyor. Görevi birlik ve çözüm üretmek olan siyasetin, nasıl nezaket sınırları içinde yapıldığını gösterdim. Ben bir karar aldım ve gerekeni yaptım."

Şener, daha sonra verdiği "Ekonomik Gelişmeler ve Yansımaları" başlıklı konferansta, esnafın siftah etmeden dükkanını kapattığını öne sürdü.

"Kimse 6.6'ya inanmıyor"

Zaman zaman çeşitli ekonomik verilerin açıklandığını, bu açıklamalarda Türk ekonomisinin iyi yolda olduğunun söylendiğini ifade eden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En son Türkiye'nin büyüme oranları açıklandı. Yüzde 6.6'lık bir büyüme olduğu söylendi. Ama kime sorduysam yüzde 6.6'lık büyümeye inanmıyor. Böyle bir büyümeyi hissetmediğini söylüyor. Aslına bakarsanız 2007'ın üçüncü çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisinde önemli tıkanmalar var. Televizyonlarda dinlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz rakamları ihtiyatlı karşılamalıyız. Bu rakamların hiçbirinin geçmiş yılların rakamlarıyla karşılaştırılabilir bir hali yok. Çünkü hesap biçimleri değişti."

Milli gelirin arttığını ancak bu artışın yapılan son sayımda ülke nüfusunun azalmasından kaynaklandığını ileri süren Şener, "Ekonomi iyi mi, kötü mü? Bunun cevabı, siz kendinizi iyi hissediyorsanız iyidir, iyi hissetmiyorsanız ekonomi iyi değildir" diye konuştu.

Şener, devlet borçlarında azalma olmadığını, aksine yükseldiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Ama yeni bir borç kapısı daha açıldı. Özel sektör de dışarıya borçlanıyor. Özel sektörün eskiden bu kadar borcu yoktu dışarıya. Özel sektörün 177 milyar dolar dış borcu varsa bu ülkede yaşayanların büyük sorunları var demektir. Dışarıdan gelen para bu ülkenin sırtına kambur oluyor. Devletin politikaları budur. Türkiye'de uygulanan ekonomi Türkiye'de yaşayan insana kazandırmıyor. Ortada bir para var, dönen çark da var. Ama Türk ekonomisinde yabancılar kazanıyor."

"Sonunda satacak hasır bile bulamazsınız"

Türkiye'deki cari açığın giderek arttığını, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanının 2008 yılı sonunda cari açığın 50 milyar doları aşabileceğini söylediğini anımsatan Şener, "Bu kadar dış açıkla Türkiye nasıl yolunda devam ediyor?" diye sordu. Şener, şunları söyledi:

"Sürekli bize ait olmadığı halde yabancılara ait olan paralar Türkiye'ye giriyor. Bu da yetmiyor evdeki mobilyaları satıyor. Ama borçlanmayı bu şekilde sonuna kadar devam ettiremezsiniz. Bakıyorsunuz Türkiye'nin en önemli tesisleri sürekli satılıyor. Evdeki eşyaları satarsanız ama sonunda gelirsiniz satacak hasır bile bulamazsınız."

Kurumlar arası güven şart

Türkiye'de kurumlar arasında güven ve inancın olmadığı ve bir araya gelip kucaklaşamadıkları görüşünü dile getiren Abdüllatif Şener, kurumlar arası güven, işbirliği ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu, bir an önce bunun tesis edilmesi gerektiğini söyledi.

Ülke adına yönetmenin sorumluluk istediğini ve bu sorumluluğun ise bugünü değil yarını da düşünmeyi gerektirdiğini ifade eden Şener, "Kendi dönemini değil ülke geleceğini düşünmek, tabutu kadar insan olmamaktır. Siyasi etik de budur" dedi.

Şener, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ama, 'Ben bu ülkenin sorumlu yetkilisiyim, yarın da önemli, gerekli tedbirleri alıp güçlü ekonomiyi inşa etmek zorundayım' derseniz tabutu kadar insan olmaya isyan etmişiniz demektir. Türkiye'nin ihtiyacı, tabutu kadar insan olmaya isyan edenlerdir."