Vizesiz Avrupa, Türkiye'ye yatırım getirebilir

Türkiye'de haziran ayından itibaren AB'ye vizesiz geçişlerin uygulanmaya başlanması beklenirken, bu durum onlarca milyar dolarlık yatırımlarının ülkeye çekilmesi anlamına gelebilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

'Vizesiz geçişler', Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun değerini, Pasaportlar İndeksinde üst sıralara taşırken, bir yandan Ortadoğu’da yaşayanlar için TC vatandaşlığının daha da cazip hale gelmesi, bir yandan da başta varlıklı insan gruplarının dikkatinin ve onlarca milyar dolarlık yatırımlarının Türkiye'ye gelmesi anlamına gelebilir.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Yatırım Danışmanı ve Stratejist Ali Serim, vizesiz geçişlerin yatırım stratejileri açısından önemine değinerek, "Bu husus Türk vatandaşlarının uzun zamandan beri hak ettikleri seyahat serbestisine kavuşmaları anlamına geleceği kadar, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun da özellikle Ortadoğu’da yaşayanlar için daha da büyük cazibeye kavuşması anlamına geliyor” dedi.

Ali Serim, Türkiye’nin yatırım yapacak varlıklı veya eğitimli insanlara vatandaşlık yolunu açacak, geniş seçenekler sunan, programlar geliştirmesinin ve bu konuda uzmanlaşmış global danışmanlık firmalarının bilgi birikiminden faydalanmanın önemini bildirdi. Serim, bu anlamda Türkiye'ye varlıklı kişilerin yapacağı yatırımların arttırılması, emlak sektörünün bu yönde geliştirilmesi ve alternatif finansman modellerine kaynak sağlanmasının şuan tartışılmayan kazanımlar sağlayacağını söylerken, benzer programların uzun yıllardan beri başta ABD, Kanada, Britanya gibi ülkelere önemli katkılar sağladığını da vurguladı. 

'Büyük faydalar sağlar'

Stratejist Serim, sözlerine şöyle devam etti; 

“Dünyada sadece bu konuda uzmanlaşmış şirketler vardır. Zor bir süreç olsa da bu konuda uzmanlaşmış ve önemli deneyimlere sahip uluslararası firmalardan mutlaka devletimiz danışmanlık almalıdır. Doğru bir konsept ülkemize büyük faydalar sağlar. Günümüz dünyasında insanlar daha global, birbiriyle bağlantılı, hareketli; ve sermaye o ölçüde el değiştiriyor. Son 50 senede ticaretin globalleşmesi, sermayenin globalleşmesi derken bugün de insanların globalleştiğine tanık oluyoruz. Global insan kavramı yaygınlaştıkça da insanların yeni bir oturum ve vatandaşlık ilgileri de artıyor. Artık başka bir ülkede eğitim görmek, bağlantıları olmak, iş yapmak, oturumu ve hatta ikinci bir vatandaşlığı olmak olağan bir durum, hatta yaygın bir gerçek. Raporlara göre, günümüzde bir insanın ortalama 12 defa yer değiştirdiği ve bu eğilimin artarak devam edeceği göz önünde bulundurulduğunda, oturum ve vatandaşlık konusu daha da bir önem kazanıyor.”