Yabancı yatırımcılar rüzgar enerjisi teşviklerinden memnun
Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki yükselişi yabancı yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Türkiye, coğrafi konum avantajı ve enerji sektöründeki teşviklerle yabancıların öncelikli pazarı haline geldi.
BÜŞRA KOSİF-FİLİZ COŞKUN
Rüzgar Enerjisi kongresi için Türkiye’ye gelen Ukrayna Rüzgar Enerjisi Birliği (UWEA) Yönetim Kurulu Başkanı Andriy Konechenkov ve Yunanistan Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı Dr. Ioannis Tsipouridis, başta rüzgar enerjisi olmak üzere, Türkiye’deki enerji yatırım imkanlarını DÜNYA’ya değerlendirdiler.
Türkiye hükümetinin yabancı yatırımcılara ciddi destek sağladığını belirten UWEA Yönetim Kurulu Başkanı Andriy Konechenkov, “Bu durum Ukrayna için de geçerli. Türkiye’den Ukrayna’ya taşıdığımız önemli bir deneyime sahibiz. Türkiye’nin rüzgar enerjisi açısından çok önemli bir pazar olduğunu düşünüyorum. Hükümetin rüzgar enerjisini desteklemesi çok büyük bir avantaj ve bunu yalnızca bir beyan olarak ortaya koymuyorlar, aksine gerçek bir destek veriyorlar” dedi.
Ukrayna ve Türkiye arasında daha fazla iş birliği olmasını arzu ettiğini vurgulayan Konechenkov, “Çünkü Ukrayna Türkiye’den sonra yatırımcılarını rüzgar enerjisi sektöründe destekleyen ikinci ülke” diye konuştu. Konechenkov, değerlendirmesinde rüzgar enerjisi alanında negatif fiyat riskinin yaşandığına dikkat çekerek, Türkiye’de rüzgar enerjisi alanındaki yeni projeler için ihale sonrası önerilen fiyatların pazar fiyatından daha düşük olduğunu ve bu durumun yatırımcılar için risk teşkil ettiğini söyledi.
“Türkiye birçok firma için merkez olabilir”
Merkezi Birmingham’da bulunan ve rüzgar hızını ölçen araçlar üreten ZephIR Lidar İş Geliştirme Müdürü Matthew Smith de Türkiye pazarıyla mümkün oldukça fazla ilişki kurmak istediklerini söyledi. Özellikle YEKA ihalesi sonrası Türkiye pazarında olmayı hedeflediklerini vurgulayan Smith, “Kongreye de Türkiye pazarıyla etkileşimi arttırmak için geldik” dedi. Türkiye’nin enerji alanında önünde çok fazla seçenek olduğunu aktaran Smith, Türk hükümetinin ihale süreçlerinde çok istikrarlı ve tutarlı bir yaklaşımı benimsediğini söyledi. Türkiye’nin coğrafyasını biraz daha anlamaya ihtiyaç duyduklarını belirten Smith, “Rüzgar ölçümlerini gerekli noktalarda gerekli hassasiyetle yapmak çok önemli. Türkiye birçok firma için merkez olabilir” diye konuştu.
‘Yunan yatırımcılar gelişmeleri takip ediyor’
Yunanistan Rüzgar Enerjisi Birliği Dr. Ioannis Tsipouridis ise son yıllarda rüzgar enerjisi çalışmalarının Türkiye’de önemli bir ilerleyiş kaydettiğini belirterek, “Dünyadaki en iyi ilk on ülke arasına 2016 yılında Güney Akdeniz bölgesinden giren ilk ülke Türkiye. Bu sektördeki dostlarım adına hem çok mutluyum hem de çok onurluyum. Bu yalnızca bir yıllık bir başarı değil. Bu geçmişten gelen bir birikim ve devamı gelecektir. Gelecek aydınlık gözüküyor” dedi.
Yunanistan’daki rüzgar enerjisi pazarının çok yavaş olduğunu ve gelişmelerin çok yavaş ilerlediğini aktaran Tsipouridis, Yunan yatırımcıların bu alanda yatırımlara girmeleri ve ilgi göstermeleri için çok uzun bir yolları olduğunu ancak bu alandaki gelişmeleri yoğun ilgi ile izlediklerini söyledi.
Türkiye ve Yunanistan hükümetleri arasında önümüzdeki süreçte rüzgar enerjisi alanında iş birliği yapılabilir mi sorusunu yanıtlayan Tsipouridis, “Bu tek yönlü bir yoldur. Tek sokak. Çünkü enerji ne Yunanlıdır ne Türk’tür. Rüzgar birleştirir, rüzgar bölmez. Rüzgar, Türkiye’den Yunanistan’a gelir ve enerjide kullanılır. Ya da tam tersi. Bu nedenle tabii ki işbirliği yapacağız” diye konuştu.
‘Yatırımcının açıklığa, istikrara ve güvenilirliğe ihtiyacı var’
Bir yatırımcının açıklığa, istikrara ve güvenilirliğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tsipouridis, “Milyonlarca dolarlık yatırımlar için bir yatırımcı bunları arar. Kuralların ne olduğunu, projelerin hacimlerini bilmek ve çevrenin uygun olmasını ister. Bu durum Yunanistan’da yok. Çok düşük ilerleme kaydediyoruz. Eğer açıklık, öngörebilirlik ve istikrar olursa gelecek olumlu olacaktır” ifadelerini kullandı.