Yarının sanatçılarından yarının sanatseverine
Gate Sahne Sanatları’nın prodüksiyonu olan “Animals Musical”de sahneye çıkan 110 kişilik kadronun tamamı genç, çok genç ve çocuk... Coşkuları kısa bir süre sonra salondaki yaşıtları seyirciye de bulaşıyor.
NERMİN SAYIN
Çocuklar artık öylesine yoğun bir sınav trafiğiyle boğuşuyorlar ki şu sömestr döneminde ne kadar sosyal etkinliğe, sanata, spora zaman ayırırlarsa o kadar iyi. Sanatçılar ve sanat kurumları da böyle düşünüyor olacaklar ki bu sömestr için birbiri ardına özel etkinlikler koyuyorlar programlarına. Geçen hafta sonu, bunlardan birini seyrettim Uniq Hall’de, “Animals Musical” i. En özel yanı da, sahneye çıkan 110 kişilik kadronun tamamının gençler, çok gençler ve çocuklardan oluşmasıydı. Birlikte uzun bir emek ve disiplin sonucu yaratmışlardı bu üç saate yakın gösteriyi ve işte şimdi yaşıtlarına -ve onlara keyifl e eşlik eden büyüklerine- sunuyorlardı.
Dilerseniz, Gate Sahne Sanatları’nın prodüksiyonu olan “Animals Musical”e yakından bakalım... Ahmet Kazanbal’ın yazıp yönettiği, sanat yönetimi Hilal Arslangiray Kazanbal imzalı müzikal; Afrika’da kabileler arasında barış ilan edilen bir dönemde, 7 yaşına giren her çocuğun Afrika’nın ruhunu öğrenmek için gönderileceği Ubhuntu köylerinde geçiyor. Afrika’da müzik, ritm ve doğa farklı olabilir ama, pek çok şey aynı. Örneğin aşk, örneğin kardeşlik, savaş, acı ve mutluluk. İşte bu köyde, Niyaz Bildik’in renkli koreografisi ve yine Ahmet Kazanbal’ın zengin besteleriyle pek çok dans sahnesi izliyoruz gencecik dansçıların emeğiyle. Hele hele Cesur Özdemir’in çalıştırdığı koro, harika. Sahnedeki yarının bütün sanatçıları, Seren Akyoldaş’ın koçluğunda ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. İkinci perdede işin içine dev kuklalar da girince, salondaki çocukların ve biz çocuk ruhluların keyfine diyecek olmuyor doğrusu. Peki, oyunun sarkan yönleri yok mu... Var. Fakat o kadar güzel bir emek de var ki çoğu görmezden gelinebilir. Ama iki ana sorunun altını çizmek zorundayım: İlki çok çok uzun, hele çocuk seyirci için. İkincisi adı “Animals” olan bir müzikalde hayvan kuklaları çok az kullanınıyor, hatta ilk perdede hiç olmadıklarından hayvansever seyircilerin bir kısmı perde arasında firar edebiliyor.
DANS HER YAŞ İÇİN BİR TERAPİ
“Animals Musical”de gençleri seyrederken, dansın terapi özelliğini de sık sık düşündüm. Müziğin ritmine uymak, notaların açtığı kapıdan girmek, hele hele bunu beraberce yapmak, hepimizi birçok açıdan olumlu etkilemez mi... Doğrusu enerjileri bana, onları seyrederken bile bulaştı. Hele hele sahnenin en miniklerinin profesyonel jimnastikçileri kıskandıracak hareketlerine dikkat...
HAYVAN KUKLALARI MUTLAKA DAHA UZUN KULLANILMALI
“Animals Musical”in en sevdiğim yönü, sahneye çıkan 110 kişilik kadronun tamamının -ki bazılarının yaşı daha ikili rakamlara ulaşmamış- müthiş bir adanmışlıkla ellerinden gelenin en iyisini yapmaya gayret etmeleri. Aksaklıklar olabilir, ama bu şevk kesinlikle eserin kalitesini birkaç kademe yükseltiyor. Özellikle yaşıtlarını sahnede görecek çocuk ve gençlerin dansa, müziğe, tiyatroya ilgi duyacağı, sanatçı değilse de sanatsever olma yolunda bir adım atmak isteyeceği kesin... Arkada koronun gençleri şarkılarını ritm tutarak söyledikçe, öndeki dansçılar daha bir aşka geliyorlar sanki. Tabii seyirci de öyle. Sahnede karakterlerin birbirlerine sordukları sorulara salondan yanıt bile veriyorlar... Sıkı bir dramaturji yapılır ve gösteri kısmen kısaltılırsa, bir de İlayda Çeşmecioğlu imzalı sevimli dev kuklalar sahnede biraz daha arz-ı endam ederlerse “Animals Musical” daha keyifl i olabilir. Gösteriyi 29 Ocak Pazar günü 13:00’te yeniden Uniq Hall’de izleyebilirsiniz.