Yılmaz'dan faiz indirim sinyali

MB Başkanı, ölçülü faiz indirimi de dahil tüm politika seçeneklerini göz önüne alacaklarını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Para Politikası Kurulu'nun (PPK) Eylül ayından itibaren "ölçülü faiz indirimi de olmak üzere bütün politika seçeneklerini" göz önüne alacağını söyledi. 

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası ile Dünya Gazetesi tarafından düzenlenen toplantıda "Para  Politikaları" konulu bir konferans verdi.

Konuşmasında son dönemde enflasyon beklentilerinde görülen kötüleşmenin durduğunu belirten Yılmaz, enflasyonun kademeli bir düşüş eğilimine gireceğinin öngörüldüğünü kaydetti. Yılmaz, PPK'nın "ölçülü faiz indirimi de olmak üzere bütün politika seçeneklerini" göz önüne alacağını dile getirirken, ancak, "seri halde faiz indirimine gidilecek" gibi bir durumun söz konusu olmayacağının altını çizdi.

Enflasyon hedefi

Yılmaz, emtia fiyatlarındaki gelişmeler ve enflasyonun mevcut görünümünün, önümüzdeki dönemde enflasyonun Temmuz 2008 tarihli enflasyon raporunda belirtilen iyimser senaryoya yakın bir gelişme gösterebileceğine işaret ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Söz konusu senaryoya göre kısa vadeli faizlerin bir müddet sabit tutulduktan sonra kademeleri olarak düşürüldüğü varsayımı altında enflasyonun bu yılın sonundaki tek haneli seviyelerde, 2009 yılı sonunda yüzde 6,1 civarında, 2010 yılının sonunda ise yüzde 4,9 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Fiyatlama davranışlarına ilişkin risklerin ve küresel belirsizliklerin devam etmesi, para politikasının temkimli olmasını gerektirmekte ve verilere duyarlılığını artırmaktadır. Merkez Bankası'nın bundan sonraki dönemde alacağı faiz kararları, küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olacaktır.

Bir önceki toplantısında parasal sıkılaştırma eğilimine son veren para politikası kurulu verilere duyarlılığın bir yansıması olarak, eylül ayından itibaren ölçülü bir faiz indirimi de dahil olmak üzere bütün politika seçeneklerini dikkate alacaktır.

İçinde  bulunduğumuz yüksek küresel belirsizlik ortamında para politikasında temkinlilik, faiz kararlarının ölçülü olmasını ve artırım veya indirim seviyelerinden ziyade, her toplantıda ortaya çıkan yeni duruma göre şekillendirilmesini gerektirmektedir. Para politikasında veri bağımlılığı enflasyon hedeflemesi rejiminin doğal bir sonucudur. Enflasyon görünümüne ilişkin açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin merkez bankasının geleceğe yönelik duruşunu gözden geçirmesine neden olacağı önemle vurgulanmalıdır."

"Bizim sistemimizde bir finansal istikrar sorunu yok"

Kendilerine yöneltilen eleştirilerden birinin, diğer ülke Merkez Bankaları gibi duyarlı davranmadıkları ve özellikle Amerika Merkez Bankası kadar duyarlı davranmadıkları, ekonomik büyümeye ve işsizliğe gerekli önemi vermedikleri yönünde olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

"Bunu içtenlikle söyleyebilirim ki Amerikan Merkez Bankası'nın politika faizleriyle ilgili aldığı kararların asıl amacı, ne enflasyon, ne de ekonomik büyüme. Amerika şu anda bizim 2001'de yaşadığımız mali sistemin ayakta kalıp kalmaması, çöküşün olup olmaması sorunuyla mücadele ediyor. Dolayısıyla Amerika Merkez Bankası'nın ana hedefi, amacı, şu anda aldığı kararlarla yapmaya çalıştığı şey finansal istikrarı sağlamak. Çıkış noktası, finansal istikrarın yüz yüze olduğu durumu bertaraf etmek, sistemi ayakta tutmak. Bizim Allah'a şükür böyle bir sorunumuz yok. Biz bu sorunu 2001 yılında yaşadık. Bunu bir mali külfet ve yükle bertaraf ettik. Vergi verenin omuzunda bir miktar yük olarak kaldı. Bugün itibariyle bizim sistemimizde bir finansal istikrar sorunu yok."

Yılmaz, içinde bulunulan yüksek belirsizlik ortamında Merkez Bankalarının faiz artırımı veya faiz indirimi serileri şeklinde bir uygulama yerine, içinde bulundukları ekonomik şartlara ve geleceğe yönelik enflasyon görünümüne uygun bir hareket tarzı tercih ettiklerini vurgulayarak, "Dikkatlice baktığımızda her Merkez Bankası kendi içinde bulunduğu duruma özgü davranıyor. Bizim de içinde bulunduğumuz ve söylemimiz olan bu. Eldeki veri neyi söylüyorsa politikalarını da ona göre oluşturuyorlar" dedi.