Ekonomi tüketimle vites büyüttü
Büyüme hızı, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4.4'le beklentileri aştı. Büyüme oranının beklentilerin üzerinde çıkmasında iç talepteki göreli canlanma etkili oldu.
Naki BAKIR
ANKARA - Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4.4'le beklentilerin üzerinde bir büyüme hızı yakaladı. Bu gelişmede yurtiçi tüketimdeki göreli canlanma etkili oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın ikinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) gerçekleşmelerini açıkladı. Buna göre üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, bu yılın ikinci üç aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla milli gelir yüzde 10.2'lik artışla 385 milyar 113 milyon, sabit fiyatlarla da yüzde 4.4'lük artışla 30 milyar 145 milyon TL oldu. İkinci çeyrekte GSYH, dolar cinsinden cari fiyatlarla ise yüzde 8.3 artarak 209 milyar 715 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.
Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH ise ikinci üç aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.1'lik artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri bir önceki çeyreğe göre yüzde 2.1 arttı.
İlk yarı büyümesi yüzde 3.7
Yılın ilk çeyreği için daha önce yüzde 3 olarak açıklanan büyüme oranı ise yüzde 2.9'a revize edildi. Böylece Türkiye ekonomisinin yılın ilk yarısındaki büyüme oranı yüzde 3.7 düzeyinde oluştu. Yılın ilk altı ayında cari fiyatlarla GSYH, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.7 artışla 740 milyar 134 milyon, sabit fiyatlarla ise yüzde 3.7 artışla 58 milyar 134 milyon TL oldu. Cari fiyatlarla dolar cinsinden GSYH ise ilk altı ayda geçen yılın eş dönemine göre yüzde 9.1 büyüyerek 408 milyar 448 milyon dolara ulaştı.
İç talepteki canlanma etkili
İkinci çeyrekte büyüme oranının beklentilerin üzerinde çıkmasında iç talepteki göreli canlanma etkili oldu. Harcamalar yöntemiyle GSYH tahminine göre hane halklarının nihai tüketim harcamalarında ilk çeyrekte yüzde 3.1 olan sabit fiyatlarla büyüme oranı ikinci çeyrekte yüzde 5.3'e yükseldi ve ilk altı ay itibariyle yüzde 4.2 oldu. Hane halkı tüketim harcamaları GSYH'nin yaklaşık yüzde 73'ünü oluşturuyor.
GSYH'da yüzde 7.5 oranında bir paya sahip olan devletin nihai tüketim harcamalarında ilk çeyrekte yüzde 7.6 olan sabit fiyatlarla artış, ikinci çeyrekte de yüzde 7.4'le yüksek artışını sürdürdü. Söz konusu harcamalarda yılın ilk altı ayında sabit fiyatlarla yüzde 7.5 oranında bir büyüme yaşandı.
Gayri safi sabit sermaye oluşumunda ilk çeyrekte sabit fiyatlarla yüzde 2.3 olan büyüme oranı da ikinci çeyrekte yüzde 3.7 ile daha yüksek çıktı. Yatırımlardaki artışı gösteren bu kalemde yılın ilk altı ayındaki büyüme yüzde 3 olarak gerçekleşti.
Yılın ilk yarısında, TL cinsinden mal ve hizmet ihracatı sabit fiyatlarla yüzde 3.2 artarken, “eksi” bir kalem olarak mal ve hizmet ithalatındaki büyüme yüzde 9.5'e ulaştı.
En hızlı sektör otel ve lokanta
Yılın ikinci çeyreğinde de en hızlı büyüyen sektör oteller ve lokantalar oldu. Sektör ilk çeyrekteki yüzde 15.5'lik büyümenin ardından, ikinci çeyrekte de yüzde 14.9 ve ilk altı ay itibariyle yüzde 15.2 büyüme kaydetti.
İkinci çeyrek GSYH büyümesini beklentilerin üzerine taşıyan iç talepteki göreli canlanma, imalat sanayii ile toptan ve perakende ticaret gibi temel sektörlere ilk çeyreğe göre daha yüksek bir büyüme performansı getirdi. İmalat sanayiinde ilk çeyrekte yüzde 1.6 olan büyüme oranı, ikinci çeyrekte yüzde 3.4'e yükseldi; ilk altı aydaki büyüme yüzde 2.5 oldu. Toptan ve perakende ticarette ilk çeyrekte yüzde 2.9 olan büyüme oranı da ikinci çeyrekte yüzde 5'e yükseldi; ilk yarıyıl itibariyle yüzde 4 düzeyinde oluştu.
Ayrıca tarım sektörü de ikinci çeyrekte yüzde 5.4'le, ilk çeyrekteki yüzde 4.3'lük oranın oldukça üzerinde bir büyüme kaydetti ve ilk yarı itibariyle yüzde 5 büyüdü. Önemli sektörlerden inşaatta ilk çeyrekte yüzde 5.9 olan büyüme de ikinci çeyrekte yüzde 7.6'ya ulaştı ve ilk altı ay itibariyle yüzde 6.8 düzeyinde oluştu. İlk çeyrekte yüzde 2.3 büyüyen ulaştırma, depolama, haberleşme sektörü, ikinci çeyrekte yüzde 3.3'le daha hızlı bir büyüme kaydetti ve ilk yarıda yüzde 2.8 büyüdü.
Elektrik, gaz ve su sektörü ise ilk çeyrekteki yüzde 3'lük küçülmenin ardından ikinci çeyrekte yüzde 2.7 ile büyümeye geçti. Madencilik ve taş ocakçılığında ilk çeyrekte yüzde 4.5 olan küçülme, ikinci çeyrekte yüzde 3.3'e geriledi.
İlk altı ayda mali aracı kuruluş faaliyetlerinde yüzde 7.5, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetlerinde yüzde 6.2, ev içi personel çalıştıran hane halklarında yüzde 5.2, kamu yönetimi, savunma ve zorunlu sosyal güvenlik hizmetlerinde yüzde 4.4, eğitimde yüzde 4.4, sağlık işleri ve sosyal hizmetlerde yüzde 4.3, konut sahipliğinde yüzde 1.3 büyüme yaşandı.
Yıllık hedef tutar mı?
İkinci çeyrek büyümesinin beklentilere göre çok daha iyi gelmesi ile ilk altı aydaki gerçekleşme, bu yılın tümü için öngörülen yüzde 4'lük büyüme hedefine yakınsamakla birlikte düşük kaldı. Yıllık hedefin tutması için yılın ikinci yarısındaki büyümenin en az yüzde 4.3 düzeyinde gerçekleşmesi gerekiyor. Ancak gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal sıkılaştırma kararıyla Türkiye'ye yönelik sermaye hareketlerinin mayıstan bu yana aleyhe dönmeye başlaması ve dövizdeki ısrarlı yükseliş nedeniyle ekonomide ikinci yarıda yavaşlama eğiliminin giderek güçlenmesi bekleniyor. İthalatı baskılayacak olan kur artışlarının üretimdeki ithal girdiği bağımlılığı nedeniyle ihracatta ise avantaj yaratmayacağı, kur ve faizde yükseliş baskısının enflasyona yansıyacağı, ikinci çeyrekte büyümeyi tetikleyen iç talebin yılın ikinci yarısında daralacağı tahmin ediliyor. Bu faktörler de ikinci yarıda büyüme için olumlu koşullar sunmuyor.
Maşallah, Avrupa'nın en hızlısıyız
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: "Bu büyüme rakamlarına 'Maşallah' diyorum. Türkiye ekonomisini dünya ekonomisinden ayrıştıran önemli bir kanıt. Türkiye 2013 yılının ikinci çeyreğindeki bu büyümeyle Avrupa'nın en hızlı ve en fazla büyüyen ülkesi oldu. Avrupa'nın Euro Bölgesi'nin 17 ülkesinin 7'si hala 2008'de başlayan global krizle ciddi şekilde pençeleşiyor, öyle gözüküyor ki önümüzdeki 5-10 yıl da ancak kriz öncesi döneme dönecekler. Tam 15 çeyrektir sürekli büyüyen bir ülkeyiz. Dünyada önemli sıkıntıların yaşandığı, bir çok ülkenin büyüme kelimesini unuttuğu, daha az küçülmenin hesabını yaptığı bir ortamdayız. Böyle bir ortamda Türkiye son derece önemli rakamlara sahiptir."
Zayıf dış talep sınırladı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: "2013 yılı ilk yarısında toplam iç talep reel olarak yüzde 5.4 seviyesinde güçlü bir artış gösterirken, dış talebin zayıf seyri büyümeyi sınırlandırmıştır. Yılın ilk yarısında toplam nihai yurtiçi talep büyümeye 4.3 yüzde puan katkı yaparken; net dış talep negatif 1.8 yüzde puan katkı yapmıştır. Bu gelişmede özellikle 2012 yılındaki altın ihracatının yüksek baz etkisi ve 2013 yılı ilk yarısında yapılan altın ithalatındaki artış etkili olmuştur. Yılın ikinci yarısında özellikle Avrupa Birliği'ndeki görece toparlanmanın etkisiyle altın hariç ihracatımızın büyümeye yaptığı pozitif katkıyı arttırması beklenmektedir."
'Stok artışı da destekledi'
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi: "Önceki çeyrekte olduğu gibi iç talep ve kamu harcamalarının sürüklediği büyümeye önemli bir destek de stoklardaki artıştan gelmiş görünüyor. Net ihracat ise büyümeyi 3 puan aşağı çekici etkide bulunmuş. En olumsuz görüntü ise özel yatırımlarda, büyümeyi sınırlı da olsa negatif etkilemeye devam ediyor. Öncü veriler ekonomik aktivitenin ilk yarıya göre sınırlı boyutta hız kesmiş olduğunu gösteriyor. Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmanın yurtiçi faizler ve TL'ye olumsuz yansımasının, tüketici güveni üzerinde baskı oluşturması ve daha sıkı parasal koşullara yol açmış olması nedeniyle 2013 yılı büyüme tahminimizi yüzde 3.5'e çekmiştik. Bu tahminimizi koruyoruz."
'Harcamalar son 7 çeyreğin zirvesinde'
Ata Yatırım Başekonomisti Gülay Elif Girgin: "İkinci çeyrekte rekor düşük seviyelerdeki faiz oranlarının desteği ile hanehalkı harcamalarının büyümeye katkısının son yedi çeyreğin en yükseğinde gerçekleşti. Stok değişimleri 2.3 baz puanlık sürpriz bir katkı ile büyüme rakamlarının ikinci destekleyicisi oldu. Bu yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 3 büyüyeceğini tahmin ediyorum. İç ve dış belirsizliklerin arttığı 3'üncü çeyrekte de daralma trendinde bir hızlanma olabileceğini düşünüyoruz. İlaveten, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler özel sektör yatırımlarında başlamış olan iyileşme trendinin sekteye uğradığına ilişkin görüşümüzü güçlendiriyor."