Teknolojik ürün teşviki yılbaşından önce geliyor

Teşvik sistemini interaktif hale getirdiklerini, sadece 2014’te 5 defa yenilediklerini ifade eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yüksek teknolojili ürünlere uygulanacak yeni teşviklerin yılbaşından önce uygulamaya gireceğini belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

canan_sakarya-005.jpg

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yüksek teknolojili ürünlere uygulanacak yeni teşviklerin yıl başından önce uygulamaya gireceğini belirtti. Zeybekci, Doğu ve Güneydoğu’da önceliğin güven, huzur ve istikrar olduğunu belirterek, “Doğu ve Güneydoğu’da bugünkü iklim, konjonktür itibariyle 6. Bölge demişiz, 66. bölge de desen olmuyor. Bölge için huzur, güven, istikrar gerekiyor, bunların olması içinde kardeş kanının durması gerekiyor” dedi. Teşvik sistemini interaktif hale getirdiklerini sadece 2014’te 5 defa yenilediklerini ifade eden Zeybekci, “Biz teşvik vermek, sonuç almak, skor yapmak için bu teşviki çıkardık. Kişiye özel ceket dikmek gibi görüyoruz. Bunlar kutsal metinler değil, gerektiğinde müdahale ediyoruz, genişletiyoruz olmadı tekrar müdahale ediyoruz” dedi. 

Ekonomi Bakanı Zeybekci, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya’nın sorularını yanıtladı. 

►Başbakan tarafından açıklanan Ekonomide Dönüşüm Programı'na neden ihtiyaç duyuldu? 

25 ayrı alanda bin 250 eylem planı ile ekonominin yeniden yapılandırılması öngörülüyor. Envanter sayımı gibi diyebiliriz, yani yola çıkarken malzeme kontrolü. Gelecekle ilgili planları yaparken eldeki malzemelerle yeni bir kurgulamaya gitme ve yeniden hedefl eri belirleme, gözden geçirme. Çünkü, Türkiye global bir oyuncu olmayı tercih etti. Türkiye bugüne kadar hep başkalarının hammadde dünyasını, enerji dünyasını kontrol ettiği, hep başkalarının sermayeyi kontrol ettiği, hep başkalarının tüketim alışkanlarını belirlediği ve başkalarının tüketim ağlarını kontrol ettiği bir alanda ülke olarak fasoncu bir sanayi, üretim ve istihdam anlayışıyla bu başarıyı sağladı. Aslında çok büyük bir başarı ama artık ‘Türkiye’nin gelecekle ilgili hammaddesini, enerjisini garanti altına almasını ve bunları belirlemede etkin olmasını istiyoruz. Türkiye olarak tarihten gelen avantajlarımızı, kültürel bağlarımızı da kullanarak bu coğrafyada tüketim alışkanlıklarını belirlemede etkin olmak, dağıtım ağlarını kontrol eden ülke olmak, Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getirmek istiyoruz. Türkiye’yi bu coğrafyadaki bütün sermaye hareketlerinde de merkez haline getirmek istiyoruz. Hedefl eri koyduktan sonra bu yeni bir eylem yeni bir dönüşüm gerektiriyor. Dönüşüm programı tam anlamıyla bu hedefl ere hizmet edecek bir düzenleme. Enerjiden, eğitime, ithalattan ihracata, bilimden teknolojiye, tarım politikalarından, çevre duyarlılıklarımıza kadar 1250 eylem belirledik. 

►AK Parti 12 yıldır iktidarda, bütün bunlar için biraz gecikmediniz mi? 

Hayır. Aslında birçok kısmını zaten fiilen uyguluyoruz, ülke olarak bunları aslında yapıyoruz, buradabunları yazılı hale getiriyoruz. Ülke olarak dış ekonomik ilişkilerde etkin olmak için bunları zaten yapıyorduk. Mesela dünyada ekonomik yapılanma bugün yeniden kurgulanıyor. Dünyanın ekonomi haritası yeniden çiziliyor ve yeniden çizilen bu ekonomik harita içinde çok etkin bir Türk dış ekonomik politikası, dış ekonomik ilişkileri, Dışişleri gibi bir kurulumuz zaten vardı. Afrika’da 8 büyükelçilikten 38 büyükelçiliğe ulaştık. THY ile Afrika’ya en çok uçan ülke haline geldik, THY en çok noktaya uçan havayolu. Avrupa Birliği ile gümrük birliği ilişkisi olan tek ülkeyiz her ne kadar eleştirsek de çok kadim bir ekonomik entegrasyon sağladık. Kalitemizi yükselttik, standartlarımızı yükselttik, bugün ihracatımızın sadece yüzde 43’ünü AB’ye yapar hale geldik. Diğer taraftan biz bütün bunları yaparken Kore ile serbest ticaret anlaşmamızı imzalayıp yürürlüğe koyduk, gıda ve hizmetlerle ilgili yeni bir açılıma gidiyoruz. Japonya ile serbest ticaret anlaşması görüşmelerimizi resmi olarak başlattık, Singapur, Malezya ile bitirdik yürürlüğe girdi. İran’la yaptığımız serbest ticaret anlaşması yürürlükte. Rusya ile Avrasya gümrük birliği için yoğun bir temasımız başladı.12 yıldır güzel işler yapıldı. Ulaştırmada duble yollar, hızlı tren, Mersin, Çandırlı limanları, tüp geçiş, 3. köprü, 3. Havalimanı, enerjide nükleer santraller... 2013 yılında 2 bin MW rüzgar santralini devreye aldık. Bir çok şey yapılıyor, dönüşüm programı yeniden bir gözden geçirme,yeniden bir hesap yapma. 2023 hedefl eri doğrultusunda, ihracatımızın yüzde 12.78 oranında her yıl artırmamız gerektiğini biliyoruz. Dünyanın en büyük hurda ithalatçısıyız ve bunun üzerine dünyanın en büyük inşaat demiri ihracatçısıyız ve bütün sistemi enerji ile ilgili israfın olduğu bir yapı üzerine kurmuşuz. Burada demir çeliği teşvik etmemiz lazım diyoruz, Türkiye’nin bir metalurji politikası olması lazım. Yeni bir teşvik sistemini bunun üzerine geliştiriyoruz. Ekonomi Bakanlığı olarak bizim dünyada 260 tane kadromuz var müşavirlik, ticaret ataşelikleri şeklinde Ekonomi Bakanlığı olarak ‘biz bu sayıyı artırmalıyız’ diyoruz. 

►DEİK’in yapısında değişikliğe gittiniz, bundan sonraki süreçte DEİK nasıl bir görev üstlenecek?  Beklentiniz nedir? 

Özel sektör ile devletin politikalarına bir araya getirebilirsek israf etmemiş oluruz. DEİK’in görevlerinde hiçbir değişiklik olmadı. DEİK’te 40 civarında olan kurucular kurulu 99’a çıktı. 243 kişilik bir genel kurul oluşturuldu. Bu 243 kişilik genel kurulun hiçbir yerinde devlet, bir tek bile kamu kuruluşu yoktur. Hepsi özel sektör, odalar, birlikler, sivil toplum kuruluşları. 243 genel kurul 35 tane yönetim kurulu seçecek. Biz ‘her bölümden her meslekle her alanla ilgili temsiller olsun’ dedik. 35 kişinin içinde 6 tanesi şu sektörden, 3 tanesi STK’lardan, 5 tanesi şirketlerden gibi sayıları oraya koyduk. 35 kişilik yönetim kurulundan 13 tane icra kurulu seçiliyor. Bütün bu aşamaların hiç birinde devlet yok. Eskiden DEİK’te 25 kişilik bir yönetim kurulu vardı, bunun 13 tanesini TOBB Başkanlığı atıyordu, kalan 13 tanesini de 41 kişilik kurucular kurulu atardı. Tek ayaklı tek kanatlı bir yapı vardı ben göreve geldiğim anda TOBB Başkanı’na yaptığım ilk iadeyi ziyarette kendilerine ‘DEİK’ le ilgili yanlış bir yapının olduğunu bu yapının rahatsızlık yarattığını, etkin bir şekilde çalıştırılamadığını, müdahale edilmesi gerektiğini’ söyledim. Kendileri de o gün ‘yapılması gereken her ne varsa yapalım’ dedi. Bizde bunu yaptık. 

►Eski yapıyla ilgili sorun neydi? 

Maalesef DEİK’in yaptığı çalışmalar ile Dışişleri ile Ekonomi Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar arasında kopukluk vardı. Onların nereye gittiklerinden, kiminle görüştüklerinden, görüşülen konuların icraata dönüşmesinde sıkıntı vardı. Gittiğiniz ülkede bir bakanla bir başbakanla görüştüğünüz zaman bu çok ciddi bir şeydir ülkenizi temsilen çok ciddi bir adım atmışsınızdır bir şey söylemişsinizdir, karşınızdaki bakan ya da başbakanda ülkenize mesaj içeren olumlu ya da olumsuz cümleler kurmuştur. Onları bizim bilmemiz, o mesajları bizim almamız ve aldığımız o mesajlarla bir politika oluşturmamız lazım. Maalesef bazen çoğunlukla bundan haberimiz dahi olmuyordu. Bazen de bakanlar ya da yurtdışından gelen konuklarla önemli görüşmeleri Türkiye’de gerçekleştiriyorlardı. Bunlara bizim bakanlığımız Hazine ya da Dışişleri Bakanlığı’nın katılma imkanı bulunmuyordu çünkü haberleri olmuyordu. Bu bir kopukluk bu bir israftı ve bu israfı yapmamak lazımdı. Şimdi yaptığımız bu değişiklikle çok daha demokratik bir şekilde yönetim kurulları, genel kurul ve icra kurullarını belirleniyor. Çok daha şeffaf ve katılımcıların iradesinin yönetime taşındığı bir yapı ile Ekonomi Bakanlığı’nın ilişkili kurumu haline geldi. Ekonomi Bakanlığı’na direk bütçeye katkı yapma imkanı getirildi. Doğrudan bütçeye para koyabilir kaynak aktarabiliriz. Vaktimiz çok önemli bu ülkenin zamanını enerjisini kaynaklarını israf etmemiz gerekiyor. DEİK’i çok etkin kullanacağız, DEİK bizim için çok önemli, bizim öncümüz olacak. DEİK bir ülkede organizasyon yaptığı zaman o ülkedeki bizim ticaret müşavirimiz, büyük elçimizin de haberi olması gerekir. Bundan sonra bunları sağlayacağız. Müşavirlikler ve elçiliklere bu konuda görev verildi, DEİK’in faaliyetlerine katılma zorunluluğu getirildi

"TEŞVİK SİSTEMİMİZ İNTERAKTİF BİR YAPIDA" 

►5084 sayılı Teşvik Yasası’nda omurgada bir değişiklik olacak mı? Yıl sonu itibariyle avantajlı teşvikler kademeli olarak azalmaya başlayacak. Tekrar bir uzatma düşünüyor musunuz? 

Geçen sene uzattık. Yeni teşvik sistemini interaktif bir teşvik haline getirdik. Sadece 2014’de 5 defa yeniledik. Biz bu teşviki vermek için bu düzenlemeleri yaptık, teşviki etkin hale getirmek için sonuç almak için skor yapmak için bu teşviki çıkardık. Kişiye özel ceket dikmek gibi görüyoruz, teşvik kanunu bölgesel, genel, stratejik teşvikler gibi buna gerektiğinde müdahale ediyoruz, genişletiyoruz olmadı tekrar müdahale ediyoruz. Çünkü bu kutsal bir metin değil tekrar tekrar düzeltiyoruz. Mısır’a giden işadamlarımız oraya gidip yatırım yaptıkları zaman ‘Türkiye’den gidiyorlar’ deniyordu. Biz bunları şirket, teknoloji satın almaları için teşvik ediyoruz. Hammadde, yarı mamul geleceğimizi garanti altına almalarını istiyoruz. ‘Şirket alacağım’ diyene danışmanlık hizmeti satın alsın diye 500 bin dolar destek veriyoruz. Şirket alan bir firmaya 3 milyon dolara kadar faiz desteği veriyoruz. Türkiye bu hale geldi. İhracat 150 milyar dolara gelirken Türkiye başkaydı 500 milyar dolar yönelen Türkiye başka. Dünya ile entegrasyona giden bir ülke. 

►Orta ve ileri teknoloji konusu çok sık gündeme gelmeye başladı. Bu gruba verilecek özel teşvikler ne zaman yürürlüğe girecek? 5’inci Bölge teşviklerinden mi yararlanılacak? 

Türkiye’nin katma değerli üretim miktarını artırabilmek adına bu konuya hükümetimiz ve Sayın Başbakanımız özel önem veriyor. Bu çerçevede çeşitli formüller üzerinde duruyoruz. Uygulamanın çok gelişmiş birkaç il dışında yürürlükte olması konusunu tartışıyoruz. Yani kapsama giren illerde yapılacak yatırımlar o il hangi bölgede olursa olsun, 5’inci Bölge yatırım teşviklerinden yararlanacak. Bu uygulamanın da yılbaşından önce yürürlüğe gireceğini umuyorum. 

2023 ihracat hedeflerinin yakalanması için her yıl yüzde 12.78 oranında ihracatın artması gerektiğini söylediniz. 2023 yılı için hedefl enen 500 milyar dolar ihracat hedefi ni yakalayabilecek miyiz? 
Bugüne 12 yılda toplamda ihracatta üst üste yüzde 14 artışı başarmışız dolayısıyla yüzde 12.8’lik bir artışı başarmak 9 yıllık bir gelecekte çok yüksek bir ihtimal. Olmadı, ortalamayı yüzde 10, 11 ya da 11.5 yaptık diyelim ihracatta 450 milyar dolar oldu. Buna başarısızlık mı diyeceğiz. 25 bin dolar milli geliri 23 ya da 24 bin dolarda bıraktık başarısızlık mı? 

►Çözüm süreci devam ederken, gündeminiz de Doğu ve Güneydoğu için farklı bir teşvik paketi var mı? 

Doğu ve Güneydoğuya yeni bir pakete ihtiyaç yok. Doğu ve Güneydoğu’da bugünkü iklim itibariyle, konjonktür itibariyle 6. Bölge demişiz, 66. Bölge desen de olmuyor. Bölge için ne gerekiyor? Huzur, güven, istikrar... Bunların olması içinde kardeş kanının durması gerekiyor. Diyarbakırlı sermaye de aynı durumda, niye insanlar Van’dan, Şırnak’tan Hakkari’den kalkıp gelip Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de geleceğini arıyor, tedirginliklerinden dolayı. Bunu giderdiğimiz zaman çözüm süreci başarıya ulaşmıştır. Verilen teşvikler, tarihimiz boyunca o bölgeye verilmiş teşviklerin binle çarpımıdır. Bir iklim oluşturduğunuzda yatırım geliyor. Denizli’den biliyorum, 2 bin kişiyi istihdam edecek bir yatırımcımız orada hem dokuma hem boya hem konfeksiyonla ilgili devasa yatırım yapıyor ama ‘acaba’ diyor. Bu çözüm sürecini sabote edenler, rehin alanlar vatana ve o bölgeye ihanet içindedir, oradaki Kürt kardeşime ihanet içindedir.