Türkiye dünyadaki en başarılı ekonomilerden
Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu Direktörü Markert, ekonomik açıdan Türkiye’nin, AB'de değil dünyada en başarılı olmuş ülkelerden birisi olduğunu belirtti
İSTANBUL - Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu Direktörü ve Genel Sekreteri Dr. Thomas Markert, ekonomik performans bakımından Türkiye'nin sadece Avrupa değil dünyada en başarılı ülkelerden olduğunu belirterek, "Türk hükümeti uzun süredir yüksek bir güvene mazhar oldu" dedi.
TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Poltikalar Merkezi'nin (İPM) düzenlediği "Demokrasinin Kurumsallaşması ve Sürdürülebilirliği Konferansı’nda” konuşan Markert, istikrarlı bir demokratik sistemi kurmanın 100 metre yarışı değil maraton olduğunu anlatarak, henüz AB üyesi olmayan ülkelerin yapılacak çok ödevi olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin ekonomik başarısına atıf yapan Markert, "Ekonomik açıdan Türkiye, AB'de değil dünyada en başarılı olmuş ülkelerden birisi. Türk hükümeti uzun süredir yüksek bir güvene mazhar oldu. Büyük bir orta sınıf ortaya çıktı ve toplumda daha yüksek beklentiler oluştu" dedi.
Türk demokrasisinin Orta ve Doğu Avrupa'daki demokrasilerden çok daha geçmişe sahip olduğunu belirten Markert, şöyle konuştu:
“Asker ve üst düzey bürokrasi tarafından gözetim altında tutulması durumu ortadan kalktı bu iyi bir şey ama burada bir risk var. Devlet gücündeki kontrol ortadan kalmış ya da çok azalmıştır. Her şeyi kazanan herşeyi yapar gibi bir durum ortaya çıkar. Mesela, bir parkın dönüştürülmesi belediyenin işidir. Ama bu durum Türkiye'de ulusal bir durum haline geldi. Daha verimli bir hükümet etkinliği olacaksa sorumlulukların ayrılıp bazı şeylerin yerel yönetimlere verilmesi lazım.”
İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman ise Türkiye'nin tüm değişimlere karşın demokrasi karnesinin zayıf olduğunu, dönüşümle demokrasinin birleştirilemediğini, demokrasinin güçlendirilemediğini söyledi.
Yeni anayasa sürecine değinen Keyman, son dönemlerde denge ve denetlemenin, demokrasinin kurumsallaşması ve ileri gitmesinde çok önemli bir şans olduğunu söyledi.
Bu süreci, TÜSİAD, İPM, TEPAV ve nice sivil toplum örgütleriyle üniversitelerin ciddiye aldığını ve üzerlerine düşen görevi yaparak, yeni anayasayla ilgili öneriler hazırladığını ifade eden Keyman, şunları kaydetti:
"İPM olarak bir izleme komisyonu kurduk. Buraya 107 tane sivil toplum örgütü dahil oldu. Sürekli olarak sayın Cemil Çiçek ve komisyonla ilişkilerimizi sürdürdük. Fakat bugün geldiğimiz noktada maalesef sivil toplum örgütleri siyasi partilerin, siyasi parti liderlerinin önüne geçti. Biz demokrasinin ileri gitmesi için yeni anayasa yapımına destek verirken, bugün komisyon dağılma sürecinde. Tabii ki 1982 darbe anayasası ile Türkiye'nin yönetilmesini hiçbirimiz haketmiyoruz. O yüzden anayasada belli sorunlar varsa demokrasinin kurumsallaşması çok önemli hale geliyor. Sivil toplum örgütleri olarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz."